Brexit fırtınası yeni başlıyor

11.10.2016 16:02

Piyasalar 23 Haziran’dan bugüne geçen sürede Brexit’in ilk şoklarını atlatmayı başardı. Özellikle eski Başbakan Cameron’un görevi Theresa May’e devretmesiyle biraz daha hızlanan ayrılık sürecinde, İngiltere ekonomisinin beklenilen kadar kötü bir performans sergilemediğini görüyoruz.

Brexit’in ilk şoklarının ardından ekonominin hızlıca toparlanmasının ana sebeplerini, May ve kabinesinin ekonomiye ve yatırımcılara güven aşılaması, sterlindeki değer kaybının ekonomiyi canlandırması ve Avrupa Birliği ticari anlaşmalarından hala avantaj sağlanabiliyor olması olarak sıralayabiliriz. Piyasalara her şey yolunda mesajı vermeye devam eden İngilizler, henüz yolun başındalar.

Referandum ile birlikte İngiltere her ne kadar çıkış biletini alsa da ayrılık için önümüzde uzunca bir süre var. Başbakan May geçtiğimiz günlerde 50. maddenin 2017 Mart ayında yürürlüğe konulacağını dile getirdi. Çıkışın nasıl gerçekleşeceği ise hala cevabı bulunamayan önemli sorulardan. Avrupa İngiltere’nin en büyük ticaret ortağı. AB ile aralarındaki anlaşmanın geçerliliğini kaybetmesi ülke ekonomisi için büyük daralma anlamına gelecek. İngiltere’nin isteği Avrupa ile arasındaki ticari bağları en az kayıpla korumak. Avrupa pazarına ulaşım hakkını birlikten ayrılsa dahi devam ettirmek isteyen İngiliz hükümetinin önündeki en büyük engel serbest dolaşım. İngiliz halkının referandumda oyunu Brexit’ten yana kullanmasını sağlayan konuların başında göçmen sorunu olduğunu biliyoruz. Serbest dolaşım konusunda hassas olan ve bu hakkı diğer Avrupalı ülkelere tanımak istemeyen İngilizler ticari anlaşmalarda dengeyi ancak politik açıdan verecekleri tavizler ile sağlayabilirler. Fakat bu tavizlerin 23 Haziranda oyunu ayrılıktan yana kullanan vatandaşlar için ne anlama geldiği üzerinde düşünülmesi gerekiyor.

AVRUPA TAVİZ VERMİYOR

Avrupa ise İngiltere’nin Brexit’in sonuçlara katlanması gerektiğini düşünüyor. Özellikle Merkel’den gelen açıklamalar serbest dolaşımı kabul etmeden ticari anlaşmalarda benzer şartların korunamayacağı şeklinde. Bu konunun dışında İngiltere’nin Avrupa bütçesine olan ödemeleri de gerçekleştirme niyetinde olmadığını biliyoruz. İngiltere’nin birlik ülkelerine gümrük bedeli ödemeden ulaşması için bir şekilde Avrupa’nın gönlünü yapması gerekiyor. Bu veya buna benzer mali ve politik koşullar sağlanmadan Avrupa’nın ticari anlaşmalarda İngiltere’ye taviz vermesi ise şu an için olası gözükmüyor. Sebebi ise birlikteki diğer ülkeler. Eğer İngiltere’ye birlikten çıkmasına rağmen mali ve politik konularda imtiyaz sağlanırsa, Fransa, İtalya, İsveç gibi birlikten çıkışa yakın gözüken ülkeler de benzer şekilde çıkış yolları arayacaktır. Birliğin dağılma tehlikesini beraberinde getirecek bu hamle domino etkisi yaratarak büyük bir faciaya dönüşebilir.

May ve ekibinin 2017 Mart ayı ve sonrasında nasıl bir yol izleyeceği şu an için belirsizliğini koruyor. Fakat net olan tek konu Avrupa ile görüşmelerin sanılandan zor geçeceği. İlk şoku atlatılan Brexit fırtınası, AB-İngiltere ayrılık müzakereleri boyunca piyasalarda esmeye devam edecek.

Selim Önay

IşıKFX Araştırma Uzmanı