Döviz piyasası kirli sepetini karıştırırken yine doları seçti!

16.05.2016 17:39

Mart ayı başından itibaren güvercin FED söylemleri ve Amerikan Merkez Bankası 2016 senesinde en fazla bir kez faiz artırabilir beklentisi ile Amerikan Dolar’ı altı büyük para birimi karşısında değer kaybetti. Mayıs ayı başında 92,00 endeks seviyesine kadar gerileyen Dolar ardından yaşanan topar-lanma ile bugünlerde 94,50 civarında işlem görüyor. Nisan ayı FED toplantısından, küresel ekonomik koşullarda iyileşmenin devamı halinde, Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artırımı konusunda istekli olduğu mesajı çıktı.

FED’in Küresel Merkez Bankaları’ndan ayrışan faiz politikası eninde sonunda Dolara destek verecekti ve beklenen oldu. FED sonsuza kadar tarihi düşük faiz oranları ile ekonomi yönetimi yapamaz, diyelim ki faiz oranları daha da aşağı çekildi ekonomiye ek faydası ne olacak? Son günlerde FED Bölge Başkanları’nın piyasaları faiz artırımından soğutmamak adına yaptığı söylemleri de bu anlamda doğal karşılıyoruz. Artık Amerikan Merkez Bankası’na düşen, bifurkasyon (çatallanma) noktasını iyi bir zamanlama ile tetiklemek ve ekonomiyi doğru yöne itmek. Bu noktaya gelinceye kadar, Çin başta olmak üzere gelişen ülke ekonomilerinin seyrini önemli görüyoruz.


Hafta sonu açıklanan, Çin sanayi üretimi (%6) ve perakende satışlar (%10,1) verisine bakınca, politika yapıcılar ekonominin üzerinden elini çektiği anda büyü bozuluyor.

Anlaşılan önümüzdeki aylarda Çin’de yeni önlem paketlerine ilişkin haberleri sık duyuyor olacağız. Avrupa ve Japonya başta olmak üzere gelişmiş ülke ekonomileri “negatif faiz” uygulaması ile büyüme ve enflasyon için sonuna kadar mücadele edeceğiz mesajı verirken, 2016 senesi için Dünya’nın gelişen ülke ekonomilerine bel bağlamaktan başka çaresi kalmıyor. BRIC (Brezilya, Rusya, India, China) ülkeleri arasında Çin ve Hindistan en iyi durumda, Brezilya ve Rusya ise artan emtia fiyatlarına rağmen istenen ekonomik sıçramayı yapmakta zorlanıyor. Rusya ekonomisi ambargo etkisinde, Brezilya’da ise son dönemde hükümet değişikliği ile siyaset ekonominin önüne geçti. Hindistan yapısal reformlarda ilerleme kaydettiği için diğer gelişen ülkelere kıyasla daha iyi performans gösterebilir. Çin tarafı ise önlem paketleri ile kalıcı ekonomik büyüme için çaba sarf ediyor. Türkiye’ye gelince, iyileşen ekonomik verilere rağmen siyasetin ekonominin önüne geçmesi ile kırılganlık arttı diyebiliriz.
 
ARZU TOKTAY
XTB MENKUL DEĞERLER/ ARAŞTIRMA MÜDÜRÜ