Tahvil piyasası gelişmeleri nasıl yorumluyor?

05.10.2016 13:41

Eylül ayında Amerikan Merkez Bankası (FED) toplantısı öncesinde küresel tahvil bono piyasasında faiz oranları yükselişe geçti. Jackson Hole toplantısı sonrasında piyasalar FED’in faiz artırımını daha yüksek olasılık olarak fiyatlamaya başladı. Eylül ayı toplantısında üyelerin yaptığı güncellemeler ile FED ve piyasalar faiz artırımı konusunda ortak noktada buluşmuş görünüyor. Ekonomik verilerde iyileşme özellikle bankanın yukarı yönlü potansiyel gördüğü istihdam piyasası beklentileri karşılarsa yılsonu faiz artırımı kaçınılmaz. Piyasanın faiz artırımı beklentilerini Aralık ayına bırakmasının sebebi ise Amerika’da Kasım ayında yapılacak olan genel seçimler.

Eylül ayı toplantısı ile piyasalar biraz daha önünü görür hale geldi ancak FED’in piyasa dostu çizgisinden fazla sapmayışı ile risk iştahının da tekrar yerine geldiği söylenebilir. Küresel ekonomi kaynaklı riskler, Amerikan halkının hükümet değişikliği yönünde karar vermesi gibi gelişmeler ile FED beklemede kalabilir. Toplantı sonrasında “akıllı” tahvil bono piyasasının verdiği tepkiye gelince, iki ve otuz yıllık getiriler arasındaki fark geriledi. 2016 yılık tek faiz artırımın FED’in gündeminde yerini koruyor. Verim eğrisinde yataya dönen seyirde vade sonu açısından bankanın faiz politikasına duyarlılığı yüksek olan iki yıllık tahvil faiz oranları yükselirken uzun vadede aşağı çekilen faiz artırım beklentisi ile otuz yıllıklarda oranlar geriledi.



Amerikan tahvil bono piyasasında verim eğrisinde yatay seyir gelişen ülke ekonomilerini de olumlu etkiliyor. Ilımlı ekonomik büyüme ve kademeli faiz artırımı beklentisi ile Aralık ayında 25 baz puanlık faiz artırım kararı gelişen ülke ekonomilerinde fazla sarsıntı yaratmayabilir. Küresel tahvil bono piyasasında düşen faiz oranlarını düşününce gelişen ülkelerin tahvillerine talep devam edebilir. Kuşkusuz temel ekonomik göstergelere göre, ülke

bazında ayrışmalar olacak. Bu noktada Türkiye ekonomisinin kırılgan ülkeler arasında yer aldığını hatırlatalım.

Son çeyrekte FED faiz artırımı tedirginliği olmaz görüşünde değiliz, yorumumuz gelişen ülke piyasalarından hızlı bir para çıkışı olmayabilir. Neye dayanarak bunu söylüyoruz? 2017 ve 2018 senesinde yine temkinli FED ile Amerikan tahvil bono piyasasında faiz oranlarında yükseliş limitli kalabilir. Eylül ayı Japon Merkez Bankası’nın 10 yıllık tahvillerde getiriyi “sıfır civarında” kontrol altında tutma sözü de Amerikan tahvil bono piyasasında verim eğrisinde yatay seyrin devam edebileceğini gösteriyor.

Öte yanda, iyi senaryo olarak gördüğümüz, Amerika’da tahvil bono piyasasında yatay seyrini koruyan verim eğrisi “Trump Hedge” fiyatlaması ile sekteye uğrayabilir. Ekim ayında anket sonuçlarına göre piyasalar Cumhuriyetçilerin olası bir zaferini fiyatlarsa işler değişebilir. Yönetimin cumhuriyetçilere geçmesi ile mali teşvik paketlerinde öngörülen artış yükselen tahvil faiz oranları ve dikleşen verim eğrisi ile gelişen ülke piyasalarının “korkulu rüyası” olmalı.

Arzu Toktay

XTB MENKUL DEĞERLER A.Ş.