Trump rüzgarı fiyatlandıktan sonra bizi neler bekliyor

15.11.2016 14:45
Trump’ın ABD seçimlerini kazanmasının ardından küresel piyasalarda beklenti dışı fiyatlamalar oluştu. ABD başkanlık seçimleri öncesi Trump’ın kazanma olasılığı piyasaları tedirgin ediyor ve satış baskısının artmasına neden oluyordu. Bunun en önemli sebebi ise korumacı siyasi ve ekonomik politikalar uygulayarak küreselleşmenin tehdit altına gireceği algısının güçlenmesi idi. Fakat piyasa hiç de yazılan araştırma raporlarına göre bir tepki vermedi. Tabii bunda en önemli unsurun Trump’ın ABD ekonomisinde büyümeyi mevcut seviyesinden ikiye katlayacağını ve bunu vergi indirimleri, alt yapı harcamaları ve daha az regülasyonlar ile gerçekleştireceğini belirtmesiydi.

Piyasa şimdilik Çin’den ithal edilen ürünlere %45 oranında vergi koymak, yasa dışı mültecilerin sınır dışı edilmesi ve serbest ticaret anlaşmalarının iptal edileceği tehdidini umursamadı ve genişleyici maliye politikalarının etkisi sonucu daha hızlı büyüme ile daha yüksek bir enflasyonu fiyatlamaya başladı. Bunu açıkça küresel tahvil piyasalarından okuyabiliyor. ABD 30 yıllıkların getirisi %3 seviyesinin üzerine yükselirken 2 yıllıkların getirisi %1 seviyelerinde bulunuyor. 10 yılıkların faiz oranı ise %20 seviyesinin üzerine yerleşmiş durumda.

Tabii daha güçlü ekonomi daha yüksek enflasyon beklentileri ABD dolarını da destekliyor. Bu sayede DXY endeksinin de 100.20 seviyelerine yükselerek son 11 ayın en yüksek seviyelerini test etti. Bu durumda doğal olarak USD/TRY paritesinde 3.30 üzeri hareketlere neden oldu. BİST100 tarafında ise küresek hisse senedi piyasaların oluşan ralli sayesinde tahvil ve TL’ye göre daha olumlu bir performans gösterdiğini söyleyelim. En azından 74.000 – 80.000 bandı henüz bozulmuş değil. Hatta USD/TRY paritesinin 3.30 seviyelerinden esnemesi ise endeksi 75.000 seviyelerine kadar taşımış durumda. Yalnız kısa vadede teknik olarak 76.000 üzerinde fiyatlamalar görmeden 74.000 desteğinin aşağı yönde geçilme tehlikesini göz ardı etmiyoruz. Bunun en önemli nedeni olarak da Trump rallisinin sindirilmesi sonrası piyasaların biraz daha gerçeklere dönecek olmasıdır. Yurtdışı kaynaklı olarak;

Trump’ın ithalata yönelik daha az korumacı politikaları, Avrupa Kıtasında yaşanacak seçimler ( İtalya – Almanya başta olmak üzere ), FED’e yönelik yeni beklentilerin oluşması ki burada eğer ABD’de enflasyonun hızlı bir yükseliş kaydetmesi bekleniyorsa FED’in 2017 yılında 2 faiz artırımı beklentisi yukarı doğru revize edilebilir.

Yurt içerisinde de yine ciddi belirsizlik unsuru olan gelişmeler karşımızda duruyor. Öncelikle son dönemde izlediğimiz Türkiye – AB sürtüşmesi... Bunun yanında başkanlık sistemine yönelik referandumun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ve Irak – Suriye eksenli jeopolitik tansiyonda artış sürekli olarak piyasalar üzerinde gerginlik yaratacak unsurlar olarak karşımızda duruyor. Ekonomik performansımızda da ciddi bir bozulma yaşandığını söyleyelim. Üçüncü çeyrekte eksi büyüme görmemiz olası duruyor. Son açıklanan Ağustos ayı işsizlik oranı ise %11.3 seviyesine yükselmiş durumda. Özellikle genç işsizlik ise %20 oranında bulunuyor. Yani her 5 gençten biri işsiz durumda. Bu şartlar yeni bir hikaye oluşturamazsak TL ve TL bazlı varlıklar üzerinde güçlü bir toparlanma oluşma ihtimali oldukça zayıf. Dolayısıyla 80.000 direncini kıracak bir fiyatlamaya sebep olarak bir gelişme göremiyoruz. Dolayısıyla 74.000 – 80.000 bandında hareketler devam edebilir. Buna karşılık 74.000 altında ise 72.000 gapine doğru yönelim riski oluşacaktır.

Eren Can Ümüt
MeksaFX Araştırma Müdürü