AA muhabirinin, Rusya ve Türkiye enerji ilişkileri üzerine soruları yanıtlayan Roberts, Rusya'nın ilk hattın borularını aldığını ve ikinci boru hattı için siparişlerini verdiği bilgisini paylaşarak, sadece borular için yaptığı kontraktı iptal etmesinin bu ülkeye 1,3 milyar dolara mal olacağını belirtti.
Rusya'nın boruları döşeyecek gemileri hazırda bekletmek için şimdiye kadar 400 milyon dolar ödediğini anlatan Roberts, "Bu projeyi (Türk Akımı) iptal etmenin maliyeti muhtemelen 2-3 milyar dolar, belki daha da fazla" ifadelerini kulandı.
Roberts, maddi külfetinin yanında projenin iptalinin Rusya açısından itibar kaybına da yol açacağına dikkati çekerek, "Rusya 'yeni bir proje gerçekleştireceğim' dediğinde kim dikkate alacak?" diye sordu.
Türk Akımı projesinin, iki hat şeklinde inşa edilmesinin mantıklı olduğunu vurgulayan Roberts, şöyle devam etti:
"Dört hat şeklinde olursa Rusya'nın fazladan gelecek 31 milyar metreküplük doğalgazı Avrupa Birliği içinde taşımak için ek boru hatları inşa etmesi gerekecek. İtalya'ya taşımak için 5-6 milyar dolarlık veya Avusturya'daki doğalgaz merkezi Baumgarten'a taşımak için 9-10 milyar dolarlık hatlar inşa etmek zorunda kalacak. Ama iki boru hattı olarak inşa edilirse Türkiye'ye gelecek doğalgaz haricindeki yaklaşık 10 milyar metreküplük kısım Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi'ne aktarılarak Avrupa'ya taşınabilir"
Roberts, son dönemde Suriye'de askeri operasyonlara başlayan Rusya'nın, Türkiye ile ilişkileri tehlikeye attığına işaret ederek, bu durumun Türk Akımı'nı da etkileyebileceğini kaydetti. Türkiye ve Rusya arasındaki ticari ilişkilerin temelde enerji üzerine olduğunu anımsatan Roberts, "Uzun vadede bu siyasi sorunun en ciddi sonucu şu; Türkiye, Rusya'ya enerji konusunda daha fazla bağımlı olmak istemeyecek. Bu yüzden, Türk Akımı'nın ilerleme ihtimali azalıyor" şeklinde konuştu.
Roberts, şu anda iki ülke arasında, Akkuyu Nükleer Santrali inşaatı dahil, devam eden anlaşmalarda bir iptalin söz konusu olmayacağını ifade ederek, Suriye krizi çözülmeden ileride yapılması muhtemel anlaşmaların ise gerçekleşmesinin pek mümkün olmadığını öne sürdü.
