IBM'nin düzenlediği "Bankacılığın Geleceği" temalı basın buluşmasında konuşan Llewellyn, Türkiye'deki bankacılık sektörünün kaliteli bir büyümeye sahip olduğunu belirterek, Türkiye'nin dışarıdan bakıldığında iyi işlerin gerçekleştirildiği bir ülke olarak görüldüğünü ifade etti.
Türkiye'deki bankaların müşterileriyle olan sadakat ilişkisine dikkati çeken Llewellyn, bu ilişkinin bankacılıkta önemli kriterlerden bir tanesi olduğunu söyledi. Türkiye'de bankaların müşteri odaklı çalışmaya gayret ettiğini dile getiren Lleweyn, "Türkiye'deki bankalar ve müşteriler arasındaki sadakat ilişkisi dünyadaki birçok bankadan daha güçlü" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin teknoloji konusunda fırsatların yer aldığı bir ülke olduğunu ifade eden Llewellyn, "Dışarıdan gözlemleyen birisi olarak Türkiye'de yaratıcı bankaların olduğunu söyleyebilirim" diye konuştu.
IBM Risk Çözümleri Küresel Lideri Gerald Hopkins de dünyada teknolojiyi en iyi kullanan bankalar arasında Türk bankalarının da olduğunu vurgulayarak "Müşterilerimiz içinde teknolojiyi en iyi kullanlar arasında Türk bankaları da yer alıyor" dedi.
Hopkins, IBM'nin Türkiye'deki en eski ve en köklü bilgi teknolojisi firması olduğunu ve geleceğe iyimser baktıklarını vurguladı.
IBM Bankacılık Sektörü Türkiye Lideri Volkan Sözmen ise Türk bankacılık sektörünün teknolojiyi kullanma açısından ileri düzeyde olduğunu ifade etti. DenizBank'ın dünyanın en inovatif bankası seçildiğini anımsatan Sözmen, "Bankalar teknolojiyi sadece bir araç olarak görmüyorlar. Birçok yaratıcı fikirler, öneriler var. Teknoloji konusunda bilinçlenme çok yüksek. Bankacılık endüstrisi Türkiye'de teknolojiyi kullanma bakımından lider konuma sahip. IBM olarak yeni pazarlara uyum sağlama konusunda iyiyiz. Finansal servisler IBM olarak yıllardır üzerinde çalıştığımız ana sektörlerden bir tanesi. Bu alanda müşterilerimize hizmet ediyoruz" diye konuştu.
YENİDEN TANIMLANMIŞ BANKACILIK" RAPORU
IBM'nin "Yeniden Tanımlanmış Bankacılık" raporundan bahseden Sözmen, rapora göre IBM'nin 5 tane ana etki alanı olduğunu belirtti. Sözmen bu alanların "İşbirliği, değişime ayak uydurmak, inovasyon, mantıksal analiz ve sayısallaştırma" olduğunu ifade etti.
Rapora göre, dünya üzerindeki bankaların yüzde 45'i ortaklıkların bankaların rekabet gücünü artırdığına inanıyor. Raporda, küresel banka yöneticilerinin yüzde 21'nin kendi bankalarının diğer bankalara göre değişime daha iyi ayak uydurduğu düşüncesine sahip olduğu belirtildi. Başarılı bankaların inavosyana daha açık olduğu kaydedilen raporda, banka yöneticilerinin yüzde 48'inin tahmine dayalı mantıksal analizlere yapılan yatırımları ana önceliklerden bir tanesi olarak gördüğü ifade edildi.
Raporda ayrıca yöneticilerin yüzde 52'sinin mobil teknolojilere yapılan yatırımların ana öncelikler arasında yer aldığına dair görüş bildirdiği belirtildi. Dünyada bankacılığın kritik bir aşamada olduğu aktarılan raporda, bankalar tarafından uygulanan geleneksel fikirlerin artık değişime uğradığı dile getirildi.
Raporda, geleneksel metotları kullanan bankaların hızla dönüşüm geçirmesi gerektiği anlatıldı.
Geleneksel bankaların müşterileriyle yeni yöntemlerle ilgilenmesi gerektiği ifade edilen raporda aksi taktirde bu bankaların geleceğinin parlak olmadığı vurgulandı.
