Ürünler arası ilişkiler bozuldu, bireysellik yeni moda

11.07.2016 15:10

Geriye dönüp baktığımızda piyasalarda değişik ürün grupları arasında gözlenen ilişkilerin bugünlerde çalışmadığını görüyoruz. Normal piyasa dinamikleri içerisinde Amerikan tahvil bono piyasasında alım yönlü talep var iken hisse senedi endeksleri yükselebilir miydi? Dolar ve kıymetli metal fiyatları arasındaki ters korelasyon zaman içerisinde bozuluyor ancak bu kadar uzun süreli kopma nadiren yaşanır. Dolar Endeksi (DXY) güçlenirken altın ve gümüş yeni zirveler test edebilir miydi?

Küresel Merkez Bankaları’nın politikalarına ilişkin belirsizliğe İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkışının ekonomik ve politik etkileri eklenince ortaya çıkan bu tabloya şaşırmamak gerek. Avrupa ve Japonya başta olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının negatif faiz politikası ardından yatırım fonları parayı park edecek yer bulmakta zorlanıyor. Görünen o ki küresel ekonomi toparlanma sürecine girmeden ve likidite yavaş olmakla beraber piyasadan çekilmeye başlamadan piyasalarda normal ekonomik koşullarda gözlenen ilişkileri bulmakta zorlanacağız. 24 Haziran’dan bu yana piyasalarda artan endişe bu hafta yerini sakin fiyatlamalara bırakırsa belki de alıştığımız piyasa ilişkilerini tekrar görebiliriz. Pek ümitli değiliz anormal piyasa şartları içerisinde ürün bazında neden alınmalı neden satılmalı şeklinde yaklaşım daha akılcı görünüyor.

Bu hafta piyasaların gelişmeleri daha sakin fiyatlamalar ile karşılayacağı varsayımı ile pek de parlak olmayan ikinci çeyrek bilanço beklentilerine rağmen Amerikan hisse senedi piyasaları güçlü seyrini koruyabilir. Amerikan hisse senedi piyasalarında temettü verimi yüksek hisse senetlerine yatırım yapan fonların performansı dikkat çekiyor. Dolayısı ile tahvil bono piyasasında negatif reel getirilerin olduğu bir ortamda ciddi bir ekonomik bozulma olmadığı takdirde hisse senedi piyasaları yatırımcı için cazibesini koruyor.

Öte yanda Amerikan tahvillerinin düşen faiz oranlarına rağmen güven ve getiri anlamında gelişmiş ülkeler arasında alternatifi yok. Gelişen ülke piyasalarında 2016 Mart ve Nisan aylarında gözlenen güçlü para akışının tekrar gündeme gelebilmesi için ise işlerin biraz daha netlik kazanması gerekiyor. Öncelikle gelişmiş ülke merkez bankaları politikaları ve ekonomileri netlik kazanmalı ki ardından yatırımcı daha fazla risk alarak gelişen ülkelere yatırım yapabilsin.

Son iki haftada küresel ekonomik zayıflama ve talep tarafında düşüş endişesi ile gerileyen emtia piyasasında ise satış baskısı bir süre daha devam edebilir. 12 Temmuz’da açıklanacak Amerikan Tarım Bakanlığı aylık arz/talep raporu tahıl piyasasında yön tayin edecek. Geçtiğimiz hafta Amerika’da haftalık ticari stoklarda beklenenden az düşüşü bahane ederek petrol fiyatlarında yükseliş denemeleri ise limitli kalabilir. Bu hafta kendi iç dinamiklerine dönerek petrolün daha düşük seviyelerde denge arayışı da şaşırtıcı olmaz. Altın piyasasına gelince, Cuma günü tarım dışı istihdam verisi sonrası 1,335 dolara gerileyen altında sonrasında yaşanan alımlar piyasanın gücünü gösteriyor. Bu hafta daha normal fiyatlamalar ile dengelenen piyasa şartları altında alıcıların iştahını kaçırabilir. Ancak öteden beri söylediğimiz gibi altında “kazan kazan” durumu ile geri çekişmeler piyasa tarafından alım fırsatı olarak görülüyor.

Sonuç olarak işin özünde uzunca bir süre alışkanlıkları geride bırakıp bireyselliğin moda olduğu piyasa şartlarına uyum sağlamak gerekiyor.

ARZU TOKTAY
XTB MENKUL DEĞERLER A.Ş. ARAŞTIRMA MÜDÜRÜ