Fiba Portföy AŞ Genel Müdürü Hakan Basri Avcı, 2016 yılının ekonomide nefes alma yılı olduğunu belirterek, "Nefes alma yıllarından birini yaşıyoruz.
Bu nefes alma yıllarında ne oluyor? Döviz yatay bir bantta seyrediyor, faizler yavaş yavaş aşağı iniyor, borsa yukarı çıkmaya başlıyor. Yabancı sermaye tekrar gelmeye başlıyor." dedi.
Avcı, Konyaaltı Sanayici ve İşadamları Derneğinin (KONYSİAD) bir otelde gerçekleştirilen toplantısında, Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ekonomist olarak eskiden sadece Türkiye'deki ekonomik ve siyasi gelişmeleri takip ettiklerini, çünkü sadece Türkiye'de gelişen olayların borsayı, dövizi, para piyasalarını etkilediğini belirten Avcı, "Aradan geçen zamanda dünya o kadar hızlı globalleşti ki inanın sabahtan akşama kadar Avrupa'da neler oluyor, hangi veriler açıklanıyor, ABD'de neler oluyor, Japonya'da ne oldu, Brezilya'da bir şey oldu mu bütün bunlar Türkiye'yi nasıl etkiler diye takip ediyoruz.
Çünkü ülkelerin birbirleri arasında çok sıkı ve sağlam bağlar var, bir ülkede olan şey anında bize de sirayet ediyor." diye konuştu. 2008-2009 yıllarında yaşanan global finansal krizinin hala dünyanın en büyük sorunlarından olduğunu anlatan Avcı, bu krizin reform yaparak değil, merkez bankalarının desteğiyle atlatıldığını kaydetti.
ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere merkez bankalarının piyasalara ciddi şekilde para verdiğini ve bütün varlıkları kendi bünyelerine satın almasıyla global ekonomik krizin biraz toparlandığını ifade eden Avcı, Fed'in 2013 yılında faizleri biraz artırma ve varlık alımlarını kesme kararının ardından Türkiye gibi gelişmekte olan piyasaların çok olumlu olmayan bir döneme girdiğini söyledi. Türkiye'nin en büyük sıkıntılarından birinin, dışarıdan gelen sermayeye bağımlılık olduğunu kaydeden Avcı, Türkiye'de bir tasarruf açığı bulunduğunu ve bunun da yurt dışından ithal edilmesi gerektiğini vurguladı.
Global piyasalarda Çin riski Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerde 2015 yılında devalüasyonun yüksek olduğu bir dönemin yaşandığını, çünkü Fed'in faizleri artırmaya başladığını belirten Avcı, gelişmekte olan ülkelerin içinde de en büyük sorunun Çin olduğunu dile getirdi. Avcı, şu değerlendirmelerde bulundu: "Çin dünyanın ana ülkelerinden biri, çünkü neredeyse ABD'ninki kadar gayri safi milli hasılası var ama aslında işlerin tam oturmamış olduğu gelişmekte olan bir ülke. 2011-2012 yıllarından beri Çin'de kişilerin ve kurumların borçlanma oranı son derece yüksek bir seviyeye gelmiş durumda. Yüzde 250'lere yaklaşık bir borçluluk oranı var Çin'de. Gayrimenkul fiyatları şişmiş, gayrimenkule dayalı bir borçlanma oluşmuş durumda.
Şimdi dünyadaki en büyük tehlike, özellikle de Çin'de gayrimenkul sektörüyle pompalanan bir büyüme var. Şimdi dünyadaki en büyük korku burada bir balonun patlaması ve Çin'den kaynaklı olan bu zayıflamanın bütün dünyaya yayılması. Zaten Çin'de ufak titreme olsa bütün dünya titremeye başlıyor."
2016, ekonomide nefes alma yılı Dünya ekonomilerindeki sıkıntılar üzerine Fed'in faizleri hızlı artırma konusundaki tempoyu yavaşlatma kararı aldığını, bunun üzerine 2016 yılının başında Türkiye borsasına para akmaya başladığını ve dövizin biraz değer kaybettiğini anlatan Avcı, cari açığın da ciddi düzeyde gerilediğini anımsattı. "2016 bizim ekonomide biraz nefes alabileceğimiz bir zaman gibi görünüyor" diyen Avcı, bu zamanın iyi değerlendirilmesi, reformların yapılması gerektiğini söyledi.
Avcı, "Nefes alma yıllarından birini yaşıyoruz. Bu nefes alma yıllarında ne oluyor? Döviz yatay bir bantta seyrediyor, faizler yavaş yavaş aşağı iniyor, borsa yukarı çıkmaya başlıyor. Yabancı sermaye tekrar gelmeye başlıyor." diye konuştu. 2016'nın sonlarında veya 2017'nin ortalarında ekonomik dalgalanmanın başka bir boyutuna gelineceğini ifade eden Avcı, bu dönemde yabancı sermayenin tekrar dışarıya çıkmaya başlama riskine dikkat etmek gerektiğini sözlerine ekledi.
