7.4`lük büyümenin özeti

12.06.2018 11:05

Yeni büyüme rakamlarıyla karşı karşıyayız. Dün sabah saatleri itibariyle Türkiye 1. çeyrek büyüme verilerini karşıladık. Yüzde 7,4 gelen büyüme rakamı kimi kesimin beklentileriyle eş değerde gelirken kimi kesimin beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Geçen yılın ilk çeyreğinde gerçekleşen yüzde 5,3 olan büyüme rakamı bu yılın ilk çeyreğinde özelikle sanayi tarafında gerçekleşen güçlü bir büyüme ile pozitif seyir sergiledi. Sanayi yüzde 8,77 büyüme ile çeyrek verisinde güçlü bir etki yarattı bunu yadsıyamayız. Fakat önemli bir soru burada devreye giriyor; Bu etki böyle devam eder mi? Özellikle kurdan dolayı olsun dolar borcu nedeniyle ikinci çeyrekte aynı etkiyi görmek güç... Özellikle Mayıs ayından itibaren kurun etkisi hemen her kesimde önemli oldu. Tedirginlik yarattı bir nevi. Dolayısıyla açıklanan 1. çeyrek büyüme rakamında bunu göremiyoruz. 2. çeyrek verisi burada öne çıkıyor kurun analizi adına...

Peki, 1. çeyrek verisini analiz edecek olursak neler söyleyebiliriz?

Sanayi ve diğer iktisadi faaliyet kollarından güçlü bir büyüme bekleniyordu. Nitekim de beklentiye uyumlu geldi veriler. Burada önemli bir nokta var ki yatırım tarafında gerçekleşen büyüme. Sabit sermaye oluşumu yüzde 9,6 ile olumlu bir seyir sergiledi büyümede. Bu oran pozitif bir tabloyu gösterdi bize. Bir nevi yatırımlar öne çıktı. Fakat şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Devletin katkısı azalırken özel sektörün ağırlığı hissedilir düzeyde de gerçekleşmekte. Bu da bize bir nevi teşviklerin ve sağlanan olanakların etkisini hala sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Burada akla gelen soru ise devamı ne olacak? Kapasite kullanılıyor, yeni yatırımlar nasıl yapılacak? İlk olarak yeni yatırım güven gerektirir. Yeni yatırım stabilite gerektirir.

Seçim süreci sonrası burada önem arz ediyor işte. Kaynak meselesinden tutun da kur ve faiz etkili oluyor. Özellikle Merkez Bankası ve hükümet gerçekleştireceği yapısal reformlarla dengelemeyi hedeflemeli.

Büyüme rakamları içerisinde diğer bir öne çıkan veri ise harcama kalemleri. Harcama yönünden baktığımız zaman ise, hane halkı özel tüketim harcamasında yüzde 11,0’lik bir artış söz konusu. Bu oran yüksek bir oran. Bunu cari açık ve enflasyon yönünde tetikleyici bir etki yaratmakta şeklinde ifade edebiliriz. İşte burada ince bir ayrıntı ortaya çıkıyor. Her zaman ifade ettiğimiz şey; katma değerli üretim. Tüketime dayalı bir büyüme modelinden daha çok katma değerli üretim yönüyle ihracatın öne çıktığı bir büyüme mesela.  İşgücü piyasalarına da bir hayli katkının olacağı. Sizce de öyle değil mi?