Avrupa Rüzgar Enerji Derneği (EWEA) Başkanı Giles Dickson, "Avrupa'da pek çok ülke Rus gazına fazla bağımlı. Enerjide, hiçbir ülkenin yabancı bir kaynağa fazla bağımlı olması faydasına değildir. Bütün ülkeler tabii ki bir şekilde enerji ithal eder. Ancak enerjide fazla bağımlı olmaktan kaçınılması gerekiyor" dedi.
AA muhabirine bilgi veren Dickson, enerji yatırımlarında her ülkenin makul fiyatlı ve sürdürülebilir kaynakları tercih etmesi gerektiğini söyledi.
Dickson, enerjide bağımsızlığın ekonomik ve çevresel avantajları olduğunu belirterek, "Rüzgarın avantajlarının değerlendirilmesi gerekiyor. Ne kadar fazla rüzgar enerjisinden elektrik üretilirse, o kadar ekonomik fayda sağlanıyor. Rüzgar istihdam ve gelir yaratıyor. Rüzgar şu anda, Avrupa'da en ucuz elektrik üretim şekli. Rüzgar ekonomik olarak mantıklı" diye konuştu.
Avrupa'da pek çok ülkenin Rus gazına fazla bağımlı olduğunu vurgulayan Dickson, "Enerjide, hiçbir ülkenin yabancı bir kaynağa fazla bağımlı olması faydasına değildir. Bütün ülkeler tabii ki bir şekilde enerji ithal eder. Ancak enerjide fazla bağımlı olmaktan kaçınılması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Dickson, Türkiye'nin enerjide yabancı yatırımcılara ve yatırımlara çok açık olması gerektiğine dikkati çekerek, "Özellikle alanlarında endüstriyel ve teknolojik deneyim olan firmaların yatırımlarına açık olmak gerekiyor. Bir çok Avrupa firması rüzgar türbinleri ve parçalarını üretiyor. Türkiye'nin rüzgardan elektrik üretim kapasitesi 4 gigawatı geçti. Türkiye'nin, bu firmaların deneyimlerini uzmanlıklarını kullanması gerekiyor" görüşünü paylaştı.
Türkiye'nin yerel bir rüzgar piyasası geliştirmeye yönelik yenilenebilir enerjide ve rüzgar teknolojilerinde doğru şekilde destekleme sistemleri kurmasının çok önemli olduğuna işaret eden Dickson, "Bu piyasaları geliştirmeye yönelik Avrupa'da da benzer desteklemeler mevcut. Avrupa'da rüzgar enerji santrallerine 15 yıl destekleme uygulanıyor. Bu da yatırımcılar için paralarının geri dönüşünde bir istikrar ve kesinlik ortaya koyuyor" bilgilerini verdi.
Dickson, Türkiye'de verilen destekleme sürelerinin Avrupa'da uygulananlardan daha kısa olduğunu belirterek, "Bu destekleme sürelerinin, Avrupa standartları seviyesine çıkması uygun olur. Kuralların istikrarlı bir şekilde devam etmesi önemlidir. Altın kural, herhangi bir ülke yenilenebilir geliştirmeye çalışıyorsa gerekli politik düzenlemeler yapmalı ve desteklemeler uygulamalı. Bu alanda değişiklikleri minimumda tutmak gerekli" şeklinde konuştu.
"RÜZGAR ENERJİSİNDE YERLİ EKİPMAN KULLANIMI DA AVANTAJLAR SAĞLIYOR"
Türkiye'nin fiziksel olarak iletim ve dağıtım alanlarında yatırımlarını arttırması gerektiğine dikkati çeken Dickson, şunları kaydetti:
"Enerji yatırımlarında hükümet politikalarının yatırımcılara net açıklanması, desteklemelerin, yatırımların geri dönüşünü sağlayacak kadar sürmesi çok önemli. Rüzgar enerjisinde yerli ekipman kullanımı da avantajlar sağlıyor. Türkiye de bu sektör gelişiyor. İstihdam yaratılıyor. Büyüme sağlanıyor. Türk hükümeti de bu alanda bir sanayi merkezi olmak konusunda kararlı olduğunu gösteriyor. Türkiye, daha fazla yerli içerik üretilmesini istiyor. Bunun da ekonomik faydaları tabii ki olur."
"AVRUPA'DA KALİTELİ ÜRÜN ÜRETİLİYOR"
Dickson, Avrupa'nın, dünya rüzgar sanayi ihracatının yüzde 40'ını gerçekleştirdiğinin altını çizerek, "Avrupa piyasada lider konumda çünkü rüzgar enerjisi endüstrisini ilk geliştiren bölge. Avrupa'da bu alanda pek çok büyük firma var, kaliteli ürün üretiliyor. Rüzgar yatırımlarında kalite önemli çünkü bu santrallerin uzun yıllar çalışması gerekiyor. Bu nedenle kaliteli ekipman almak fayda sağlıyor" ifadelerini de kullandı.
