Kahvenin getirisi altını 5`e katladı
02.07.2014 11:28Son güncelleme : 02.07.2014 15:23
Jeopolitik sorunlar, hava olayları ve Çin gibi büyük emtia tüketicisi ülkelerde ekonomik yavaşlamaya yönelik endişelerin ilk yarıda fiyatlara yön verdiği emtia piyasasında, kahvedeki değer kazancı yüzde 55'i bulurken, altındaki fiyat artışı 10.1'de kaldı.Yatırımcıların "güvenli liman" anlayışının değiştiği ve alternatif yatırım araçlarına yöneldiği son yıllarda, düşük fiyatlarla sahip olma özelliğiyle öne çıkan emtia piyasasında, en çok kahve kazandırdı.
Beklenmedik fiyat hareketlerinin gözlendiği emtia piyasasında yılın ilk yarısında bakır, pamuk, buğday ve kurşun yatırımcısına kaybettirirken, kahve en fazla kazandıran emtia oldu.
Kahvedeki fiyat artışı yüzde 55'i bulurken, bunu yüzde 17.8 ile paladyum, yüzde 10.1 ile altın ve yüzde 8.1 ile platin takip etti. Böylece, kahvedeki getiri altının 5 katını aştı.
En büyük emtia tüketicisi konumunda bulunan Çin'in bakır ithalatındaki azalma nedeniyle bu emtianın fiyatı ilk 6 ayda yüzde 90.5 değer kaybetti. Söz konusu dönemde pamuğun fiyatı yüzde 13.3 ve buğdayın ise yüzde 6.7 geriledi. Son dönemlerde, Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilim, Suriye ile Irak gibi ülkelerdeki siyasi gelişmeler nedeniyle sert fiyat hareketleri gözlenen Brent petrol ise 2014 yılının ilk 6 ayında yüzde 2 yükseldi.
Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı Zafer Ergezen, geçen yıl sonunda Güney Amerika'da yaşanan kuraklığın, kahve ağaçlarının zarar görmesine yol açtığına işaret etti ve bu gelişmenin fiyatları hızlı bir biçimde arttırdığını söyledi. Ergezen, şunları aktardı: "Brezilya'daki üretim kaybının yüzde 10-30 arasında olacağı tahmin ediliyor ama halen ne kadar üretim kaybı olduğu net değil. Üretim zararının ne kadar olduğunun netleşmemiş olması, spekülatif hareketlerin görülmesine yol açıyor. Bu nedenle kahve işlemlerindeki hareketlerin boyutu da artmış durumda. Brezilya'da kahve üretiminin kuraklıktan ne kadar etkilendiği konusu ise yılın ikinci yarısındaki fiyatları belirleyecek. Eğer kahve üretimindeki kayıp yüzde 30'un üzerine çıkarsa kahve fiyatındaki yükselen trend devam edebilir."
Zafer Ergezen, Çin'in dünyanın en büyük emtia tüketicisi olması nedeniyle birçok emtia fiyatının bu ülkeye bağlı değişim gösterdiğini belirterek, bakır ve pamuğun bu emtiaların başında geldiğini söyledi.
Son zamanlarda bakır fiyatındaki hareketlerin neredeyse tamamen Çin kaynaklı haberlerle belirlendiğini ifade eden Ergezen, "Çin'de bakır ithalatı bir önceki aya göre yüzde 15,6 düşüş yaşayarak 380 bin tona geriledi. Çin ekonomisinde güçsüzleşen iç talep sinyalleri var. Bu kapsamda bakır fiyatındaki azalış aslında piyasa tarafından çok sürpriz karşılanmadı. Fakat bundan sonra ne olacağı piyasa tarafından merak ediliyor. Yılın ikinci yarısında daha çok küresel ekonomi ve Çin odaklı gelişmelerin bakır fiyatında etkili olmasını bekliyoruz. Çin ekonomisine yönelik olumsuz haberler gelmemesi durumunda 2010 seviyelerinin altına sarkması beklenmemektedir. Yılın geri kalanında daha yatay bir piyasa izlenebilir" değerlendirmelerini yaptı.
Buğdayda fiyatlar yükselebilirErgezen, pamuk fiyatındaki düşüşün nedenlerine de değinerek, Çin'in tekstil sektöründeki yoğun üretimi nedeniyle pamuğu stratejik ürün olarak gördüğünü, bu sebeple uzun yıllardır stok amaçlı pamuk ithalatı yaptığını kaydetti. Bu yıl Çin'in pamuk ithalatının yavaşladığına dikkati çeken Ergezen, azalan bu talebin satış baskısının artmasına yol açtığını, hatta bu nedenle Türkiye'nin ABD'nin en büyük pamuk alıcısı konumuna geldiğini aktardı.
Ergezen, Çin'in pamuk alımlarına devam etmesinin, yükselen bir trende işaret edeceğini, ancak bu yıl içerisinde talebin henüz zayıf olduğunu dile getirerek, "Bu nedenle önümüzde satıcılı bir pamuk piyasası duruyor. Yılın ikinci yarısında Çin eksenli haberler, pamuk fiyatının yönünü belirleyecektir" diye konuştu.
Zafer Ergezen, ABD Tarım Bakanlığı'nın 2014-2015 sezonu ilk tahmin raporunda buğday üretiminde önceki yıla göre azalış olmasına rağmen, halen 2012 yılının 39,7 milyon ton üzerinde bulunduğunu belirterek, "Yüksek üretimin dünya genelinde devam etmesi, fiyatların satış baskısı altında olmasına yol açıyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki tansiyonun düşmesiyle de bu baskı arttı. Özellikle kuraklık gibi faktörlerin neden olduğu azalan üretim, Türkiye gibi ülkelerde fiyatları destekleyebilir" değerlendirmelerini yaptı.