15 milyarlık canlanma

23.09.2016 09:56

Taksitli alışverişe getirilen kolaylıklarla halkımız, kredi kartı ile borçlanarak en az 15 milyar TL’lik ek harcama yapacak ve piyasa canlanacak...

Ancak halkın borçlanarak yaptığı harcamalar ekonomide kısa süre ve sınırlı canlılık yaratır. Üretimi de artırırsak gelir ve istihdam artar...  



Kredi kartları ile alışverişte taksit sınırının kaldırılması, kredi kartı borçlarını ödemede vadenin uzatılması 22 milyon kişiyi ve bunlara bağlı yaşayanları ilgilendiriyor. Çünkü 22 milyon kişi bireysel kredi kartı ile alışveriş yapıyor.

Kartlarla yapılan alışveriş tutarı 80 milyar TL’ye yakın. Kişi başı ortalama borç 3.500 TL dolayında.
Hükümet kredi kartları ile taksitli alışverişlerde düzenleme yaptı.
Kredi kartlarında en düşük harcama limiti 5.200 TL’ye çıkarıldı.
Genelde taksitleme sınırı 9 aydan 12 aya yükseltildi.

Cep telefonu, akaryakıt, gıda harcamalarında taksitleme yok. Bilgisayar ve teknolojiye dayalı ürünlerde taksit süresi 6 aya düşürüldü.
Başbakan’ın açıklamasına göre kredi kartı kullananların 12 milyar TL tasfiye olunacak (ödenememiş) borcu var. Bu borçlara 72 aya kadar vade ile
yeniden yapılanma imkânı tanınıyor.

PİYASA HAREKETLENİR

Büyüme yavaşladı. Hükümet ekonomide üretim artışının önünü açmak için iç talebi canlandırma arayışında kredi kartlı alışverişte taksit sınırını kaldırıyor. Kredi kartı borçlarını ödemeye kolaylık getiriyor.
Büyümenin motoru üretimdir. Talep olmaz ise üretim de olmuyor. Toplam talep (1) iç talep + (2) dış talepten (ihracattan) oluşuyor.
Dış talep, ihracat değişik nedenlerle artmıyor. Kredi kartında taksit sınırı kalkınca iç talebin canlanması, bunun sonunda da üretimin artması bekleniyor.

Asgari ücretin yılbaşında yükseltilmesinin etkisiyle yılın ilk üç ayında tüketim harcamalarında artış oldu. Alt gelir grubundaki nüfusun ikinci çeyrekte nefesi kesildi. Yılın ikinci üç aylık döneminde tüketim yavaşladı.

Kredi kartlarındaki sınırlamanın kaldırılmasının piyasaya hareket getireceği tahmin ediliyor.

TAKSİT AZALINCA...

2013’te kredi kartları ile alışverişte taksit sınırlaması getirilince cep telefonu, mobilya ve beyaz eşyada 24 ayı geçen taksitlerin sayısı ve süresi azalmıştı.

Kredi kartı ile yapılan taksitli satışların yıllık toplamı 48 milyar TL’den 33 milyar TL’ye gerilemişti. Taksitli alışverişler 15 milyar TL azalmıştı.
Şimdilerde taksitli alışverişe getirilen kolaylık sonucu halkımızın, kredi kartı ile borçlanarak en az 15 milyar TL ek harcama yapmasına imkân verileceği ve böylece piyasanın canlanacağı söyleniyor.
Taksitli kredi kartı ile borçlananların yarısı, kredi kartı limiti 1.000 TL ile 2.500 TL. arasında olan dar gelirliler.
Taksitte vade uzadıkça, taksit miktarı küçülüyor. Taksit miktarının küçük olması tüketiciyi harcamada cesaretlendiriyor.
Özetle hükümetin arayışı vadeyi uzatarak ve taksit miktarını artırarak halkın daha fazla borçlanmasını teşvik etmek. Halkın borçlanarak yapacağı 15 - 20 milyar TL ek harcama ile piyasanın canlanması bekleniyor.
Kredi kartlarıyla ilgili düzenlemelere ek olarak bankaların tüketici kredileri ile konut kredileri için de düzenlemeler yapıldı.

KREDİDE KOLAYLIK

Tüketici kredilerinde vade 36 aydan 48 aya çıkarıldı. Konut kredilerinde bankaların toplam satış fiyatına göre yüzde 75 olan kredileme sınırı yüzde 80’e yükseltildi.

Unutmayalım. Hükümetin kredi kartları, tüketici kredileri ve konut kredileriyle ilgili bu düzenlemelerini uygulayacak olan bankalardır. Bankalar belirlenen sınırlamalar içinde, müşterisinin durumuna, bankanın kaynaklarına ve imkânlarına göre her müşterinin durumunu ayrı ayrı değerlendirir.
Hükümetin düzenlemeleri halkın daha fazla borçlanmasının önünü açıyor. Halkın tüketim için borçlanması gelecekteki gelirlerini önceden harcaması demektir.

Gelecekteki gelirlerin önceden harcanmasının bir sınırı vardır. Halkın geliri beklediği ölçüde artmaz ise (ekonomi büyümez ise), halkın borçlanarak yaptığı harcamalar ekonomide kısa bir süre ve sınırlı ölçüde canlılık yaratır ama uzun dönemde bu harcamalar hem halkı üzer, hem de ekonominin sağlığını bozar.

Tekrarda yarar vardır. Halkı mutlu edecek borçlanarak tüketimi artırması değildir. Üretim artarsa, gelir ve istihdam artar. Halk ancak böyle mutlu olur.