150 milyar dolarlık ‘ihracat kapanı’

17.05.2017 08:53

İhracatta 150 milyar dolar kapanından çıkamıyoruz.

Ekonomimiz büyüyor. Büyüme demek, üretim artışı demek. Ekonomi büyürken dış satım (ihracat) artmıyor.

2012 yılında ihracatımız 152 milyar dolardı. Ekonomimiz 2013 yılında % 4.2 oranında, 2014 yılında % 2.9 oranında, 2015 yılında % 6.1 oranında, 2016 yılında % 2.9 oranında büyüdü.

Buna karşılık 150 milyar dolar kapanına giren ihracatımız 2013 yılında 151 milyar dolar, 2014 yılında 157 milyar dolar, 2015 yılında 143 milyar dolar, 2016 yılında 142 milyar dolar oldu.

Başta TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) olmak üzere, ihracattan sorumlu özel sektör kuruluşları ile kamu kuruluşları, büyük olasılıkla “moral bozmamak için”, ihracattaki bu sorunun üzerinde durmuyorlar.

TİM‘in organizasyonu ile ihracatçılarımız “İsrail çıkarması” gerçekleştirdi. TİM‘in benzer organizasyonlarıyla bugüne kadar değişik ülkelere çıkarmalar yapıldı. TİM’in organizasyonuyla “ihracat şampiyonları” ödüllendiriliyor. Ama ihracat artmıyor.

İHRACATI ARTIRALIM

Bu gibi durumlarda benim tekrarladığım bir hikâye vardır: Çocuk eniştesine sormuş; ”Kaç yıl oldu ablamla evlendiniz. Ne zaman çocuğunuz olacak?” Enişte, ”İlkbaharda leylekler gelecek. Bize de bir bebek getirecek” deyince, çocuk, “Enişte, enişte...” demiş. “Siz böyle çocuk sahibi olacağınızı sanıyorsanız, daha çok beklersiniz...”

Eğer başta TİM olmak üzere özel sektör ve kamu sorumluları ihracatın “uçak dolusu ihracatçıların değişik ülkelere yapacakları çıkarmalarla” veya “ihracat şampiyonu ödülleri için törenler düzenlemekle artacağını” sanıyorlarsa biz ihracat artışı için daha çok bekleriz.

İhracatı artırmaya mecburuz.

- İhracat demek talep demektir. Üretimin artması için talebin büyümesi gerekiyor. İç talep yetersiz. İhracat talebi, iç talebe eklenince üretim, talep büyür. Üretim büyümesi, istihdam artışı, gelir artışıdır.

- İhracat demek döviz geliri demektir. Şöyle veya böyle ekonomi büyüyor. Büyüyen ekonominin çarklarının dönmesi için dövize ihtiyacımız var. Turizmdeki küçülme sonucu turizm gelirleri azaldı. İthalat faturasının açığının büyümemesi için ihracat gelirini artırmaya mecburuz.

Gerçekçi olalım. Ülkede ihracatın önemini kavramayan kalmadı. Üretime her geçen ihracatı düşünüyor. Tarımdaki, sanayideki üretici için ihracat önemli. İhracatın önemini bilmeyen, ihracatı artırmak için çaba göstermeyen kalmadı ama ihracat artmıyor.

ÜRETİM YAPIMIZ...

Dışarıda tarım ürünleri için de, sanayi ürünleri için de büyük bir pazar var ama biz bu pazarda talebi olan malları üretemediğimizden ihracat yapamıyoruz.

Dış pazarda bizim ürettiğimiz malların talebi sınırlı. Kişi başı milli geliri 10 bin doların altında olan, gelişmekte olan her ülke bu malları üretiyor.

Devamlı olarak inovasyondan, yenilikçilikten, teknolojiden, araştırma ve geliştirmeden söz ediyoruz. Bizim eğitim, bilim, yetenek gücümüzle üretebildiğimiz mallar talebi olan mallar değil. Eğitim, bilim, yetenek gücümüzle üretebileceğimiz ürünlerde sınıra geldik dayandık.

Bu üretim yapımızla, bu ürün yelpazemizle yılda 150 milyar dolar kapanından çıkmamız zor hatta imkânsız.

İşte onun için, doğru dürüst bir sanayileşme stratejisiyle, üretim yapımızı değiştirmek zorundayız. Bu bölük pörçük teşvik tedbirleriyle olmaz. Planlamayla olur.