Çin neden geri kalıyor?

20.12.2016 08:49

The Atlantic dergisi yazarı James Fallows, Çin’i karanlık bir geleceğin beklediğini savunuyor. Aynı dergide, eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger da ABD’nin Çin ile savaşa tutuşmaması için tarafların neler yapması gerektiğinden söz ediyor.

Gerçekten de Çin ile ABD’nin arası ciddi biçimde bozuk. Çin’in Güney Çin Denizi’ni ele geçirme çabaları ABD’yi endişelendiriyor. ABD Başkanı Trump da Amerikan sermayesinin Çin’den çekilmesini istiyor. Sorunların önemli bir bölümü kapitalist sistemle uyum sağlayamayan Çin’in yönetim biçiminden kaynaklanıyor.

Yaşanan sıkıntılar

Çin’in yönetim biçiminde, Batılıların kabul edemedikleri aşağıdakilere benzer bir sürü sıkıntı var:

Çin 10 yıl öncesine göre daha az şeffaf ve daha az özgür bir ülke haline dönüştü. Bu konuda, her gün sert tedbirlerle bastırılan protestolar var.

Çin ekonomisi artık yeterli büyüme sağlayamıyor.

Ekonomik ve sosyal hayattaki reform planları uygulanamıyor.

Demokratik uygulamalar git gide zora giriyor; hatta kalkıyor.

Yabancı devletler, Çin hükümetiyle masaya oturup, çözüm üretebilecek ortamı bulamıyorlar.

İnternet büyük ölçüde sansürlenmiş vaziyette. Çin’i ziyaret eden Batılı turistler bile, kendi ülkeleri hakkındaki birçok habere ulaşamıyorlar. Özellikle, Çin yapımı Baidu arama motoru ciddi sansür uyguluyor.

Basın tamamen susturulmuş. Başkan Xi Jinping ve arkadaşları, parti çıkarının basın özgürlüğünden önemli olduğunu söylüyorlar. Yabancı mecmualar dahil, hükümet izni olmadan basın ve yayım yapılamıyor.

Müslümanlık serbest gibi görünmesine rağmen, hükümetten izin alınmadan cami açılamıyor. Diğer dinler için de aynı zorluklar var.

6 yıl önce hapisteki bir Çin yazarına (Liu Xiaobo) Nobel ödülü verilmesi üzerine, Çin hükümeti Norveç’ten somon ithalatını durdurdu. Bu uygulama Batılıları tedirgin etti.

Twitter yasaklandı. Linkedin’e kısıtlamalar getirildi. Apple’ın itunes ve ibooks videoları da yasaklılar arasında.

Yabancılar casus olarak damgalanıyor.

Kirli hava ve sağlıksız gıda maddeleri halkı da yabancıları da yavaş yavaş zehirliyor.

Birçok ekonomik kuruluşa Çin malı kullanılması yönünde baskı yapılıyor. Yabancı sermaye için artık Çin, çok kârlı bir yatırım pazarı olmaktan çıkıyor. Giderek, yabancılar Çin’den ayrılıyor.

Komşularının çoğuyla Çin’in arası bozuk. Birçok komşusundan toprak veya kıyı sahanlığı alma talebi var. Sadece Putin ve yeni Filipinler diktatörü Duterte ile arası iyi.

Büyük bir silahlanma kampanyası başlatıldı. Bütçe silahlanmaya harcanıyor.

Peki ne yapılmalı?

İnternet ve basın sansürü nedeniyle, Çin üniversiteleri Batı dünyasından koptu. Bunun bir an önce düzeltilmesi lazım. Çeşitli milliyetçi baskılar nedeniyle, Çin ekonomisi rekabete kapalı hale geliyor. Bu durum, yabancılara da Çin ekonomisine de zarar veriyor.

Öte yandan, Çin’in barış yerine, giderek savaş taraflısı olması anlaşılır gibi değil. ABD ile yaşanacak bir soğuk savaş Çin ekonomisini çok yavaşlatır ve içine kapatır.