Demirel’i unutamayız

22.06.2015 09:39
Süleyman Demirel siyasi hayatımızın son elli yılına damgasını vurdu. Ben onun tanıdığı, sevdiği, ilişki kurduğu binlerce kişiden birisiyim. Ona çok yakın olan kişilerle ve yakın akrabaları ile de yakın ve sevgi dolu ilişkim oldu. Süleyman Bey’le her görüşmem sırasında kendisinden yeni bir şey öğrendim.
Kendisiyle ilk tanışmam partisinin bir milletvekili aracılığı ile 1980’li yılların başında Güniz Sokak’ta oldu. Çalışma düzeni, son zamanlarda da olduğu gibi, bir koltuk, onun önünde alçak büyük bir masa ve etrafında onlarca sandalyeden oluşuyordu. O zamanki masanın üzerinde, şimdiki dünya küresi yoktu. Benimle tanıştıktan sonra, benim çalışma salonunun bir köşesinde bulunan küçük odada beklememi istedi. Daha sonra oraya gelerek, benimle baş başa on beş dakika kadar konuştu. Yıllar sonra bile bu konuşmayı anımsadı.
Ben Borsa Başkanı iken, o zaman Devlet Bakanı olan Sayın Tansu Çiller beni Başbakan Süleyman Demirel’e götürdü. Kendisine ekonomi konusundaki görüşlerimi anlatma fırsatı buldum.

Merkez dönemi...
Merkez Bankası Başkanı olduğumda, Cumhurbaşkanı idi. Ayda bir kendisine gider ve ekonomik konular hakkında açıklamalarda bulunurdum. Bana derhal, 20 dakika için randevu verilirdi. Beni tam zamanında içeriye alırdı. Masanın üzerinde ziyaretçiye dönük olan bir saat vardı. Bu saat, süreniz dolunca kalkın anlamındaydı. Ben açıklamalarımı süratle yapar; bana verilen süre sonunda bitirmeye çalışırdım. Ancak, beni bırakmaz çeşitli ilave sorular sorarak; onbeş-yirmi dakika daha alıkoyardı. Açıkça söylemem gerekir ki, hiçbir zaman ne beni eleştirmiş ne de Merkez Bankası politikalarına karışmıştır.
GAP’a gittik
Bakan olduğum sırada birlikte GAP’a gittik. Urfa’da, bir binanın balkonuna çıktık. Alanda on binlerce kişi toplanmıştı. Polis halkı binadan on-onbeş metre uzakta tutuyordu. Şapkasıyla geçit verin işareti yaptı ve bütün halkın kendisine yaklaşmasını istedi. “Halk bana yakın olmazsa, onları içimde hissedemem” dedi. Urfa’da yaptığı bu müthiş konuşmayı hiç unutamadım. Konuşmasından sonra, bir ara koluma girdi ve on dakika kadar birlikte yürüdük. Bana siyasetle ilgili telkinde bulundu.
Yine beraber, Romanya Cumhurbaşkanı’nın daveti üzerine, Romanya’ya gittik. Benim oradaki görevim, Türkiye ve Romanya arasında ekonomik ilişkileri geliştirmekti.

Her lafıyla öğretirdi
Sayın Demirel, İstanbul’daki Finans Kulüp Toplantıları’nın değişmez konuşmacısıydı. Ben de Kulüp’ün yönetim kurulunda olduğum için, konuşması sırasında yan yana oturma fırsatı bulur; konuşmalarını nasıl hazırladığı konusunda bilgi sahibi olurdum. Değineceği konuları, küçük kartonlara kendi el yazısıyla, yazmış olurdu. Konuşmaları sırasında insanlar onun her cümlesinden bir şeyler öğrenirlerdi.
Bir keresinde, yönetim kurulu üyesi olduğum İktisadi Araştırmalar Vakfı ile kendisini ziyarete, Cumhurbaşkanlığı makamına gittik. Kapısı herkese açıktı. Bizi de Köşk’te kabul etti ve görüşlerimizi dinledi. Demirel altı kere gitti, yedi kere geldi ama şahane ve örnek bir Cumhurbaşkanlığı yaptı.
Kendisini her ziyaret ettiğimde, gerek Güniz Sokak gerekse Cumhurbaşkanlığı Köşkü hınca hınç vatandaşlar ve heyetlerle dolu oluyordu. Vatandaşlar kendi yörelerinden elma, armut, kayısı, tatlı gibi akıllarına ne geldiyse getirmiş oluyorlardı.
Afyon Milletvekili olduğum sırada, kendisinin de mezun olduğu Afyon Lisesi’nin yenilenme sonrasındaki açılışını yaptı. Konuşmasını yaparken, yine yanındaydım.

Ilıcak için 2 damla yaş
Cumhurbaşkanı olduğu sırada, bir seferinde, tarifeli Türk Hava Yolları uçağıyla İstanbul’dan Ankara’ya gidiyordu. Uçakta ben de vardım. Bir ara, ayağa kalktı, orta sırada bulunan sahanlıkta su içmek istedi. Yanına gittim. Rahmetli Kemal Ilıcak’tan bahsetmeye başladık. Kemal Bey, her ikimizin de çok yakın dostuydu. O sırada o kadar duygulandı ki, gözlerinden iki damla yaş süzüldü.
Cumhurbaşkanlığından ayrıldığı bir sırada, yine Türk Hava Yolları’nın tarifeli uçağıyla Ankara’dan İstanbul’a gelmiş, VIP salonunda dinleniyordu. Ben de, Ankara’ya gitmek üzere oradaydım. Sayın Demirel’i dinlendiği odada ziyaret ettim. “Dünkü yazını okudum, çok güzel olmuş” dedi ve yazı konusunda benim ilave görüşlerimi aldı. “Senin her yazını kaçırmadan okurum” dedi. Şaşırmış ve duygulanmıştım.
Zaman içinde ziyaret ettiğim birçok yabancı devlet adamı, bana Demirel’den bahsetti. Bazıları, “Onun isteklerini emir telaki ederiz” dediler. Bunlar arasında rahmetli Haşmetlü Haydar Aliyev de vardı.