Dolar/TL’de jeopolitik riskler ön planda

10.05.2017 14:47
Referandum sonrası kur tarafında oluşan olumlu hava, son iki gündür yaşanan gelişmekte olan para birimleri satışı ile tersine dönmüş gözüküyor. Dün ABD kaynaklı haber akışı ise TL’nin negatif ayrışmasına sebep oldu.

Hükümetin Suriye’nin kuzeyinde kurulacak bir Kürt kantonuna şiddetle karşı çıktığı biliniyor. Bu karşıtlık, Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı operasyonunun başlamasına neden oldu. Operasyonun ilk amacı Suriye sınırını DAEŞ’ten temizlemekti. Bu konuda önemli bir başarı kaydedildi. Operasyonun diğer amacı ise YPG’nin Menbiç’i bırakarak Fırat nehrinin doğusuna çekilmesini sağlamaktı. DAEŞ’e karşı elde edilen başarı Kürtlere karşı sağlanamadı.  ABD’nin daha önceden söz vermesine rağmen, aradan geçen 8 aylık süreçte YPG’nin Fırat’ın doğusuna çekilmediğini görüyoruz. Koalisyon güçleri ve ABD’nin YPG’ye karşı açık desteğinin bu konuda ekili olduğunu söyleyebiliriz. Hatta zaman zaman TSK ve YPG arasındaki çatışmalarda ABD askerlerinin Menbiç’e konuşlandırılması bir anlamda Türkiye’ye gözdağı verildiği anlamına geliyor.

Dünkü mesele ise bu yıl içerisinde düzenlenmesi planlanan Rakka operasyonu kaynaklıydı. Operasyonu koalisyon güçleri ve ABD ortak düzenleyecek. Kara gücü olarak ise YPG’nin ağırlıkta olduğu Demokratik Suriye Güçleri (DSG) düşünülüyor. Türkiye yine bu operasyona şiddetle karşı çıkıyor. “Bir terör örgütüne düzenlenecek operasyonda başka bir terör örgütünün kullanılmaması” gerektiğini sık sık dile getiren Türkiye tarafı, Rakka operasyonu için TSK destekli Özgür Suriye Ordusu’nu öneriyor. ABD ise YPG konusundaki ısrarcı tavrını sürdürüyor. Hatta bu ısrarı gören Türkiye, yakın dönemde dış siyasette eksen kayması ile Rusya’ya yakınlaşma kararı almıştı.

Dün ise ABD, Rakka operasyonu için YPG’nin ağırlıkta olduğu DSG’yi silahlandıracağını açıkladı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada kararın, Türkiye’nin şiddetle karşı çıkmasına karşın alındığı belirtildi. Ağır silahların ne zaman YPG’ye teslim edileceği bilinmiyor. Bilinen tek şey bu gelişmenin, ABD-Türkiye ilişlerinde yeni bir dönemi başlatabileceği. İki ülke arasındaki gerginlik, ABD’nin Suriye’ye hava saldırısı düzenlenmesinin ardından azalmıştı. Fakat dün alınan kararın, ilişkileri yeniden kopma noktasına getireceği açık. Hali hazırda anayasa değişikliği ve idam tartışmaları sebebiyle Avrupa Birliği ile ilişkiler kopma noktasına geldi. Buna ek olarak ABD’nin de böyle bir karar almış olması, dış siyasette Türkiye’nin Rusya-İran-Çin bloğuna kaymasına sebep olabilir. Bu senaryonun TL varlıkları için ilk etapta negatif bir etki bıraktığını söyleyebilirim. Dış siyasetin yeniden şekillenecek olması, piyasalar adına önemli bir risk unsuru. Ayrıca ABD destekli YPG ile çıkabilecek bir çatışma, Türkiye’nin kredi risk primlerinde artışa sebep olabilir.

Referandum sonrası piyasalar rahatlarken, ülkenin gündeminde artık ekonomi politikalarının yer alması bekleniyordu. Fakat gündemimiz yine uzunca bir süre dış siyasete odaklı bir şekilde devam edecek gibi duruyor. Hem TL hem de borsa adına bir pozitif bir hikaye yaratmamız beklenirken, kendimizi yine Suriye sorununun ortasında bulduk. Küresel likiditenin bol olduğu ve risk alma iştahının yüksek olduğu bu dönemde ABD sorunu kısa vadede çok etkili olmasa da, orta ve uzun vadede TL varlıkları için ekstra bir risk kaynağı oluşturabilir.



Teknik görünümde ise Dolar/TL’nin düşen kanal içerisinde fiyatlandığını görüyoruz. İki günlük yükselişin ardından bugün düzeltme hareketini yapan paritede, 3.6400 seviyesi önümüzdeki dikkatle takip edilmeli. Bu seviyenin üzerine geçilmesi ile yükseliş yeniden hız kazanabilir ve kanal üst bandı olan 3.7000 direnci test edilebilir. Aşağı yönlü fiyatlamaların ise kısa vadede sınırlı kalmasını bekliyorum. 3.50 bölgesi hem teknik hem de psikolojik açıdan Dolar/TL için önemli bir bariyer. Bu bölge, ekonomideki yapısal sorunlarda aşama kaydedilmeden hem yurtiçi hem de yurtdışı yatırımcılar için alım bölgesi olarak ön plana çıkıyor.

Zülküf Aydemir
IşıkFX Araştırma Uzmanı