Ekonomi batmaz kriz çıkmaz!

08.06.2015 09:44

Bu seçim genelde “Sn. Erdoğan yandaşları ile karşıtları arasında bir oylama” havasında gerçekleşti.
Sn. Erdoğan’a oy verenler seçim öncesi düzenden yana olanlar, oy vermeyenler ise seçimden önceki düzene karşı olanlardı.
Ne var ki Sn. Erdoğan yandaşlarının ve karşıtlarının oyundaki değişim Sn. Erdoğan’ın pozisyonunu değiştirmiyor. Acaba politikalarını değiştirir mi?
İşte bu nedenle seçim sonuçlarını sadece, seçilenler ne yapar diyerek değil, bundan sonra Sn. Erdoğan ne yapar diye de değerlendirmek gerekir.
Bu seçim sonuçları Sn. Erdoğan’ın “tek adam” olarak yasama, icra ve yargı üzerindeki, bürokrasideki, iş alemindeki  uygulamalarını değiştirecek yeni bir politik yapıya imkan verecek mi? Vermeyecek mi? Önemli olan budur.

Genelde halkın bekleyişi ne?
Halkımız, genelde seçim sonunda işlerin daha iyi olacağını ümit ediyor.
Halkın genelinin bekleyişi iştir, aştır. Huzurdur. Gelir artışına dayalı olarak refahın artmasıdır. Ülkenin büyümesidir.
Seçim konuşmalarında parti liderleri ve partililer halkın genel bekleyişlerini artıracak vaatlerde bulundular.
Seçim konuşmalarındaki vaatler halkın bekleyişlerini artırdı. Halkımız seçim sonunda, önce toplumdaki huzursuzluğun sona ermesini, işlerin açılmasını, gelirlerin göreceli olarak artmasını bekliyor. Seçim yapıldı. Sonuçlar belli oldu... Ama bekleyişlerin gerçekleşmesi o kadar kolay değil. Ekonomide canlılık, talep artışına bağlıdır.
Halkın gelirini artırmadan talepte önemli canlanma olamayacak. Üretim artışından kaynaklanacak bir gelir artışı olamayacağına göre kısa sürede (2015 yılı içinde) gelir artışı ancak bütçe açığı artırılarak, ekonomiye para pompalamakla gerçekleşebilir.

Sihirli bir formülü yok...
Gelir artışının temel kaynağı üretimdir. Üretim artacak ki gelir artsın. Artan gelir doğru dürüst dağıtılsın. Kısa sürede üretim artırılamayacağına göre, 2 yol var: (1) Ya vergi sistemi kısa sürede (yıl içinde) değiştirilerek varlıklılardan ve ranttan daha çok vergi alınarak, alt gelir grubuna dağıtılacak. (2) Ya da borçlanılarak alt gelir grubundakilerin ihtiyaçları karşılanacak.
Üretim ve vergi gelirleri kısa sürede (2015 yılı içinde) artırılamayacağına göre, kısa sürede ekonomiyi harekete geçirmenin tek kaynağı borçlanmaktır. Bütçe açığını büyütmektir.
İşte bu nedenle kurulacak hükümet bütçe açığını büyütmeye mecbur.

Gecikme durgunluğu artırır
Emekliler ve işçiler, ülkenin alt gelir grubundaki en kalabalık nüfustur. Bunların gelirleri yetersiz kaldığından tüketim yapamaz hale geldiler. Bu nedenle talep daraldı. Piyasa küçüldü.
Emekli ve işçi gelirlerindeki ufak iyileştirme, hemen harcamaya, talebe dönüşecek.
Piyasaya akacak. Talep artışı üretimde hareket yaratacak.
Ekonomide az da olsa canlanma görülecek.
İşte bunun için emekli ve işçi gelirlerinde düzeltmeyi hedef alan uygulamaların en kısa zamanda başlamasında yarar var.
Piyasayı canlandırmanın tek yolu budur. Ne var ki bu düzenleme için hükümetin kurulması ve TBMM’den yasa çıkarılması gerekiyor.

Büyük değişiklikler olmaz
Kısa sürede ekonomide büyük değişiklikler beklenmemeli. “Bugüne kadar serbest piyasa ekonomisi vardı, bundan sonra devlet sanayi yatırımlarına başlar” diye bir şey olamaz. Yavaşlayan büyümeyi kısa sürede artırmak mümkün olamaz.
İthalata dayalı girdisi yüksek, katma değeri düşük tarım ve sanayi üretiminin yapısını kısa sürede değiştirmenin imkanı yok.
Yavaşlayan ihracatı kısa sürede artırmak kolay değil.
Bütün bu nedenlerle seçim sonu sorumluluk alanlar, mevcut yapıyı ‘alt-üst’ ederek ‘yepyeni bir yapı’ kuramaz. Yapılabilecek olan, mevcut yapıdaki yanlışları, hataları görerek, ufak düzeltmelerdir.

Türkiye’nin kriz tecrübesi var
Seçim sonunda oluşacak şartlar nedeniyle ekonomi batmaz. Kriz çıkmaz. Türkiye’nin ekonomi yönetimi konusunda birikimi, kriz deneyimi var. 
Seçim sonunda ekonomi yönetimindeki değişiklikler nedeniyle, seçim öncesi dönemdeki sorunların birikimi nedeniyle ekonomide  ciddi dalgalanmalar beklenmemelidir.

Enflasyon aşağıya çekilemeyecek
Enflasyonu aşağıya çekmenin sihirli formülü yok. Döviz fiyatının artması, içeride üretici fiyatlarında girdiye dayalı olarak maliyet artışı ve de geciken petrol ve elektrik zamlarının yavaş yavaş yapılması sonucu enflasyonu aşağıya çekmek mümkün olamayacak.
Tarımda üretim yetersizliğine dayalı olarak gıda maddeleri fiyat artışı önlenemeyecek.

Döviz, faiz artar. Borsa, altın dalgalanır
Dışarıda döviz fiyatlarının dalgalanması, içeride enflasyonun aşağıya çekilememesi sonucu, ülke risk priminin döviz fiyatı üzerindeki yükü azalsa da döviz fiyatları artacak. Önemli olan artışın hazmedilebilir olması, hızlı sıçramaların gerçekleşmemesidir.
Faizi emir ve kurmanda ile aşağıya çekmek dengeleri bozabilir.
Altın fiyatı, dünyada altın fiyatındaki değişim ile içeride dolar fiyatına bağlı. Borsa sınırlı oyuncuların hakimiyetinde. Bunun için borsa ve altın fiyatı inip çıkmaya devam eder.