Euro Bölgesi toparlanma sinyalleri veriyor...

25.03.2015 14:59

Euro Bölgesi’nde kötü giden ekonomiye Avrupa Merkez Bankası’nın müdahale etme çabalarını görmüştük. Önce politika faizini yüzde 0,05 seviyesine çektiler, daha sonra ise aylık 60 milyar Euro’luk ve toplamda 1.1 trilyon euroyu bulması beklenen devlet ve özel sektör tahvil alım programı açıkladılar. Tabi genişleyici müdahalelerle birlikte uzun bir süre euroda sert değer kayıpları görüldü. Ancak bu hafta Euro Bölgesi’nden gelen verilere baktığımızda ekonomiye dair toparlanma sinyalleri verdiğini söyleyebiliriz. Almanya’da imalat PMI rakamı Temmuz 2014 tarihinden bu yana en yüksek seviyeye yükselirken, hizmet PMI ise Eylül 2014’ten bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Yine Almanya’da IFO iş ortamı güven endeksi son 8 ayın zirve seviyesine yükseldi. Diğer yandan Euro Bölgesi’nde dair hizmet PMI verisi son 3 yılın en yüksek seviyesine ulaşırken, imalat PMI ise Mayıs 2014’ten bu yana en yüksek seviyesini gördü.

 

Tüm bu veriler ışığında Euro Bölgesi ekonomisinin nispeten toparlanma çabası içerisinde olduğunu görüyoruz. Tabi ki alaşağı giden bir ekonomi birkaç veri ile toparlanamaz. Ancak gelen bu rakamların son dönemlerin en yüksek rakamları olması Euro Bölgesi açısından bir iyimserlik yaratabilir. Kaldı ki dün ABD’den açıklanan enflasyon verilerinin piyasa beklentisi üzerinde gelmelerine rağmen Euro/dolar paritesi ancak 1,09 seviyesine kadar gerileyebildi. Her ne kadar kısa vadede Euro lehine hareketler olsa da paritenin seyrini orta ve uzun vadede doların hareketleri belirleyecek. Önümüzdeki günlerde ABD’den açıklanacak büyüme ve istihdam rakamları oldukça önemli olacaktır. Özellikle tarım dışı istihdam ve işsizlik oranı verisi paritenin seyrini belirlemeye yetebilir. Teknik olarak 1,09-1,10 seviyeleri arasında konsolide olan paritenin özellikle doların global bazda değerlenmesiyle birlikte 1,09 seviyesi aşağısında satış baskısı altına girebileceğini belirtmekte fayda var. Son olarak Yunanistan olayının hala çözüme kavuşmamış olması ve Yunanistan’a dair endişelerin masada duyuyor olmasını unutmamak gerek.

 

Yurtiçinde ise bu hafta karışık bir seyrin hakim olduğunu söyleyebiliriz. Geçtiğimiz hafta yapılan Fed toplantısı öncesinde 2,64 seviyelerinde gezinen kur, toplantıdan değer kaybıyla çıkan dolar sonrası 2,55 seviyelerine kadar geriledi. Yani bu gerileme hareketi yurtiçinden kaynaklı değil tamamen doların global bazda değer kaybetmesinden ötürü yaşanan bir gerileme olarak bakmak lazım. Bir önceki yazımda belirttiğim gibi büyümeye dair öncü göstergeler yurtiçi ekonomisine dair iyi sinyaller vermiyor. Tüketici güveninin  son 5 yılın en düşük seviyesine gerilemesi ileriki dönemler adına oldukça negatif bir durum. Kaldı ki yurtiçinde siyasi kanat içerisinde yaşanan tartışmalar doların gerilemesine nispeten engel olmaktadır. Kısa vadede özellikle önümüzdeki dönemde ABD’den açıklanacak büyüme ve istihdam piyasası rakamları kısa vadede kurda sert hareketlere sebep olabilir. Teknik olarak paritede 2,55 seviyesi ön planda olacaktır. Kurun bu seviye üzerinde tutunmaya devam etmesi ve ABD verilerinin de iyi sinyaller vermesi durumunda 2,57-2,60 bandına doğru bir yol alabiliriz. Ancak doların global bazda değer kayıplarına devam etmesi ve yurtiçinde buna engel olacak gelişmelerin olmaması durumunda ilk etapta 2,53 ardından ise 2,50 seviyesi mümkün gözükmektedir.

 

Rıdvan BAŞTÜRK

ALB Menkul Değerler Analisti