Fed bu hafta ne yapar?

25.04.2016 15:59
Bir kez daha merkez bankalarının piyasaların odağında olacağı bir haftaya girmiş bulunuyoruz. Bütün dünya Fed’in ne zaman şahinleşeceğini beklerken; aslına bakacak olursak Mart toplantısından bu yana bu ihtimali artıracak herhangi bir gelişme yaşanmadı. Küresel risk iştahı şimdilik yüksek olabilir; ancak ekonomi kur, faiz, borsa denklemine indirgenemez. Reel ekonomilerdeki görünüm açısından bir şey değişmedi; sorunlar ortadan kalkmadı. Sorunların ortadan kalkması için de olağan dışı para politikaları uygulanmakta ve bu para politikası hamlelerinin küresel ekonomi üzerindeki belirleyici verilere nasıl etki edeceği de yarıl sonundan önce ortaya çıkmayacak.

Fed’in Nisan toplantısında herhangi bir faiz değişikliği beklemiyoruz. Fed her ne kadar, düzelme trendinde olan ABD ekonomisine dayanarak faiz artırımı için fırsat kolluyor olsa da, enflasyon kalemindeki sorunlar bu konuda belli başlı soru işaretleri yaratmaktadır. Mart ayında TÜFE manşette yıllık yüzde 0,9’a gerilerken, çekirdekte de yüzde 2,2’ye doğru aşağı yönlü bir hareket oldu. Özellikle manşet enflasyonun yüzde 1 altına gerilemesi, enflasyondaki hedefe doğru olan hareket açısından olumsuz bir görünüm yarattı. Çünkü Ocak ayında baz etkisinin de yardımıyla yüzde 1,4 gören bir manşet enflasyon vardı. Fed’in dikkate aldığı kişisel tüketim harcamaları (PCE) de çekirdek bazda Şubat ayı verilerine göre yüzde 1,7’de sabit kalırken, manşette yüzde 1’e geriledi.

Aslında Fed bu noktada topu Avrupa ve Çin ekonomilerine atarak bir anlamda hem kendi açısından zaman kazanmakta, hem de küresel ekonomik dengesizlikler nedeniyle dolara güvenli liman kapsamında aşırı bir giriş olmasını engelleyerek, aşırı dolar değerlenmesinin önüne geçmektedir. Avrupa’da toparlanmanın bebek adımlarıyla olması ve parasal genişlemenin asıl etkilerinin yarıyıl sonundan itibaren verilere etki etmesinin beklenmesi, Çin ekonomisinde de büyümenin 2. çeyrekte yüzde 6,7’ye gerilemesi, Fed’in faiz artırımını yüksek ihtimalle yılın ikinci yarısında yapacağını, gidişata göre de bunu 2 ya da 1 ile sınırlayabileceğini göstermektedir. Ekonomist beklentileri bu toplantıda faiz artırım ihtimalini yüzde 0, Haziran’da yüzde 20 olarak görürken, Eylül ayından itibaren bu oranın yüzde 50 civarlarına yükseldiği görülmektedir.

Bu hafta ABD’de 1. çeyrek GSYH büyümesi ve kişisel tüketim harcamaları verileri de ön planca olacak. GSYH büyümesinde ilk açıklanan rakam yüzde 0,6 idi, bu rakamın üzerinde bir revizyon gelip gelmeyeceğine bakacağız. Diğer yandan bildiğimiz önemli bir nokta ki; bu rakamlar muhtemelen kış aylarına ilişkin bir yavaşlama olarak yorumlanacaktır. Kişisel tüketim harcamaları kaleminde; Şubat ayı seviyeleri üzerine hızlı bir hareket olup olmayacağı da bizim açımızdan önemli bir kriter olacaktır ki; yukarı eğilimli bir veri alsak bile bu trendin Haziran’a kadar devam etmesi gerekir ki, Fed enflasyon bacağında bir şeyleri halledebilmiş olsun. Ancak Fed’i küresel ekonomilerle beraber okumak zorunda olacağımız gerçeği de ortada.

Enver ERKAN

ALB Forex Araştırma Uzmanı