Fed’in faizleri hakkında merak edilen her şey!

15.12.2015 13:58

Son dönemin belki de en büyük hareketine iki günden az kaldı. FOMC toplantısı Çarşamba günü sonuçlanacak ve FED faiz artırımı kararı alsa da almasa da yeni bir süreç başlayacak. FED’in bu toplantıda faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmemesi ise, yeni adımın ne zaman atılacağına dair bir süreç başlatacaktır. Ancak bu ihtimali artık oldukça düşük görüyoruz. Bundan önceki kararlarında bir çok ibare kullanan ve sözlü yönlendirmeleriyle tüm varlık fiyatlarını derinden etkileyen FED’in, artık bir karar alması gerekiyor. Belki karar öncesi son konuşmasını gerçekleştiren Yellen’da aynen böyle bunu söylemek istedi. FED’in Aralık ayını pas geçmesi, daha büyük bir belirsizlik yaratabilir !

Bundan önceki toplantılarda (Haziran, Eylül, Ekim) önce Yunanistan, sonra Çin belirsizliği, arada yoğun kış şartları, düşük petrol fiyatları her seferinde öne sürülen durumlardı. Ancak asıl sebepler bunlar değildi tabiki. Küresel ekonomilerin birbirlerine ne kadar bağımlı olduğunu göz önünde bulunduruyoruz fakat, FED’in ekonomik anlamda hazır olmadığı da açıktı. Sözlü yönlendirmeler ile, Dolar’ın ateşini bir kızdıran, bir indiren FED üyeleri ise, sürecin adeta piyonları gibilerdi. Görünen o ki, bu kadar dengesiz giden piyasanın içinde sürekli başka unsurları öne süren FED, anlamıştı ki, belirsizliğin ana unsuru olmuşlardı.

FED NEDEN FAİZ ARTIRACAK ?

Talebin çok düşük olduğu ortamlarda, tüketiciler paralarını harcamaktan çekinirler. Bu da işsizliğin arttığı bir ortamın ulaşmasına neden olur. MB, ise bu tür bir ortamda faiz indirimine gidip ülkedeki tüketicilerin paraya daha ucuza ve daha fazla miktarda ulaşabilmelerini sağlamaya çalışır. Böylelikle, işsizlik kademeli olarak azaltılmaya, kişilerin maaş kazanmasına, tüketimin ve talebin artırılmasına ve sonuç olarak ekonomik canlılığa ulaşılamaya çalışılır. Faiz artırmak da aslında bu durumun tam tersidir. Ancak olumsuz olarak düşünmek de yanlıştır. Kademeli olarak doğru zamanda yapılan müdahaleler genel anlamda olumlu sonuçlar vermektedir. ABD ise neden faiz artırmak istiyor ? Enflasyon hedefine ulaştıktan sonra, bu mekanizmayı kontrol edebilmek için. Diğer bir hedefi de parasal genişleme ile, etrafa saçılan Dolar bu sayede ABD’ye geri dönecek. Çünkü düşük faiz ortamından yatırım yapmak isteyen yatırımcı neredeyse yoktur. Bu sürecin başlayacağını düşünen yatırımcılar artık, paralarını ABD’ye doğru kaydıracak. Bu süreçten gelişmiş ülkeler de derin yaralar alabilir ancak en büyük sorun gelişmekte olan ülkeler için olacak. Bu konuda panik kokusunu alan yatırımcılar ise, büyük bir yabancı fon çıkışıyla gelişen ülke borsalarını vuracak.

Hangi faiz artacak ?
FED’in Faiz Oranı

 

 

FED’in artırabileceği FED faizi, Federal Funds Rate yani, fonlama oranıdır. Nakit açığı bulunan bankaların, elinde fazla olan bankalardan borçlandığı sırada, borç veren bankanın uyguladığı faiz. FED bu oranı 0.25 seviyelerine kadar kriz sonrası düşürdü. Bu sayede, bankaların ister istemez ekonomik aktiviteri canlandı ve finansman bolluğu sağlandı. Ancak FED böyle bir ortamı neden bozmak ister ki ? çünkü gerekli olan iyileşmeleri bu sürece kadar yeteri kadar sağladı. Bunun en iyi örneği ise, istihdam tarafında sağlandı. 2008 sonrası neredeyse yüzde 10 seviyelerine kadar gelen işsizlik oranı tablo’da görüldüğü üzere artık yüzde 5 seviyelerinde ve yüzde 50’lik bir düşüş sağlanmış.

 

 
FED’in sürekli üzerinde durduğu enflasyon rakamları;


Enflasyon rakamları ise, FED’in istediği düzeye gelmeyen tek görünüm olarak karşımıza çıkıyor. Parasal genişleme ile birlikte FED en çok, istihdam ve enflasyon tarafında iyileşme görmek istediğini ifade ediyordu. Bunu istihdam tarafında yeteri kadar sağladığını görüyoruz. Enflasyon tarafında ise, petrol fiyatlarının düşük seyrinin etkili olduğu ve maliyetleri düşürdüğü açık. Bu taraftaki olumsuz düşünce ise, istihdamdaki iyileşme ile kapatılacağa benziyor. Çünkü FED son toplantılarında sürekli, istihdamın, ücretlerle desteklenmesi gerektiğini ifade etmişti. Son açıklanan rakamlarda ücretlerde de artış görülmeye başladı. Böylece FED istediği hedef için istediği ortamı yakalayacağına inanmaya başladı. Bundan dolayı ki Aralık ayı faiz artırımı ihtimalleri artık yüzde 90’lara yakın görünüyor.


Aşağıdaki tablodaki ise, büyüme rakamları:


2010 yılından itibaren dalgalı bir seyir olsa da ivme yukarıyı gösteriyor. Küresel ekonomik ortamda büyüyememe sorunu hemen hemen tüm ekonomileri sarmışken, yüzde 2.1’lik bir oran ile son rakamlarda beklentilerin üzerinde bir performans görülmüştü. Parasal genişleme ile, istihdam ve az da olsa harcamalar tarafında istediğini bulan FED bunun etkilerini büyüme tarafında da görmeye başladı.

Yüksek ihtimal FED, enflasyon görünüme dair açıklamalarda bulunacaktır. Bu yüzde eğer, bir ya da iki yıllık dönem içerisinde enflasyon hedefine ulaşabileceğine dair olumlu sinyaller görüyorlarsa, FED’in bu süreçten alacağı karar faiz artırımı ile bitecektir.

FED’İN DAHA ÖNCEKİ FAİZ ADIMLARI

FED’in elbette bundan önceki süreçte de faiz artırımı kararları olmuştu. Bu kararların başlangıç tarihleri tabloda belirtilmiştir.

* Özellikle, 1983 yılında neredeyse 1 buçuk yıl süren bu süreçte yüzde 8’lerden yüzde 12’lere kadar faiz artırımı süreci yaşanmıştı.
* 1986 Yılında keza aynı şekilde yüzde 6’lardan yüzde 10’lara kadar uzanan bir süreç ile en uzun ve kademeli faiz artırımı süreci yaşandı. İki yıl 3 aylık bir süreç
* 1994 yılında yüzde 3’den yüzde 6’ya
* 1999 yılında yüzde 5’lerden yüzde yüzde 6.5’lara kadar bir süreç başlatılmıştı.
* 2004 yılından 2006 sonuna kadarda yüzde 1’den yüzde 5.25’lere faiz artırımı gerçekleşmişti.
* 2001 sonrası ekonomik görünümde bozulmalar ise, faizlerdeki sert düşüşleri göstermektedir.

 

ABD BORSALARININ FAİZ ARTIRIMINA TEPKİLERİ



ABD borsalarındaki hareketler ise, grafikte gösterildiği üzere, faiz artırımlarına ilk tepki genellikle önce düşüş sonra yükseliş şeklinde gerçekleşmiş. Ancak asıl büyük oynaklıklar ekonomik krizler sonrası oluşan, ekonomik bozulmalarda gelen tepkiler. 2001, 2008,2010 ve 2011 krizlerindeki tepkiler, faiz artırımları zamanından çok daha büyük görülüyor. 2015 yılı sonları gelmişken, faiz artırımı karar öncesi, aynı hareket yakalanırsa, önce küçük bir tepki, sonrası yükseliş gelecek mi göreceğiz.


FED KARARI ÖNCESİ ENFLASYON ORANI

Piyasadaki görüş, FED’in faiz artırımı fiyatlanmasının bir kısmının fiyatlandığı yönünde. Ancak, önündeki tek engel olan, enflasyon görünümününki yani özellikle çekirdek enflasyon tarafındaki hareketin önemi. Bu durum faiz artırımı fiyatlamasında çok daha etkili olabileceğini düşünüyoruz. Beklentilerin fiyatlaması oldukça önemlidir. Piyasalar 25 baz puan(25 Basis point) bir faiz artırımı bekliyor. Yani yüzde 0.25 olan faizlerin yüzde 0.50 olarak açıklanmasını. Bu durumun enflasyon görünümündeki düzelmeyle tamamen fiyatlanabileceğini söyleyebiliriz. Çünkü, FED bugüne kadar yüzde 2 enflasyon hedefinin oldukça önemli olduğunu bildirmişti. Artık FED’in bundan sonra atacağı adımda istihdam da gerekli düzelmeler sağlanırken, ücretlerdeki toparlanma da flaş rakamlara ulaşmış oldu.. Artık bu durum FED’i cesaretlendirecek bir durum olarak görülecekti. Böylelikle yüzde 2’lik bir rakamın görülmesi, FED’in daha cesur adımlar atabileceği ya da en azından 25 baz puanlık artışın yapılabileceği görüşüyle Dolar lehine fiyatlamalar yaratabilir. Ancak bu rakamları piyasa bulamazsa, FED’in daha düşük adımlar atabileceğini ya da bundan sonraki süreçte daha korkak adımlar atacağına dair fiyatlamalar söz konusu olabilir. Böyle bir durumda da Dolar lehine pozisyonların akıbeti sorgulanacaktır.

FED’İN AÇIKLAMALARI GÜVERCİN OLACAKTIR

FED’in açıklamalarının küresel piyasaları korkutacak derecede olacağını düşünmüyoruz. Çünkü, böyle bir durum aşırı derecede Dolar lehine fiyatlamaları günyüzüne çıkarıp, FED’in sonraki adımlarda daha korkak adımlar atmasına neden olabilir. Bu durumda FED’in dengeleri gözetmesi gerekecektir. Ayrıca FED diğer ekonomilerin müdahalelerini de göz önünde bulundurup, belirsizlik ortamını daha da derinleştirmeyecektir. Çünkü hem gelişen, hem de gelişmekte olan ülke ekonomilerinde yaşanan ekonomik sorunların etkisi, büyük bir girdap oluşturabilir. Bu durumu düşünen FED, kanlı yarayı daha da deşmeyecektir. O yüzden FED’in Çarşamba günü atacağı adımdan çok, bundan sonraki süreçte ne yapacağı beklenmelidir. Faiz adımlarının oldukça düşük ve kademeli olacağını düşündüğümüz FED’in atacağı adımların etkisi, enflasyonun, istihdam ve büyüme üçgeninin gidişatına göre olacaktır. Aşırı

derecede güçlenen Dolar hem ticaret dengesinde bozulmalar yaratırken, hem de özellikle gelişmiş ülke ekonomilerini alt üst edebilir. Bu doğrultuda FED kararıyla beraber pozisyon alacak yatırımcıların, özellikle büyüme, enflasyon ve istihdam tahminlerini iyi analiz etmesini ve FED’in görece adımlarına dair yapacağı açıklamaları iyi yorumlaması gerekmektedir. Aksi takdirde sonuç, FED faiz artırdı, Dolar neden değer kazanmadı olabilir.

ALTIN UZUN VADEDE KÜLLERİNDEN DOĞABİLİR

Altın fiyatlarının artık güvenli liman özelliğini kaybettiğini görüyoruz. Bu özellikle, Yunanistan sürecinde kaybettiğini söyleyebiliriz. Son hareketlerinin çoğunu ABD verilerine ve FED’in söylemlerine göre yapan Altın, karar sonrası daha da derin hareketler yapabilir.

Tabloda görüldüğü üzere, önceki dönemlerde, ABD 10 yıllık faizleri ile, Altın fiyatları arasında ters korelasyon net bir şekilde görülüyordu. Özellikle kriz dönemlerinde bu açılmalar daha da artmıştı. 2008, 2010 ve 2011 krizlerinde düşen ABD 10 yıllıkları sonrası, Altın fiyatlarında sert yükselişler tabloda net bir şekilde görülüyor. Altının krizlerden beslendiği ortamı da bundan kaynaklıdır. ABD faizlerinin artırılması ardından ise, ABD 10 yıllık faizlerinde yükseliş beklenebilir ve Altın satışı gündeme gelebilir. Ancak çoğu faiz artırımı sonrasında görülen kriz ortamı sonrası, Altın fiyatlarını 2016 yılının gözde yatırım aracı haline dönüşebilir. Bu durumda önce düşüş, sonra orta-uzun vadede yükseliş hareketi geçerliğini gösterebilir. Bu durumda da Altın fiyatlarında iyi bir yerden alım fırsatı beklemek, piyasanın en önemli hareketlerinden birinden yararlanmamıza neden olabilir. Ancak kısa vadeli harekette ilk tepkinin, Dolar lehine olabileceğini 2016 yılının orta ve sonlarına doğru FED’in yarattığı ekonomi politikalarının yeni bir krize ortam hazırlaması dahilinde altının yeniden küllerinden doğabileceğini söyleyebiliriz.

Gökhan Özkan/ www.isikfx.com/ 
IşıkFX Araştırma Uzmanı