Fed`le gelen `bahar havası` PPK ile sona mı erdi?

23.12.2015 14:06

15/16 Aralık Fed toplantısını ‘’nihayet’’ geride bıraktık ve piyasaların beklediği üzere FED faiz aralığını yaklaşık 10 yıl aradan sonra yüzde 0,25 -0,50 bandına yükseltti.

Fed sonrası yorumumda ‘’nihayet’’ kelimesini kullanma nedenim ise; Fed’ in faiz kararının ardından küresel piyasalarda yılbaşından bu yana yoğun şekilde yaşanan belirsizliğin ortadan kalkması sonrası yaşanan rahatlama şeklinde açıklayabilirim. Fed’ in faiz hamlesinden sonra gözler Merkez Bankalarına çevrildi ve iç tarafta 22 Aralık tarihli TCMB’nın PPK toplantısı çok daha kritik önem kazanmıştı.

Özellikle 64. hükümetin kurulmasının ardından hükümet programının Merkez Bankası bölümünde ‘bağımsız’ kelimesinin çıkarılması piyasalarda tartışma yaratmış ve Fed’ in faiz silahını kullanması durumunda Merkez’in atacağı adımlar merak uyandırmıştı. Yıl içerisinde Merkez Bankasının duruşu zaman zaman eleştiri oklarının hedefinde olmuş ve bağımsızlığı tartışılır hale gelmişti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bugün gerçekleştirdiği PPK toplantısında uyguladığı faiz politikasında herhangi bir değişime gitmeme kararı aldı. Politika faizi yüzde 7.5, gecelik borç verme faizi yüzde 10.75 ve gecelik borçlanma faiz oranını ise yüzde 7.25 seviyesinde sabit tuttu. 15-16 Aralık Fed faiz kararının ardından Merkez’in ilk hamlesi dolar cinsinden zorunlu karşılıklara ödediği faizleri 0,49’a yükseltmesi olmuştu. Ancak kurulun politika faizlerinde güncelleme yapmaması piyasalarda çok fazla dile getirilmemiş olunsa da sürpriz etkisi yaratmış oldu. Merkez Bankasının PPK kararının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ekonomi Baş Danışmanı Yiğit Bulut ise  yaptığı açıklamalarda "MB FED' den de bağımsız olunacağını göstermiştir" dedi ve sözlerini; “Bütün dünyada özellikle gelişmekte olan ülkelerde FED' e bağımlılık tartışılırken bugün Merkez Bankamız pozisyonunu korudu" ifadeleriyle sürdürdü.

Piyasalarda PPK sonrası Dolar 2.95 seviyelerini test etti ve Fed sonrası yaşanan bahar havası şu an için yerini satışlara bıraktı.
ABD ekonomisinde devam eden toparlanmanın, makro verilerle desteklenmesi durumunda doların diğer para birimleri karşısında değer kazanması önümüzdeki sene de devam edecektir. Böyle bir durumda iç tarafta FED sonrası yaşanan bahar havasının, tıpkı Kasım ayı genel seçimlerinde olduğu kısa vadeli olmasına neden olabilir.

Merkezin faiz artışı yapmamasına karşın piyasada faizler artmaya devam ediyor.

Özelikle daha önceki toplantılarında altını çizdiği sadeleştirme çalışmasına giremeyerek Merkez’in ilerleyen günlerde piyasalara ‘’ben buradayım’’ mesajını vermesini zorlaştırabilir.

ABD ekonomisinde yaşanan toparlanma sürdükçe 2016 senesi içinde de faiz artışları gelecektir ve Fed’ in önümüzdeki sene içinde iki ya da dört kez faiz artıracağı yönünde tahminler şimdiden yapılmaya başlandı bile. Bu doğrultuda Fed’ in adımları Aralık ayındakinden çok daha hızlı olursa eğer, Merkez’in daha yüksek oranda faiz artışı yapmaya itebilir. Böyle bir durumda bu Merkezin atacağı adımlar siyasi cephede çok daha farklı yanıt bulabilir. Önümüzde ki dönemde Merkez’in atacağı adımlardan ziyade odaklanmamız gereken önemli noktaları gözden kaçırmamak gerekir diye düşünüyorum.  2016 senesi içinde özellikle büyüyemeyen dünya ekonomileri içinde bizlerin nasıl bir performans sergileyeceği..

Merkezin aldığı kararın altında anladığım kadarıyla şunlar olabilir;

• Nasıl bir karar alırım da tepkileri yeniden üzerime çekmem?
• Fed’ in diğer faiz hamlelerini geciktirebileceği ya da hızlı gitmeyeceği beklentisi
• Faiz oranlarında bir değişiklik yapmayarak sıkı duruşunu devam ettirmek ve enflasyonla mücadeleyi öne çıkarmak.
Kimilerine göre Merkez topu attı ancak rüzgar olurda tersten eserse daha yüksek oranda faiz artışı yapmak zorunda kalabilir. Faizlerin değiştirilmemesine piyasaların tepkisi, TCMB’nin işaret ettiği hamleleri yapmamasının getirmiş olduğu hayal kırıklığı var. Önümüzde ki günler bu faiz oranları ile kurun gelmiş olduğu seviye hızla yukarı yönlü revize edilen enflasyon oranları sürdürülebilir olup olmayacağını gösterecektir.

Murat Tufan /www.destekmenkul.com/ 
Destek Menkul Değerler Araştırma Müdürü