Gelişmekte olan ülkeler satış yemeye başladı!

06.07.2017 14:11
Son 2 ayda yüksek risk iştahı ve getiri arayışının etkisi EM'lerde pozitif havanın devam etmesine neden olsa da, son bir kaç günde, alınan kazançların büyük bir kısmının geri verildiğini izliyoruz. Global Merkez Bankaları adına FED'le başlayan ve Avrupa'ya da yayılan normalleşme adımlarının etkisini tahvil cephesinde fiyatlayan piyasa oyuncuları da bu EM satışının ana faktörü konumunda yer alıyor. Türkiye özelinde önemli bir kırılganlık belirtisi olmasa da, halı altına süpürülen bazı olumsuz gelişmeler rüzgarın ters estiği zamanlarda TL satışı için gün yüzüne çıkarılan gerçekler konumunda yüzümüze vuruluyor. İşte bu nedendir ki belirttiğimiz negatif ayrışma süreci en çok da bu tür koşullarda Dolar'ın egemenliğini artırıyor. Üstelik bu sefer etki sadece Dolar'dan değil, Euro/TL cephesinde de ciddi bir yukarı hareket var. Böyle bir ortamda da sepet kurun 4.02 seviyesindeki zirvesine yeniden yakın seyrettiği bir tabloyu izlemeye başladık.

Dolar/TL geçen seneyi 3.5268 seviyesinden kapatmıştı. Bu sene en düşük 3.4751 seviyesini görerek Dolar'a karşı ilk kez pozitife (yaklaşık %1.5) geçmişti. Ancak bu durum yeniden geçerliliğini koruyamadı ve 3.50 hareketinin altında kalıcılık sağlayamayarak yeni bir yükseliş ivmesi kazandı.3.6300eviyesinde olan TL ise şu an itibariyle yıl başından bu yana Dolar'a karşı yüzde 2.5 değer kaybı yaşıyor. Gün içi 3.64 önemli seviyesinden de dönüş yapma çabası içerisinde dalgalanma devam ediyor. Euro/TL'de durum daha kötü boyutta bu yıl Euro'ya karşı TL yüzde 11 kayıpta. Geçen seneyi de 3.7131 seviyesinden kapatmıştı. Ancak gelinen nokta malüm bu yıl 4.18 görüldü. Hali hazırda da 4.12 seviyelerinde fiyatlama mevcut. Sepet kurda(%50 USD+%50 Euro) 4.02 seviyesinde bu yılın zirvesi. 3.8705 seviyesine son yükselişler ile yaklaştık. Sepette sadece bu hafta yüzde 2.68 kayıp var.

Şimdi bu noktada biriken olumsuzlukları sayarsak gözüme çarpanlar:

1- Enflasyon yüzde 10.90'lara geriledi. Nisan'da 11.87 seviyelerine ulaşmıştı. Bu noktada TCMB'de yüzde 12 seviyelerinde faizi tutma çabasında. (%11.96) TCMB'nin açıklamalarına baktığımızda para politikasındaki sıkı duruşun ana unsuru enflasyondaki yüksek seyir. Bu noktada da sıkı duruşa taahhüt verilmeye de devam ediliyor. Ancak daha öncesinde dinamik bir duruş sergileyen TCMB'nin enflasyondaki bu gerilemeyi (Hazır kurda düşük) fırsata dönüştürüp ''para politikasını gevşetebilir mi ?'' düşüncesinin bir fiyatlaması olarak görüyorum. Enflasyon hali hazırda yüzde 11'de, Temmuz da yüzde 10'lara kadar düşebilir beklentisi mevcut.(yüksek baz etkisi)Ancak ondan sonraki aylarda yeni bir yükseliş ivmesi devam edecek. Bu nedenle TCMB'nin sıkı duruşunu koruması oldukça önemli ve Türk Lirası dalgalanmaları adına da. Hele ki Global MB'lerden gelen son açıklamalara baktığımızda. Bir nevi faizleri indirebilir mi beklentisi görüldü denilebilir.

2- Katar sorununda da uzlaşı olma olasılığı oldukça zayıflıyor. Dün 13 madde Katar tarafından sert bir şekilde reddedildi. Türkiye'nin Katar'daki üssü konusunda da Suudi Arabistan'ın tavrının katı olduğu görülüyor. Türkiye'nin de üs konusunda geri adım ihtimali ''Ancak Katar isterse'' modunda. Bu nedenle Katar sorunun büyümesi ve ileride yaptırımların daha da artacağı beklentisi piyasada risk alma iştahını bir nebze kıran gelişmeler arasında. Türkiye ve İran'ın da Katar'ın yanında kalmaya devam ettiğini görüyoruz. Yaptırımların boyutu, Suudi Arabistan-BAE-Mısır'dan Türkiye'ye karşı da döner mi ? beklentisi bir nebze daha kafalarda yer almaya başladı. Bu üç ülke İhracat konusunda önemli partnetlerimiz.

3-Almanya ile ipler yeniden geriliyor. 7/8 Temmuz tarihlerinde Hamburg’da yapılacak G20 Zirvesi için Almanya’ya gidecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşma yapma isteği Alman siyasileri gerdi. Tansiyonun açıklamalar ile daha da gerildiği bir ortam söz konusu. AB ile ilişkiler adına zaten pamuk ipliğine bağlı olan ortamın daha da sıkıntılı bir sürece evrildiği görülüyor. Ki son 1.5 sene bir çok kez bu gündem söz konusu olmaya başladı.

4-Afrin'de yeni bir operasyon gündemde. Başarılı Fırat Kalkanı operasyonu sonrası Fırat Kılıcı operasyonu düzenlenme ihtimali sık sık konuşuluyor. Yaklaşık 7 bin Türk Askeri'nin 70gün sürecek operasyonda, bölgedeki 41 PYD hedefinin imha edilmesinin planlandığını görüyoruz. Rusya'nın da desteğiyle İdlib, Azez ve Cerablus üçgeninde bir güvenli bölge oluşturacağı iddia ediliyor. Bu operasyonun da etkisi bir nebze gündemde.

Şimdi bunları bir kenara koyalım.

Yurtdışındaki havaya bakalım :

1- Ciddiye alınmayan bir FED var karşımızda. FED bu seneye 2. faiz artışını yaptı. 3. artırım için de yer aradığı görülüyor. 4.5 trilyonluk bilançonun da 2.5 trilyona düşürülmesi için uzun vadeli bir program amaçlanıyor. Ancak henüz bir zaman verilmedi.  Yalnız yakın zaman içerisinde kademeli bir şekilde bu operasyonun başlatılmasını isteyen FED üyeleri var Bu ''normalleşme'' ihtimalleri artık sadece FED tarafında değil. ECB ve BOE tarafında da konuşuluyor. Sadece BoJ'un geride kaldığı bir ortam var. Ancak hemen hemen aynı sorunlar ile boğuşan MB'lerin bir birini izlediği ortamda (QE'ler) artık normalleşme adımları adına da birbirini izlemesi anormal bir sonuç değil. Tek sorun zamanlama ne zaman olacak ? Bu konuda beklentiler kadar enflasyon yaratabildiler mi ? Resesyon tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklar mı ? bu konular bugün tartışılan noktada değil. Piyasa her zamanki gibi erkenden beklentileri almaya başlıyor.

2- Faizler yukarı gitmeye başladı. ABD 2 yıllık tahvil faizleri 12.12.2016'da 1.30, 13.03.2017'de 1.40 ve Temmuz 2017 itibariyle de bu seviyeyi kırarak 1.43'lere gitti ve son 8 senenin rekor seviyesine ulaştı. ABD 10 yıllıkarı 2.10'lardan 2.36'ya yeniden yükseldi. 2.42'lere potansiyel bir hareketi görülebilir. Bu durum Dolar endeksini de baskı altından kurtarabilir. Almanya 10 yıllık tahvil faizleri de 0.50 kritik seviyesini aştı. Hali hazırda 0.53 seviyelerinde şuan. Japonya 10 yıllıkları +0.1'e gitti. (Getiri Eğrisi Kontrolüne rağmen)

3- Gelişmekte olan ülkelerin sorunları bitmiyor. Bazıları petroldeki zayıf seyirden negatif etkileniyor. (Real-Ruble) Bazıları siyasi karmaşa ortamının etkisi ile sıkıntılarda(ZAR). Bazılarına Trump kafayı takmış ancak önlem alınıyor. (MXN) Bu zayıflıkları da örten en önemli şey ise reel faiz ortamı. Bu noktada TL carry trade avantajı ile ön plandaydı. Ancak biri diğerini etkileyen bu para birimleri dün Güney Afrika Merkez Bankası'nın kamulaştırılacağına dair spekülasyonlarla Dolar'a karşı yenik düştü. Faiz hadleri de dünyada yeniden canlanırken.

Tüm bu etkenler Dolar'daki hareketi güçlendiriyor. Draghi sonrası da 4.10 üzerine atan Euro/TL yüksek seyrini koruyor. Cuma günü de TDİ ve saatlik kazançlar verileri haftanın genel görünümü adına belirleyici olacak. 4.3'e kadar düşen işsizlik oranı varken önemli bir değişiklik olmazsa TDİ sadece anlık hareket yaratacak. Bu noktada ücretler datasının önemi her defasında daha da artıyor. Hele ki kalıcı enflasyon konuları tartışılmaya başlanmışken. Bu nedenle 0.3 ve üzeri saatlik kazançlarda görülen artışlar Dolar'ı desteklemeye devam edecektir. Sonraki süreçte ise gözler 26-27 Temmuz'a çevrilcek. (FED ve TCMB)

Gökhan Özkan
STRATEJİST