Güzel bir seçim

27.04.2015 12:17

Yaklaşık bir buçuk ay sonra, ülke tarihini derinden etkileyecek bir seçim yaşanacak. İlk kez, bir Kürt partisinin, oyların yüzde 10’dan fazlasını alma olasılığı var. Kürt alt kimliği olmayan bir çok vatandaşımız da, Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) oy verip; partinin yüzde 10 barajını aşmasını sağlamaya çalışacak. Çünkü, yüzde 10 barajının aşılamaması, iktidar partisinin Anayasa’yı bile değiştirebilecek bir güçle iktidara gelmesi anlamına geliyor. HDP, dışarıdan gelecek oyları toplayabilmek için, Başkanlık Sistemi’ne geçit vermeyeceğini açıklıyor. Sonunda, çete savaşlarıyla bir yere varılamayacağı kabul edilmiş oluyor. Demokratik sistemin, PKK sorununu da çözeceği anlaşılıyor.
Tarafsız Cumhurbaşkanı, çeşitli vesilelerle vatandaşlarla bir araya gelip, eski partine oy istiyor. Parti ismi açıklamamış olsa bile “400 milletvekilliği istiyorum” denilince, ister istemez akla AK Parti geliyor. Öte yandan, AK Parti’nin göz ardı edilen ciddi bir sorunu var. Bu sorun, üç dönem sınırı nedeniyle yeniden seçilemeyecek olanların yarattığı sorun. AK Parti, kurucu üyelerinin önemli bir bölümünü ve tecrübeli siyasetçilerini kaybetmiş görünüyor. Bunlar, her ne kadar partilerini destekliyor görünseler de, yeni bir oluşum zamanı gelmediğini düşündükleri için yeni bir parti kurmak yoluna gitmiyorlar. Her şeyden önemlisi, “oy”un bire bir temaslarla alındığını çok iyi bilen AK Parti, bu konuda önceki seçimlerde yaptığı çalışmaların gerisine düşmüş görünüyor. Ayrıca, büyük iller dışındaki yörelerde, oyları kontrol edebilen tanınmış aile ve aşiretlerin desteğine ihtiyaç var. AK Parti, bu desteği de bir miktar kaybetmiş vaziyette. Milletvekillerinin çok büyük ölçüde değiştirilmesi, iktidar partilerine genellikle oy kaybettiriyor. AK Parti Hükümetlerinin, dış politikada başarısız oldukları, neredeyse kesinlik kazandı. Bu nedenlerle, AK Parti’nin oylarında bir düşme ile karşılaşacağız. Ancak Tayyip Bey faktörü, iktidar partisi olmanın gücü ve rakiplerin zayıflığı AK Parti’yi tek başına veya bir koalisyon ortağı ile iktidar yapacak. Doğal olarak, iş koalisyona kalırsa neyin ne olacağı belli olmaz. Karşı guruplar da birleşip, başka bir koalisyon yaratabilirler.

CHP muhalefeti...
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), güzel bir program açıkladı. Bu derece kapsamlı bir açılım, ilk kez yapıldı. Ancak, yıllardır siyaseti bırakamayan bir takım kişilerin, Kongre’de Genel Başkan’ın yanında boy göstermeleri tüm ümitleri kırdı. Kemal Derviş’in hiç milletvekilliği yarışına sokulmadan, dışarıdan getirilip Ekonomi Bakanı yapılacağı açıklaması da, hayal kırıklığı yarattı. Bu açıklama, CHP içinde Ekonomi Bakanlığı yapacak kimsenin olmadığını gösteriyor; biraz da ABD’ye göz kırpılıyor. CHP’nin üç eksiğinden biri kapatılabildi; o da açıklanan program. Ekip kurabilme ve Anadolu’daki etkin ailelerle ve aşiretlerle işbirliği oluşturabilme ayağı, henüz eksik. CHP oylarını yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkartmaya çalışıyor; o kadar. Bu haliyle, bir “Ana Muhalefet Partisi” görünümü vermiyor.


MHP başa güreşmek istemiyor
Bu seçimlerde, oransal olarak oylarını en çok artırabilecek partinin, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olduğu anlaşılıyor. MHP vitrinini biraz düzeltti ve dünyadaki milliyetçi akımların güçlenmesi eğiliminden faydalanıyor. Öte yandan, AK Parti iktidarından bir şekilde memnun olmayanların gideceği tek adres, MHP gibi görünüyor. Bahçeli’nin televizyonlarda boy göstermemesi ve Parti’nin bir yenilenme, bir atılım içinde olmaması MHP’nin gücünü zayıflatıyor. MHP, biraz daha ciddi bir çalışmayla; rahatlıkla, “Ana Muhalefet Partisi” konumuna yerleşebilirdi.