Hasan Pulur’un sandalyesi boş...

01.12.2015 08:50

1974 yılında Anka-ra’dan İstanbul’a göç ettiğimde Hasan Pulur’u tanıdım. Dostluğumuz, arkadaşlığımız 1980’de Ercüment Karacan döneminde Milliyet’e girmemden sonra arttı. O yıllar Hasan Pulur Hürriyet’teydi. Hasan Pulur, Yılmaz Çetiner, Feyyaz Tokar, Mehmet Barlas önceleri Hilton’un Karagöz Barı’nda birlikte olup sohbet etmeye başladık. Daha sonra her hafta salı akşamüzerleri Bebek Oteli’nin barında toplanır olduk. Toplantılara Vehbi Koç, Vitali Hakko, Dr. Gürbüz Barlas, Selim Barlas, Mustafa Pakoğlu da katılıyordu. Zamansız ölümlerle çok kişinin sandalyesi boş kalınca Bebek toplantıları sona erdi.

Hasan Pulur’un peşini bırakmadım. Beşiktaş’ta Balıkçılar Çarşısı’nda önce Turgut’un yerinde, sonra Ahmet’in yerinde her hafta bir araya gelen dost grubuna eklendim. Cahit Kayra, Müntekim Ekmen, Hasan Mani, Murat Katoğlu, Hilmi Yavuz, Demir Özlü, İlber Ortaylı bir sohbet masası etrafında birlikte oluyorduk. O sofraların etrafında oturanların bazıları da dünyadan erken ayrıldı. Sandalyeleri boşaldı. Kadro küçüldü.

Bu defa, her çarşamba Koço’da öğle vakti Hasan Pulur’la beraber olmaya başladık. Cahit Kayra, Hilmi Yavuz, İlber Ortaylı, Ahmet Yücekök, Hasan Mani, Murat Katoğlu ve Necip Azakoğlu iki üç saat edebiyattan, sanattan, politikadan söz ediyorduk. Bu sohbet toplantılarının olmazsa olmazı Hasan Pulur’du. Hasan Pulur artık yok. Koço’daki sandalyesi boş kaldı.

 

İyimser olmaya mecburuz

AKP’nin tek başına hükümet kuracak kadar oy toplamasını büyük iş çevreleri ve finans piyasaları olumlu gelişmelerin başlangıcı olarak değerlendirmişti.

Dolar fiyatının kısa sürede 2.85 TL’ye, daha sonra da 2.65’e kadar gerilemesi, yatırımlarda, üretimde canlanmanın başlaması bekleniyordu.

G20 toplantılarının Türkiye’de yapılması ise Batı ülkeleriyle ilişkilerinin yumuşamasına kapı açacaktı.

Ne var ki, üst üste dışarıda ve içeride olan gelişmeler, terörün tırmanması ve ardından beklenmedik bir şekilde Rus uçağının düşürülmesi, bunun sonucunda Rusya ile Türkiye ilişkilerinin bozulması, iyimser bekleyişleri sildi, yok etti.

Rusya, Türk ekonomisini sarsacak tedbirler açıklıyor. Ağır bir “psikolojik savaş başlattı.”

İşte bu ortamda Brüksel’de Başbakan’ın Avrupa Birliği liderleriyle, Paris’te Cumhurbaşkanı’nın dünya liderleriyle bir araya gelmesi çok önemlidir.

Türkiye ile iyi ilişkisi olan ülkelerin arabuluculuğu ve desteği Türkiye - Rusya diyalogunun başlatılmasına ve gerginliğin azaltılmasına imkân verecektir.

Bu aşamada başta yatırımcılarımız, üreticilerimiz olmak üzere iş çevrelerinin ve de genel olarak halkımızın moralinin bozulmaması önemlidir.

Hayatı devam ettirmek zorundayız. Hayatı kötümser olarak devam ettirmek var, iyimser olarak devam ettirmek var... Kötümser olmak hiç bir işe yaramıyor. İyimser olmaya mecburuz.