Ne şiş yandı, ne kebap!

23.12.2015 08:33

Merkez Bankası topu ortaladı... “Faiz insin” diyenleri de, “faiz çıksın” diyenleri de mutlu edecek formülü uyguladı. Faize dokunmadı.
(Bir ön değerleme yapayım. Başkan’ın yerinde ben de olsam, “mevcut ahval ve şerait tahtında” aynını yapardım. Boş yere Merkez’in başını derde sokmazdım.)

Bu demek değildir ki, Merkez bundan sonra faizi indirmeyecek veya yükseltmeyecek. Merkez’in dokunmadığı faiz oranları “Tabelada yazılı faiz oranları”. Merkez, tabelada yazılı iki faiz oranıyla oynayarak faizi istediği kadar ucuzlatma veya artırma şansına sahip.
Hatırlatmakta yarar var: Merkez’in faizi, bankalar para sıkıntısı duyduklarında, Merkez’den borçlanmak zorunda kaldıklarında uygulanan faiz oranı.
Bankaların ana kaynağı mevduat ve dışarıdan buldukları döviz kredileri. Bankaların mevduat kaynağı 1.2 trilyon TL. Merkez’den aldıkları borç 90 - 100 milyar TL.
Bankalar için esas maliyet, mevduat maliyeti. Ama Merkez’in faizi mevduat faizlerinin inip çıkmasına yol açtığından tüm maliyetleri etkiliyor.

TABELA FAİZİ % 7.5

Merkez’in esas faizi yüzde 7.5... Buna “politika faizi” deniliyor. Yükseltilmesi beklenen faiz bu. Bu faiz (tabela faizi diyelim) Merkez’in bankalara 1 afta vade ile borç verirken uygulayacağı en yüksek faiz. Ne var ki, bir başka faiz (tabela faizi) daha var. O da bankalara gecelik borç verme faizi. Onun da sınırı 10.75. Merkez, bankalara borç verirken borcun bir kısmını yüzde 7.50 faiz ile bir kısmını yüzde 10.75 faiz ile veriyor. Ortalama faizi yüzde 9.0’a getiriyor. 

Faiz artışı bekleyenler, 7.50 olan politika faizinin, Merkez’in bankalara para kullandırdığı faize, yüzde 9.0’a yükseltilmesini bekliyorlardı. Daha doğrusu istiyorlardı.

Ha “Ali Veli”... Ha “Veli Ali”... Ne fark eder? Görülüyor ki, Merkez, tabela faizlerine dokunmadan da faizi yükseltebiliyor.
ABD Merkez Bankası (Fed) faizi artırdı. Artırdığı faiz yüzde 0.25 tavan faizi idi. Banka istese de o tavanın üzerine çıkamıyordu. Bizde politika faizi tavanı yüzde 7.50 ama, Merkez isterse bu tavanın üzerine yüzde 10.75’e kadar çıkabiliyor. İlla da yüzde 7.50’lik tavanı artırma zorunluluğu yok.
Gelelim en önemli noktaya: Piyasa (daha doğrusu finans çevreleri) Merkez’in faiz artırımının döviz girişlerinde rahatlamaya yol açacağını, döviz fiyatındaki artışı sınırlayacağını iddia ediyorlar. Ama dövizin ucuzlamasını isteyen var mı?

UCUZ FAİZ, YÜKSEK KUR

Anlaşıldığı kadarı ile hükümetin ve Merkez’in önümüzdeki dönem için “ortak politikaları”, “ucuz faiz, yüksek döviz fiyatı politikası”.
Ne var ki, “Merkez faizi yükseltmedi” diye, önümüzdeki günlerde faizler ucuzlamayacak. Merkez, bankalara verdiği paranın faizini (mecburiyetten) artırmaya devam edecek. Bankalar maliyet artışı nedeniyle kredi faizini yükseltecek.

Yatırımcı, üretici, tüketici kredi kullandığında daha yüksek faiz ödeyecek. Faizin yüksek olması nedeniyle artan maliyetler fiyatları artıracak. Enflasyonu aşağıya çekme imkânı kalmayacak. Bu tabloda doların fiyatı nereye kadar gider? Kimse bilemez.
Son söz: Olanların, bitenlerin, olacakların, biteceklerin tek sorumlusu Merkez değildir. Merkez öyle de yapsa, böyle de yapsa, tek başına bankanın faiz kararı ile ekonominin kaderi değiştirilemez.

Ekonominin kaderi, iç ve dış risklerin ortadan kalkmasına, iç ve dış politikada belirsizliklerden kurtulmamıza, yabancı sermayenin ilgisinin artmasına, iç ve dış talepteki canlanmaya dayalı olarak önce üretimin sonra yatırımların artmasına bağlıdır.