Nişantaşı’nda piyasa canlı, dükkânlar dolu

30.12.2015 08:35
Ayşe Hanım Teyzem, “Yılbaşına girerken Nişantaşı çok hareketli imiş... İki gündür Eminönü, Tahtakale, Mahmutpaşa ve Sultanhamam’da dolaşarak içimizi kararttın. Biraz da Nişantaşı’nı anlat” deyince, Nişantaşı’nı iyi bilen bir kadın arkadaşımı aradım.

“Bir kahvede buluşalım da, beni Nişantaşı’nda gezdir” dedim. “Öğle saat 12’00’ye doğru Godiva’da buluşalım” diyerek beni kırmadı... “O kahveye nasıl gidilir?” diyerek sual edecek oldum, keşke etmez olaydım.

Ciddi mi idi, benimle dalga mı geçiyordu pek anlayamadım ama, başladı yol tarifine:

“Hermes’in önünden dosdoğru yürü, Salvatore Ferragamo’yu göreceksin. Oradan kıvrıl. Tom Ford’u geç. Prada var, Cartier var. Durma yürü... Louis Vuitton ile Tods’u arkada bırak. Christian Louboutin var ya... Sağa dön. Gucci’nin, Hugo Boss’un önünden yürü. Brioni’yi geç. Karşına Godiva’nın

kahvesi gelir. İşte seni orada bekliyorum.”

Her ne ise, Godiva’da buluştuk. Yol tarifi bahanesiyle sıraladığı yabancı markaların çokluğundan söz edecek oldum... “Ben sana sadece yabancı markaların mağazalarından söz ettim. Bizim Türk mağazalarda satılan yabancı markaları sıralasam, yazmaya sütunun yetmez” diyerek beni tersledi.

75 YABANCI MAĞAZA

Neden bu öğle saatinde buluşuyoruz diyerek merakımı dile getirecek oldum, anlattı: “Burası Nişantaşı... Öğle saatinde İstanbul’un önde gelen zarif hanımları en marka giysileriyle Nişantaşı’na gelirler. Önce kahvelerde bir şeyler yerler. Sonra  vitrin bakarlar, dükkân gezerler. Magazin fotoğrafçıları da onların fotoğraflarını çeker.”

“Ya erkekler?” diyecek oldum... “Erkekler de kadınlardan aşağıya kalmaz. Markalı giysilerini ve lüks otomobillerini sergilemek için öğle saatlerinde Nişantaşı’na damlarlar” cevabını aldım.

Bir süre önce Cushman Wakefield Araştırma Grubu’nun İstanbul alışveriş caddeleri üzerine yaptırdığı araştırmayı okumuştum.

Araştırmaya göre, İstanbul’da perakende ticarette en fazla ciro Nişantaşı’nda geçekleşiyor. Nişantaşı’nda 2 kilometre üzerinde 396, Bağdat Caddesi’nde 5.5 kilometre üzerinde 375 mağaza var.

Son 12 ayda, Nişantaşı’nda 40 yeni mağaza faaliyete geçmiş. Nişantaşı’nda 75 uluslararası markanın (yabancı markanın) mağazası bulunuyor. Sadece lüks ürün satan mağazaların sayısı ise Nişantaşı’nda 70, Bağdat Caddesi’nde 35 olarak belirlenmiş.

AYAKKABI 6105 TL

Godiva’da kahvemizi içtik. Yollara düştük. Öğle saatinde Nişantaşı sokaklarında dolanan şık kadınların, erkeklerin sayıları arttı. Kaldırımlar kalabalıklaştı. Sokakları lüks marka araçlar tıkadı. Yol boyu yılbaşı süsü niyetine metal yapma çam ağaçları dikmişler. Kaldırımlarda zorlukla ilerliyoruz.

Beni gezdiren kadın arkadaşım, “Bunu da görmen lazım, şunu da görmen lazım” diyerek o mağazadan çıkarıyor, öbür mağazaya sokuyor. Bu arada ben de Nişantaşı’nda en çok satıldığını öğrendiğim giyim, kuşam eşyalarının fiyatlarını kâğıda not etmeye çalışıyorum.
Kadınlarımızın pek meraklı olduğu tabanı boyalı Christian Louboutin ayakkabılarının platformlu, topuklu ayakkabısı 6.105 TL. Sadesi (karıma alsam onu alırım) 2.430 TL. Prada’da erkek ayakkabısı 2.485 TL, kadın çantası 3.050 TL. Gucci’de kadın ayakkabısı 990 TL. Louis Vuitton’un yeni kadın çantası modeline bayıldım, 7.110 TL idi. Kimono serisinin fiyatı 7.800 TL olmuş. Valentino marka kadın ayakkabısı 7.660 TL’ye satılıyordu. Kadınlar için lastik spor ayakkabı Brunello’ya 3.480 TL istediler. Church’un klasik ayakkabısına bayılırım. Fiyatı ucuzlamış, 2.200 TL idi.

BİR ŞEYCİK ALAMADIM

Dostuma, “Yok mu burada bizim baba mağazalardan Vakko, Beymen” diye sual eyledim. Vakko ve Beymen mağazalarını gezdirdi. O ne ihtişam, o ne mal bolluğu... Ama giyim kuşam eşyalarının çoğu uluslararası markaları taşıyor. İthal malı.
Karıma, kendime yılbaşı hediyesi almak “atış mesafemizin ötesinde... Acaba toruna bir hediye, Ayşe Hanım Teyzem’e de bir kutu çikolata alabilir miyim?” diyerek etrafa bakındım.

Torun için Monclair kışlık ceket 1.945 TL, Gucci çocuk ayakkabısı 990 TL idi. Vakko’nun 640 gramlık bitter çikolatasının hediye paketi 219 TL, Godiva’nın Royal Box çikolata paketi 330 TL idi. Uzun lafın kısası Nişantaşı maceramızdan eve eli boş döndüm.
Amma şunu gördüm ki, Nişantaşı, Nişantaşı... Farkıyla farklı bir semt... İstanbul’un içinde, bambaşka bir İstanbul. Orada yaşayanlar dışında, orada bulunmaktan mutlu olanlar sokakları, mağazaları dolduruyor. Ekonomik durgunluk oraya pek az uğramış durumda. Hayat canlı. Piyasa canlı. Yeni yıl alışverişi canlı...