Piyasalarda Fed yankısı…

18.12.2015 10:53

ABD Merkez Bankası FED, 15-16 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen yılın son toplantısında politika faizini artırarak dünyanın en büyük ekonomisine sahip ülkenin kriz yaralarını sarmaya başladığına işaret etti. FED Açık Piyasa Komitesi (FOMC), ABD ekonomisinde en etkili oranlardan biri olan finansal kurumların gecelik borçlanma gerçekleştirdikleri piyasa faiz oranını (Federal Fund’s Rate-FFR) 25 baz puan artırarak yüzde 0.25-0.50 aralığına yükseltti.

PEKİ, FED NEDEN FAİZ ARTIRDI?

Hatırlanacağı üzere FED, 2008 yılında başlayıp 2014 yılı Ekim ayında sonlandırdığı parasal genişleme programı ile piyasaya 3.7 trilyon dolar enjekte etti. Bu sayede dolar dünya çapında en çok dolaşan para birimi haline geldi. Hal böyle ki FED’in piyasadaki bol likiditeyi kontrol altına almak üzere bir hamlede bulunması gerekiyordu. Bu hamle ise “faiz” di. Dünya ekonomilerinin lokomotiflerinden biri olan ABD’nin Merkez Bankası, faiz arıtımı yaparak piyasaya sürdüğü parayı ana vatanına çekmek üzere masaya oturdu ve yılın dokuzuncu toplantısında faizleri yükseltme kararı aldı. Ülkelerdeki küresel sermayenin büyük bölümünü ülkesine çekmeyi amaçlayan FED, ABD ekonomisinin yaralarını sararken gelişmekte olan ülkelerde yeni yaralar açabilir. Yani gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere fon akışı, Türkiye’nin de aralarında olduğu gelişmekte olan ülkelerde ekonomik ve sosyal açıdan problemler yaratabilir.

FED PİYASALARIN YÜREĞİNE SU SERPTİ...

FED uzun zamandır beklenen faiz artırım hamlesini gerçekleştirerek büyük bir belirsizliği de ortadan kaldırmış oldu. Piyasalarda faiz kararından çok FED Başkanı Janet Yellen’ın açıklamaları etkili oldu. Yellen’ın faiz kararı sonrası yaptığı açıklamada, bundan sonraki faiz artırım kararlarının uzun aralıklarla alınabileceği ve sürecin büyük ihtimalle kademeli ilerleyeceği vurgusu dikkat çekiciydi. FED açıklamaları sonrasında piyasalarda “Beklentiyi AL, Gerçekleşince SAT” felsefesinin işlediğine şahit olduk. FED’in piyasa beklentilerine paralel karar açıklamasını ilk etapta sakin karşılayan Dolar/TL paritesinin Yellen’ın açıklamaları ile 2.92 seviyesinin altını test ettiğini gördük. Karar sonrası işlem gününde kur toparlanma gösterse de hala kritik destek seviyelerine yakın bulunuyor. 2.92-2.90 bandının aşağı yönlü kırılması kurda satışların artmasına sebep olabilir. Ancak önümüzdeki dönemde hem iç hem de dış faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda doların gelişmekte olan para birimleri karşısında tekrar güçlendiğini görebiliriz. Özellikle de yurtiçi tarafta yaşanan jeopolitik ve siyasi riskler devam ettiği sürece ve doların FED açıklamalarını sindirip yükselişine devam etme istediğinde olduğu sürece kurdaki kritik eşik olan 3.00 seviyesi tekrar test edilebilir.



Yön bulmak üzere FED kararını bekleyen altının ise, faiz artırım kararı sonrası en fazla volatilitenin yaşandığı ürünler arasında yer aldığını gördük. Karardan sonraki işlem gününde kayıpların arttığı altında güçlenene ABD ekonomisi bir süre daha sarı metali aşağı yönlü baskılayacak gibi görünüyor. Altının tekrar toparlanma gösterebilmesi için Çin faktörü ile birlikte küresel ekonomide krize gidişin yaşanması veya FED’in faiz artırımının da önüne geçecek olumsuz bir senaryonun yaşanması, jeopolitik risklerin artması ve güvenli liman talebinin artış göstermesi gerekmektedir. Altın fiyatlarında kalıcı toparlanmaların görülmemesi halinde ve 1045 desteğinin kırılması durumunda 2010 yılında görülen 1025 dip seviyesine kadar geri çekilme görebiliriz. Altın için en kötü senaryoda ise 1000 doların altında bir fiyatlama görmemiz durumunda 2009 yılında görülen 980 seviyesi çok uzak bir ihtimal sayılmaz.



Aysun Göksu /www.destekmenkul.com/ 
Destek Menkul Değerler Araştırma Uzmanı