TCMB `ortada kuyu var yandan geç` mi der yoksa...

14.08.2015 17:22
Bir aya yakın bir süredir devam eden ve büyük umutlar bağlanarak adına büyük koalisyon adı verilen AKP-CHP  koalisyon görüşmeleri yeni bir belirsizlik doğurdu. Görüşmeler neticesinde ortaya çıkan tabloda yine belirsizlik yer alırken, erken seçim deyimleri kuvvetli şekilde telaffuz edilmeye başlandı. Önümüzde 45 günlük süreninin bitimine az kala AKP ile MHP arasında bir görüşme için açık kapı bırakılsa da, 7 Haziran gecesi erken seçimi telaffuz etmeye başlayan MHP kanadı ile koalisyon hükümeti çıkması ihtimali oldukça zayıf. Başbakan Davutoğlu’nun erken seçimin kalan tek ihtimal olduğunu söylemi ile bundan sonra izlenmesi gereken yol haritasına ilişkin akıllarda soru işaretleri oluştu. Erken seçim kararının meclis tarafından mı yoksa Cumhurbaşkanı tarafından mı alınacağı merak konusu. Başbakan Davutoğlu, Perşembe günü yapmış olduğu açıklamada meclisin aldığı karar ile erken seçime gitmek olduğunu ifade etti. Hali hazırda Cumhurbaşkanı’nın Meclis Başkanı ile birlikte seçim hükümeti kapsamında erken seçime gidilmesi mevcut iktidarın tercih etmek istemeyeceği bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü söz konusu durumda meclisteki dört partinin oy oranları doğrultusunda bakanlık alacağı senaryo AKP cephesinin sıcak bakacağı bir tercih değil. Hangi seçenek olursa olsun Kasım ayına işaret eden erken seçim dolayısıyla ülkemizin önümüzdeki minimum 4 ayı siyasi belirsizlik içerisinde geçireceği anlamına gelmektedir.  Sonuç olarak, belirsizlik ortamı yatırımcıyı rahatsız eder ve bununla birlikte Türkiye’nin artan risk primi varlık fiyatları üzerinde baskı yaratır.

Bizler yurt içinde siyasi gündemimiz ile meşgul olurken dünya ekonomisinin gündemi hareketliydi. Çin Merkez Bankası’nın Yuan'a hafta içerisinde 3 kez müdahale etmesiyle, Çin yuanındaki toplam devalüasyon yüzde 4,5 oldu. Çin Merkez Bankası’nın yuanı zayıflatmak suretiyle ihracat kanalı yoluyla büyümeye destek vermek amaçlı hamleleri dünya genelinde büyük yankı buldu. İhracata yönelik bu hamleler önümüzdeki dönemlerde söz konusu coğrafyada ticaret alanında rekabette kızışma yaratabilecek olup, dünya borsalarında Çin’e ciddi miktarlarda ihracatı bulunan şirket hisselerinde aşağı yönlü hareketlere neden oldu.

ABD cephesinde karışık veri trafiği Fed’in faiz artırımına ilişkin soru işaretleri yaratsa da, Fed üyelerinin ifadeleri bir nevi faiz artırımı yoluna ışık tutuyor. Hafta içerisinde güvercin olarak bilinen Fed üyelerinden Dudley’nin konuşmasında faizlerin güçlü ve istikrarlı ekonomik toparlanmaya yaklaşılması halinde artırılacağını ifadesini yer alması piyasaları faiz artırım konusunda ikna etmeye yardımcı oldu. Nitekim haftanın son işlem gününde ABD 10 yıllık tahvil faizleri %2,21’e yükseldi. Faiz artırımının zamanlamasına dair olarak istihdamda daha fazla iyileşme ve enflasyonda orta vadeli hedefe yaklaşmak istediğini bildiğimiz Fed’in, enflasyon konusundaki sorularının cevabı bu hafta açıklanacak enflasyon verileri ile alınacak. Çin ekonomisinden gelen çatlak sesler ve bununla birlikte ağustos ayının başından bu yana düşük seyreden emtia fiyatlarının ABD ekonomisi için deflasyonist baskı yaratacağı endişesi mevcut. Söz konusu tedirgin havanın dağılıp dağılamayacağı endişesi bir yana, iyi gelebilecek bir enflasyon verisi Fed faiz artırımına yönelik algıyı güçlü tutabilir.

Bu hafta yurt içinde siyasi gündemimizin yanı sıra, Merkez Bankası toplantısı da merakla bekleniyor. Seçim süreci ve siyasi belirsizlik nedeniyle bir süredir sessizliğini koruyan Merkez Bankası’nın bir hamle yapıp yapmayacağı merakla bekleniyor. Erken seçim ihtimallerinin kuvvetlenmesi ile birlikte tarihi zirvelerini yenileyen döviz kurları Merkez Bankası’nın manevra alanını oldukça kısıtladı. Merkez’in geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi faizlerde değişikliğe gitmek yerine sınırlı döviz hamleleri ortada kuyu var yandan geç var mı diyecek yoksa faizlerde bir değişikliğe gidecek mi sorusuna cevap arıyoruz.
 
 
Eda ÖNDER
ALB Forex Araştırma Uzmanı