TL`de toparlanma sınırlı kalabilir!

26.05.2016 11:37
Yeni kabinenin açıklanması ile birlikte Türk Lirası yaralarını sarmaya başladı. Siyasi belirsizliğin şu aşamada masadan kalkmış olması, yeni kabineden reformların devamına, mali disiplinin korunacağına dair mesajlar gelmesi son derece olumlu ve TL’yi destekler nitelikle. Bununla birlikte önümüzdeki günlerde kur üzerinde FED etkisi artabilir gibi gözüküyor.

TL, Ahmet Davutoğlu’nun görevi bırakabileceği ve yeni bir hükümet kurulabileceği beklentilerinin ilk oluştuğu 3 Mayıs gününden yeni kabinenin açıklandığı 24 Mayıs gününe kadar, Türk Lirası Dolar’a karşı %7,5’e yakın bir oranda değer kaybetmişti. Belirsizliğin etkisi ile 3,01’e kadar çıkan Dolar/TL, Mehmet Şimşek’i de kapsayan, tanıdık bir ekonomi yönetimi açıklanması ile bir ara 2,94’ün altına kadar geriledi.

Bununla birlikte Merkez Bankası faiz koridorunun üst bandında yarım puanlık indirim yaptı ama “geniş bir faiz koridoruna ihtiyacın azaldığı” ifadesini PPK metninden çıkararak üst bantta yapılan indirimlerin belki de sonuna gelindiğine işaret etti. Merkez’in ekonomistlere yaptığı sunumda da bu yönde mesajlar verildiğini öğrendik. TCMB’nin küresel oynaklıklardaki artışı vurgulaması da önemli… TCMB bu açıklama ile bir önceki toplantıdan bu yana Dolar endeksinde yaşanan artışa da işaret ediyor. Bütün bu gelişmeler sonrası TCMB’nin koridoru bir kenara bırakarak politika faizini yukarı çekebileceği, sadeleştirmenin aracını değiştirebileceği konuşuluyor. Sonuç olarak, siyasetin yanı sıra TCMB tarafındaki haberler de TL’yi destekledi.

Şimdiden görüyoruz ki Haziran ayı hareketli geçecek. Kritik bir FED toplantısı, İngiltere’nin AB referandumu ve sonucu öngörülmesi zor bir PPK toplantısı bizi bekliyor. Her ne kadar anketler İngiltere’nin AB’de kalması beklentisini kuvvetlendirse de oranlar bir hayli yakın. İngilizler ekonomi üzerinde oluşabilecek hasarı da göz önünde bulundurarak ayrılmama yönünde oy kullanacak gibi gözükse de referandumun yapılacağı 23 Haziran’a kadar piyasalarda bir çalkantı olması muhtemel. FED’in de bu durumu gözeterek 15 Haziran’da faiz artırmaması beklentisi yüksekti ancak son dönemde FED’in şahin bölgesel başkanları arka arkaya açıklamalar yapıyor ve bu yıl 2-3 faiz artırımı olabileceğini söylüyorlar. Öyle ki vadeli piyasalarda Haziran toplantısında faiz artırımı bekleyenlerin oranı bir ara %40’a yaklaştı. ABD Merkez Bankası’nın Haziran’da olmasa da önümüzdeki aylarda faiz artırması ya da artıracağı beklentisinin gündemde tutulması Dolar’ın birçok para birimine karşı değer kazanmasına neden olabilir gibi gözüküyor. Bu da son günlerde TL’de gördüğümüz değerlenmenin çok kalıcı olmayabileceği beklentisi yaratıyor.
 
İNCİ ÖZBEK
DESTEK YATIRIM MENKUL DEĞERLER GENEL MÜDÜR YARDIMCISI