Türk Lirası neden değer kazanamıyor?

18.09.2015 15:56

Fed ’in politika ve üst bant faizini sabit tutma kararı sonrası neredeyse tüm para birimleri Dolar karşısında ralliye geçerek anlık olarak değer kazandı. TL ise 2.97 seviyesine kadar gerilemesinin ardından tekrardan 3 TL’nin üzerine çıktı. 2008 krizi sonrası yaralarını saran ABD ekonomisi makroekonomik göstergelerinin tekrardan toparlanarak, ekonomisinin ivme kazanmasını istiyor. Faiz artırım konusunda ise aceleci davranmak istemeyen Fed, enflasyona yaptığı sürekli vurguyu değiştirmeyerek Eylül ayında da tekrarladı. Global gelişmeleri ve faiz oranını işaret ederek, topu bir sonraki toplantılara bıraktı. Özetle Fed bir kez daha belirsizlikleri önümüze koyarken, her toplantı faiz artırım için birer olasılık demesi TL ve diğer GOP para birimlerini olumsuz yönde etkiledi. TL’yi detaylı olarak incelediğimizde;

Toplantı tarihleri ve Ekonomistlerin Faiz artış beklentileri;


Türk Lirası kısır bir döngü içine girmiş bulunmakta. Piyasanın 1 yıllık döviz ihtiyacına baktığımızda;

* Kısa vadeli dış borç: 170.8 milyar dolar

* Cari açık yılsonu tahmini 38-40 milyar dolar

* Toplam kısa vadeli borç: 208-210 milyar dolar

Bu rakamlara bir de uzun vadeli borçların yaklaşan taksitleri de eklenirse döviz ihtiyacı 250 milyar doların üzerine taşınıyor.

ISO verilerine göre Türkiye’de son 5 yılda sanayileşme batıdan doğuya kayıyor. Bununla beraber Doğu illerinde patlak veren terör olayları beşeri ekonomik dengeyi ve yatırımları da tehdit ederken, siyasi belirsizliğin önümüze koyduğu set te ayrıca bu belirsizlikleri artırıyor.

Peki ya TCMB?

Şuanda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kararları ve uygulamaları piyasanın gerisinden gelerek, yön verme konusunda sıkıntı çekiyor. Özellikle verim eğrisi üzerinde yer alan tahvil faizlerine bakıldığında %7.50 politika faizi ve yaklaşık %8.90 ağırlıklı ortalama fon faizinin çok üzerinde bir oranda işlemlerin geçtiğini görüyoruz. Verim eğrisinin solunda yer alan kısa vadeli tahvil tarafına bakıldığında çıkan anlam şu; piyasalar kısa vadeli risklerden ötürü MB’den sıkılaştırıcı yönde adım bekliyor. Ancak Merkez Bankası’nın gerekçeli kararlarından ötürü faiz artışından kaçınması, TL’nin bir kanadını güçsüz bırakıyor. Son toplantısında topu Fed’e atan TCMB, ABD’nin faizleri değiştirmemesiyle derin bir nefes aldı diyebiliriz. Bu nedenle 22 Eylül Salı günü gerçekleştirilecek PPK toplantısına daha rahatlamış bir şekilde gidecekler.

Verim Eğrisi



Özetle; Erdem Başçı, Ağustos ayı toplantısında Fed’i görmeden hamle yapmayacağını belirtmişti. Fakat kısa vadeli tahvil faizlerinin artışından da anlayabildiğimiz gibi piyasa sermaye çıkışının önüne geçebilmek adına TCMB’den kısa vadede faiz artışına ihtiyaç duyuyor. 22 Eylül’de yapılacak PPK toplantısında TCMB’nin faizlere dokunmayacağı yönünde beklentiler ön planda olduğu için TL, Dolar karşısında 3 lira seviyesinin altında uzun bir süre durması beklenmiyor. Fed, beklenildiği üzere faiz artışı yapmadı. Ancak bu yıl Aralık’ta faiz artışı yapması beklenen Fed topu yine verilere attı ve 2016’ya da bırakabileceği yönünde endişe uyandırdı. İlk bakışta TL açısından olumlu gözükse de, Fed’in faiz artışını geciktirmesi endişe ve belirsizliklerin artması dışında başka bir etki yaratmıyor. Dolar/TL kurunun 3 Lira altı seviyelerde kısa süreli olacağına ve 3,01-3,02 seviyelerinde konsolide olacağını düşünüyorum.

USDTRY





Beste Naz Süllü / www.integralmenkul.com.tr/ 
İntegral Menkul Değerler Araştırma Uzmanı