Türk Lirası yeni başkanı sevdi!

26.04.2016 14:00

Yeni Başkan Murat Çetinkaya’nın enflasyon raporu ve sadeleştirme politikalarına dair açıklamalarına ilişkin raporda aslında, bir önceki kurul toplantısından çok da farklı açıklamalar yok. Ancak Yeni Başkan Sn. Çetinkaya’nın üstüne basa basa söylediği sadeleştirme politikaları devam edecek açıklaması, faiz koridorunun daha da daraltılacağı yani, faiz indirimlerinin devam edeceği anlamına geliyor. Ancak her şey koşullu olacak. Koşullar net bir şekilde belli. Gıda fiyatlarında iyileşme devam edecek. Yani iklim şartlarının kontrolü, gıda komitesinin işlerliliği ve taban fiyat uygulamalarının devamlılığı ve enflasyona olabilecek pozitif katkısı izlenmeye devam edilecek. Diğer yandan çekirdek enflasyon görünümü ve kur hareketlerindeki dalgalanmalar da önemli koşullardan bir tanesi olacak. Daha öncede bu böyleydi. Ancak 9.72’den 9.51’e gerileyen çekirdek enflasyon düşüş belirtisi göstermişti. Bunun devamlılığı ve kurdaki volatilite izlenmeye devam edilecek mesajı da üstüne basa basa verildi. Bunu sağlayacak gelişme ise, şüphesiz FED ve normalleşme politikaları olacak. FED’den piyasalar bir süre daha aksiyon beklemiyor. Zaten Türk varlıklarındaki iyileşme ve para akışlarının artmasındanın ardında yatan en büyük gelişme buydu. Ancak bu olumlu etkiyi bir kalem de silebilecek yeniden FED olabilir. Ancak güvenilen en önemli konulardan bir tanesi, FED’in güçlü Dolar’ı istememesi oluyor.

Büyüme ve talep beklentilerine bakarsak, özellikle Avrupa Ekonomisi’ndeki toparlanma ve genişlemeci hamlelerin küresel talebi artıracağını belirten Çetinkaya’nın küresel risklerin azaldığına vurgu yapması da önemliydi. Önemli bir ticaret ortağımız olan Avrupa’dan gelebilecek artan dış talebin, büyüme potansiyeline pozitif etkileri yadsınamaz bir gerçek olacaktır. Bu taraftan gelen olumlu açıklamalar ve ihracatta beklenen ılmlı iyileşme beklentileri ise, devam ediyor.

Enflasyon görünümü ise, 2016 yıl sonuna doğru revize edilmediğini görüyoruz. Ancak 2016-2017-2018’e doğru tahminler azalan eğilimde devam ediyor. Şunu söyleyebiliriz ki, Sn. Çetinkaya’nın fiyat istikrarı konusundaki TCMB’ye yönelik öz eleştirisiyse çarpıcıydı. İstenilen hedeften uzak kalındığına dair açıklamaları gerçekçi ve pozitif iletişim adına olumlu bir gelişme olarak kayda geçti. 2018 yılına dair hedefler ise, enflasyonda iyileşmenin devam edeceği yönünde. Ancak yüzde 5’lik enflasyon hedefinin sağlanabilmesi için beklenen koşulların sağlanmasına yönelik yaptırımlar ve reformların uygulanması gerektiği ve sadece dış şokların azalmasının beklenmemesinin gerektiği de önemli bir ders olarak izlenmesi gerekmektedir.

Cari açık ve düşen petrol fiyatlarında dair iyileşmelerden de bahsedildi ve ham petrole dair yukarı yönlü tahminlerde önemliydi. Petrol fiyatları iin 37 dolarlık tahmin 40 dolara revize edildi. Bu taraftaki gelişmelerin dikkate izlendiği de görülüyor. Çünkü enflasyon hedeflemeleri ve maliyetler açısından oldukça önemli bir unsur da bu. İlerleyen dönemlerde hızlı artabilecek enerji fiyatları, gelişmiş ülke enflasyonlarını destekleyebilecek bir gelişmeyken, ithalatçı bizim gibi ülkeleri negatif etkileyebilecek bir gelişme olabilir.

Soru cevap kısmında ise, soruların ortak görüşü. Tek faize geçebileceği mesajını veren ve simetrik faiz uygulamasında üst bantta daha da daralma olabileceğini ifade eden Çetinkaya’nın zamanlama hedefi olup olmadığıydı. TCMB’nin herhangi bir zamanlama hedefi olmadığı açık. Olma ihtimali de düşük. Çünkü biliyoruz ki, dışarıda her an bir risk unsuru hazır kıta bekliyor. Bu durumda koşullu faiz indirimi gelebilecek açıklaması bile, TL pozitif bir gelişme. Risklerin azaldığını görüyoruz ancak, kırılganlığı oldukça yüksek olan gelişmekte olan ülke ekonomilerinin, dış şoklara karşı gücü artırılmadığı sürece, zamanlama konusunda net ifadeden kaçınılması yadsınamaz bir durum olarak kalmaya devam etmesi normal karşılanmalı. 

FED beklentilerine gelirsek, Nisan ayında FED’den faiz artırımı konusunda herhangi bir aksiyon beklenmiyor. Ancak sözlü yönlendirmeler ve özellikle Haziran ayına dair beklentiler, piyasanın odak noktaları arasında. Haziran ayı eğer gündeme getirilirse bu Dolar lehine gelişmelerin yaşanmasına neden olabilir. Mart ayı toplantısında FED, faiz medyanını düşürmüş, bu yıl içerisinde atılacak faiz artırımı adımlarını dörtten ikiye çekmişti. Piyasalar ise şu an için en azından iki faiz artırımını şahince bulabilir. Eğer böyle bir sinyali FED, Nisan ayı toplantısında verirse, gündem çok farklı bir boyuta dönüşebilir ve Dolar yeniden küllerinden doğabilir. Ancak önemli soru işaretlerinden bir tanesi şu. FED, yeniden hızlı bir şekilde güçlenecek Dolar’ı ister mi? Görününen kadarıyla ‘’hayır’’ bu nedenle verilecek mesajların üstü kapalı bir metin şeklinde olacağı açık. Diğer bahsedilecek önemli gelişme ise, Çin. Çin’in ekonomik görünümüne dair endişeler yavaş yavaş azalıyor. Ancak FED son toplantıda çok da iyimser değildi. Bakalım bu konuda biraz daha iyimser bir tablo ortaya çıkacak mı?

FED’in alacağı aksiyonların temelini oluşturacak bir diğer önemli gelişme ise, enflasyon beklentileri. FED’in enflasyonu toparlayabileceğini dair inanç artıyor. Özellikle yükselen petrol fiyatları ve 5 yıllık breakevenlara baktığımızda 1.60’dan 1.8’e yükseldiğini görebiliyoruz. Bu durum da FED’e güven verebilecek önemli bir diğer ayrıntı. Unutmayalım ki, FED faiz artırımı konusunda asıl şartın enflasyona dair iyimser tablonun olduğunu her toplantıda dile getiriyor.

Bu önemli gelişmelerin hepsi büyük bir resim olarak FED tarafından değerlendirilmeye alınacaktır. Bu nedenle küresel risklerin tam olarak silinmediği bu ortamda, FED’den nasıl bir aksiyon alınacak. Dolar’ın kaderini belirleyecek gelişme bu hafta için bu gelişme olacak.

Özellikle DAX, S&P ve DOWJNS, FED’den gelecek mesajlara odaklanmış durumda. Çünkü özellikle S&P ve DOW’daki günlük grafiklerde görülen uyumsuzluk bir düzeltmenin kapısını aralayabilir. ABD 10 yıllık getirilerinin yüzde 1.9’a yükseldiğini de görmekteyiz. Bu FED’in bu hafta bir aksiyon almasını gösterebilecek bir ipucu olabilir. Kısa vadede endekslerde kritik bölgeler, S&P’de 2080, DOW’da 17900 kırılmalar satışları hızlandırabilir. DOW’da 17500-17000, S&P’da 2040-2000 düzeltmeleri görebiliriz. DAX’a baktığımızda ise, DAX’da 10500’den satışlar geliyor. Önemli aralık 10100-10000 bölgesi kırılmalar satışları hızlandırabilir. Dolar endeksi ise, 93-95.00 arası hareket ediyor. 95.00 kırılması bizi yukarı taşıyacaktır ve Dolar’ın yeniden güçlendiğinin habercisi olacaktır.

Dolar/TL için gelişmelere bakarsak, kurun kaderini belirleyecek gelişme FED. Bu nedenle daha önce FED’i izlediğini söyleyen MB’nın bu durumdan vazgeçeceğini düşünmüyoruz. Bu rehavet orta uzun vadede TL negatif bir gelişme olarak yansıyabilir. Kurda 2.8000’lerden güçlü bir talep geldiğini görüyoruz. Yukarı yönlü beklentilerimiz devam ediyor. Ancak FED’den beklenen şahin reaksiyonları almaya başlarsak.

FED’in daha fazla güvercinleşeceğini düşünmüyoruz. O yüzden artık daha keskin ve güvenilir açıklamalar gelmesi kurun yükseliş ivmesini artırabilir. Bu noktada 2.8000-2.8150 en iyi alım yerleri gibi görülüyor. 2.8500’lere doğru ise, normal gün içi geri dönüş geliyor. 2.8700 kilit olacak gibi. Kırılması halinde yukarı fiyatlamalarda 2.8850-2.9000-2.9250 hedefleri hala geçerli.

Ancak FED güçlü dolar’ın kendisinde hala alerji yarattığını ifade ederse, bu Türk varlıklarındaki bahar havasını artıracaktır. BİST için 88.000-90.000 hedefi gündeme gelebilir.  Kurda 2.8000 altı 2.7500-2.7800 bölgesine taşınabiliriz.

BİST için 85000-84200 aralığı önemli. Yukarıda ise, 86900 denemesi yaptık. 88.000-90.000 aralığı için FED’in güvercin tavrını devam ettirmesi gerekiyor. İçeride ise, faiz indirimlerinin ölçülü bir biçimde devam etmesi.

Şahin bir FED ve hızlı reaksiyon gösteren bir kur,  82.000-80.000-77000 seviyelerine doğru hızlı satışları gündeme getirebilir.

GÖKHAN ÖZKAN
IŞIKFX ARAŞTIRMA UZMANI