Türkiye’nin etkili iş çevreleri ‘çok iyimser’: Koalisyon ‘iş’e yarar ve yürür

15.06.2015 08:54

İş çevreleri bir koalisyon hükümetinin kurulacağını, iş yapacağını ve uzun ömürlü olacağını düşünüyor. TÜSİAD, ‘AKP - CHP’, MÜSİAD ‘AKP - MHP’ koalisyonu diyor

İş çevrelerinin derdi, bir an önce hükümetin kurulması...
(1) İş çevreleri bir koalisyon hükümetinin kurulabileceğine,
(2) Koalisyon hükümetinin iş yapabileceğine,
(3) Koalisyon hükümetinin uzun ömürlü olabileceğine inanıyor.
(4) İş çevreleri (şimdilik) ileri ölçüde iyimser.
(5) İş çevreleri seçim sonu ekonominin, seçim öncesine göre daha da canlı olacağını söylüyor.
(6) İş çevreleri (şimdilik)  mevcut ve olası riskleri düşünmekten ve dile getirmekten çekiniyor.
İş çevrelerinin ortak görüşü koalisyonun ana ortağının mutlaka AKP olması şeklinde.
‘AKP’siz olmaz’
Başka partilere oy verdiklerini belirten iş adamları bile “AKP’siz olmaz” diyor. İş çevrelerine göre AKP, hatasıyla sevabı ile “iş çevresi dostu”. Koalisyonda AKP olmaz ise, iktidar konusunda deneyimi olmayan partiler ve politikacılar neyin ne olduğunu öğreninceye kadar iş aleminde çalkantılara yol açabilirler.
AKP’nin hükümette çoğunlukta olması, koalisyon ortaklarının olası sivri kararlarını yumuşatacak ve piyasanın işleyen çarkında duraklamaya veya çarkın dişlisinin kırılmasına yol açabilecek girişimleri önleyecektir.

Direksiyonda Derviş’i görmek istiyorlar

TÜSİAD’cılar AKP - CHP koalisyonunda ekonomin kaptanlığına Kemal Derviş’in getirilmesini bekliyor. TÜSİAD’cılara göre ekonomiyi canlandıracak olan, dış piyasalara güven verecek olan kişi Kemal Derviş’tir. Daha önceleri ekonomiyi nasıl çukurdan çıkardı ise, bu defa da uçuşa geçirir.
Bu nedenle koalisyon protokolünde ekonominin sorumluluğu CHP’ye verilmelidir. CHP’de Kemal Derviş’in Bakanlar Kurulu’nda “Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı” olarak görevlendirilmesini sağlamalıdır.

‘AKP sürdürmeli’
MÜSİAD’cılar koalisyon hükümetinde ekonomi yönetimi CHP’ye verilir ise, piyasada önemli dalgalanmalar olabileceğini, risklerin artacağını söylüyor.
MÜSİAD’cılara göre ekonomi yönetimi AKP’de kalmalı. Babacan ve Şimşek’in bugüne kadar izlediği politikalarda önemli değişiklikler olmamalı.
MHP koalisyonunda eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz‘ın hükümette görev alması halinde Durmuş Yılmaz AKP’nin ekonomi kadrolarına güç verecektir.

 

Yeni Meclis’in en yaşlı üyesi olan Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile seçim sonrası baş başa bir görüşme gerçekleştirdi.

İyimserlerin endişeleri de var

İş çevreleri ya iyimser olduklarından ya da iyimser görünmeye çalıştıklarından, genelde olumsuzluklara değinmek istemeseler de risklerden söz etmeden yapamıyorlar.
İş çevrelerinin “pek de önemli değil” diyerek, sıraladıkları endişeler, dikkate alınması gereken endişeler.
1- Seçime girerken ekonomi inişte idi. İniş devam ediyor. (Deniliyor...)
Seçim öncesi ekonomi inişte idi. İnişte bir ekonomi ile seçime girildi. Bu iniş çizgisi devam ediyor. Hükümetin kısa sürede kurulması bu bakımdan önemli. Özellikle önce politik, sonra ekonomik dış ilişkilerdeki tıkanıklığın açılması zorunlu. Dış kaynak girişi ve ihracat  konularındaki riskler ekonomide güçlüklere yol açabilir, deniliyor.
2- Saray - Çankaya tartışmaları koalisyonu güçleştirebilir. (Deniliyor...)
Seçim öncesi CHP, MHP ve HDP Cumhurbaşkanlığı’nın Çankaya’dan Beştepe‘deki Saray’a taşınmasının yanlışlığı konusunda ısrarcı oldular. CHP ve MHP‘nin AKP ile olası koalisyon çalışmasında Beştepe - Saray konusu gündeme gelir ise AKP‘nin taviz vermesi güç. CHP ve MHP konuyu gündeme getirmez ise seçmenlerine hesap vermeleri güç deniliyor.
3- Baykal’ın “rol çalma” operasyonu yanlış oldu. (Deniliyor...)
Cumhurbaşkanı, Baykal’ı bir defa daha “iyi kullandı”. Ama “Baykal”ın bilerek, bilmeyerek kullanılması, koalisyon çalışmalarını olumsuz etkiledi. MHP çevreleri, “AKP önce CHP ile koalisyonu deneyecek. MHP ikinci plana atıldı” havasına girdi. CHP ise, AKP “Kılıçdaroğlu”nu devre dışı bırakarak, Baykal’a TBMM Başkanlığı sözü verilerek bir oyun kuruluyor kuşkusuna kapıldı, deniliyor.
4-  Koalisyona mecburuz amma... Geçmişi unutamıyoruz. (Deniliyor...)
Özellikle yaşını başını almış işadamları tüm iyimserliklerine rağmen “Koalisyona mecburuz amma... Geçmişi unutamıyoruz” diyorlar. Ve de anlatıyorlar... “Biz 1974 - 1983 yılları arasında 9 yılda 3 koalisyon hükümeti döneminde, epey zorluklarla karşılaştık. Daha sonra 8 yılda 3 tek parti hükümeti kuruldu. Derken 1991 - 2002  yılları arasında 9 yılda 7 koalisyon hükümeti ülkeyi yönetti. 9 yılda 7 hükümet demek, her koalisyonun 1 yılı biraz aşkın süre iktidar olabilmesi demek... İnşallah geçmişten ders alınır” diyorlar.

TÜSİAD’cı için AKP - CHP

TÜSİAD’ın kurucuları “Anadolu kökenli, İstanbul’a önceden gelmiş”, “İstanbul sermayesi” olarak adlandırılan büyük sermaye grupları idi. Fakat şimdilerde TÜSİAD’cıların çoğunluğu İstanbul sermayesinin ikinci kuşağı ile yabancı sermaye ile ortaklık yapanlar, dış dünya ile iş bağlantısı olanlar.
Her ne kadar Sn. Cumhurbaşkanı ve ondan çekinen AKP politikacıları TÜSİAD’cıları sevmiyor ise de TÜSİAD’cılar Sn. Cumhurbakanı ile AKP’yi “gönüllerinden” çıkaramıyor.
Ama TÜSİAD’cıların gönüllerinde CHP de var. CHP’nin Türkiye’nin Batı dünyası ile ilişkilerini geliştirmede başarılı olacağına, CHP’nin, AKP’nin bazı yanlış ve hatalarını törpüleyeceğine inanılıyor.

MÜSİAD’cı için AKP - MHP

MÜSİAD’ın kurucuları “Anadolu kökenli, İstanbul’a TÜSİAD’cılardan sonra geldikleri için iş dünyasındaki yarışa geç başlayan ama kısa sürede yol alan”, “Anadolu sermayesi” olarak adlandırılan büyüklü küçüklü sermaye grupları.
MÜSİAD’cılar AKP’ye gönülden bağlı. AKP’nin tek başına iktidar olamamasına üzülüyorlar. Ama her halde, her formülde AKP’nin hükümetin çoğunluk kanadında olmasını istiyorlar.

MÜSİAD’cılar genelde MHP’ye yakın, MHP’yi AKP’nin kardeş partisi olarak görenler. Bu nedenle AKP ile MHP’nin koalisyonunu ‘yapay bir birleşme’den çok, ‘olması gereken bir işbirliği’ olarak görüyorlar. Böyle bir koalisyonun iyi çalışacağına, uzun ömürlü olacağına inanıyorlar.