Üretimde ithal girdi azalmalı

15.11.2017 08:45

Döviz açığımız, yani cari açığımızı küçültmek için ekonominin frenine basılmıştı. Ekonomi bu yıl canlanmaya başlayınca döviz açığı gene artışa geçti. Eylülde açık yıllık 39 milyar dolara ulaştı. Aralık sonu 44 milyar dolar olması bekleniyor. Bu, milli gelirin yüzde 5.4’ü demek.

Açık 2013’te 63 milyar dolardı. Frene basılınca 2016’da 32 milyar dolara kadar gerilemişti. Olağan döviz gelirleri ile giderleri arasındaki açığa cari açık diyoruz. Olağan döviz giderlerinin ana kalemi ithalat harcamaları, olağan döviz gelirlerinin ana kalemleri ise ihracat ve turizm gelirleridir.

Ülkede dövizin bulunur olması ve fiyatı (1) Cari açığın büyüklüğüne, (2) Açığı finanse edecek ölçüde dövizin ülkeye girmesine bağlı.

Ekonomimizin yıllık döviz ihtiyacı tartışılırken “cari açık + yıl içinde vadesi gelen dış borçlar” gündeme gelir. Döviz kıtlığında vadesi gelen döviz borçlarını yenilemek güç olsa da mümkün. Ama döviz kıtlığı nedeniyle cari açık finanse edilemezse ekonomide çarklar durur.

Kalıcı döviz önemli

Cari açık, döviz açığı (1) Doğrudan yabancı sermaye girişiyle, (2) Hisse senedi veya devlet iç borçlanma senedi almak için ülkeye gelen sıcak parayla ve  (3) Döviz kredileriyle finanse ediliyor. Bu 3 kaynaktan ülkeye giren döviz yetersizse döviz rezervi kullanılıyor.

Bu yılın ilk 9 ayında sermaye hareketiyle ülkeye giren döviz, 9 aylık açığı finanse edemedi. Az da olsa döviz rezervi kullandık. Döviz açığını finanse etmek için ana bekleyişimiz, doğrudan yatırımlar. Çünkü doğrudan yatırımlar kalıcı döviz. Ne var ki net doğrudan yatırımın finansmana katkısı giderek azaldı. Bu yıl net katkı 5.5 milyar dolar. Onun da 3.6 milyar dolarlık bölümü gayrimenkul alımı için getirilen döviz.

Sıcak para tehlikeli

Bu yıl hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi satın almak için ülkeye giren döviz cari açığın finansmanında büyük paya sahip oldu. Portföy yatırımı için ülkeye giren döviz net 23.5 milyar dolara ulaştı. Unutmayalım, bu tür dövizler “sıcak para”. Kalıcı değil. Hızlı giriyor, hızlı çıkıyor.

Bu yıl reel sektör ve bankalar döviz borçlarını artırmadılar. Onun için döviz kredilerinin cari açık finansmanına katkısı olmadı. Bu yılın ilk 9 ayında altın ithalatının cari açığın büyümesinde büyük etkisi var. Yılın ilk 9 ayında 13.2 milyar dolarlık altın ithal ettik, 5.8 milyar dolarlık altın ihracatı yaptık. İçeride kalan (nerede, ne için, nasıl durduğu bilinemeyen) 7.4 milyar dolarlık altın dış ticaret açığını büyüttü.

Sanayi üretim artışına dayalı olarak ekonomide büyüme beklenenin üzerine çıkıyor. Sanayi üretim artışı ve büyüme döviz ihtiyacını artırıyor. Bizim üretimimizde ithal girdinin payı yüksek. İhracat artışına sevinemiyoruz, çünkü ithalat ihracattan fazla artıyor. İlk 9 ayda dış ticaret açığı geçen yıl 42 milyar dolardı, bu yıl 54 milyar dolar oldu.

Cari açık, döviz açığı sorununun çözümü için, tarımda ve sanayide üretimde ithal girdi payını azaltmaya mecburuz. Bu, üretimde yapısal bir değişimi zorunlu kılıyor.