Varlık Fonu

13.02.2017 09:43

26 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi’nin (Fon) kurulmasına dair Kanun; 31 Ocak 2017 tarihinde Fon içine, Savunma Sanayii Destekleme Fonu’ndan 3 milyar TL (3 ay içinde geri ödenmek kaydı ile), Ziraat Bankası, PTT, TPAO, İstanbul Borsası, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ, Türksat Kablo TV, Eti Maden, Çay İşletmeleri, İzmir Limanı (10 Şubat 2017 itibariyle) ve Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki gayrimenkuller gibi varlıkların aktarılması ile uygulama alanı bulmuş oldu.

Fon, bu haliyle yaklaşık 200 milyar dolar mal varlığına hükmeden, Cumhuriyet tarihimizin en büyük fonu olma özelliğine sahip oluyor. Birçok köşe yazarı ve ekonomist Fon’daki varlıkların nasıl kullanılacağını, nasıl satılacağını, varlıklar kullanılarak nasıl para bulunacağı konularında fikir beyan ettiler.

Bunlardan bazıları, Fon’un bütçe disiplinini bozacağından söz ederken; bazıları da, devlet bankalarının özelleştirilmesi halinde hükümetin söz vermiş bulunduğu reformları daha kolay gerçekleştirebileceğinden bahsettiler.

Varlık fonları, özellikle İskandinav ülkelerinde gelecek nesillere varlık aktarılması amacıyla kullanılıyor. Bizimkine birebir benzer bir Fon ise, 1930’lıu yıllarda İtalyan Duçesi Mussolini tarafından, IRI adıyla kurulmuştu. İtalya’nın meşhur otoyolları, bu fon sayesinde gerçekleştirildi; Alitalia kuruldu.

FON NE YAPACAK?

Varlık Fonu;

Sadece tahvil ve Eurobond çıkararak borçlanabilen Hazinemiz’den farklı olarak; senet, orta vadeli senet, repo, hisse senedi, altın gibi kıymetli madenler, emtia gibi değişik enstrümanlarla borçlanabilecek; gereğinde borç para verebilecek.

Para piyasası işlemlerine dahil olarak, bankalara borç verip; onlardan borç alabilecek.

Fon katılma payları, türev araçlar, kira ve gayrimenkul sertifikaları ve özel tasarlanmış sentetik araçları kullanarak piyasalara girebilecek.

Portföydeki varlıkları, rahatça istediği fiyata, istediklerine satabilecek.

Büyük şirketlerin ve devlet bankalarının rahatça özelleştirilmelerini sağlayacak.

Büyük ölçekli yatırımlara iştirak edecek.

Gerektiğinde, envanterindeki malları rehin verebilecek.

Fon, vergi vermeyecek. İhale ve rekabet sisteminin dışında işlem yapabilecek. Bu yetkilerle, Fon, Türkiye’deki zor duruma düşen bankaları ve özel şirketleri kurtarabilir; İstanbul Borsası’nda oluşacak fiyatlara; döviz piyasasına ve hatta faiz oranlarına müdahale edebilir.

Öte yandan, bu ekonomik ve politik ortamda, böyle bir oluşuma ihtiyaç vardı.

Yarın bu konuya devam edeceğim.