Yatırımcılar yeniden sığınaklara yöneldi

11.08.2017 13:58

Piyasalar bu hafta Kuzey Kore-ABD arası gerilimin etkilerini fiyatlarken, Trump’ın günden güne derinleşen Rusya ilişkisi skandallarınınsorgulanma süreci de tedirginlik havasını artırıyor. Her ne kadar net olarak risk iştahında bozulma görülecek düzeye geldi diyemesek de, piyasaların bir nebze kendine geldiği bir kısa dönem fiyatlamasına şahit oluyoruz.

Ancak Trump ve Kim Yong arasındaki gerilimin de yapılan açıklamalara baktığımızda kısa vadede çözülecek gibi olmadığını da görüyoruz. Bir yandan Kim Yong’un ABD’yi vuracak menzilde nükleer başlıklı füze cephaneliği edinme isteği, diğer yandan Trump’ın ‘’ ateş ve öfke’’ cevabı tartışmanın daha da derinleştiğini gösteriyor. Bu da iştahı bir hayli yüksek olan yatırımcıların bir nebze gergin ortamda kar realizasyonuna gidip beklemeye geçmesini, olası pozisyonlarını hedge etmesini gündeme getiriyor. Bu noktada, Altın, Yen, Frank ve devlet tahvilleri cephesinde talebin arttığı bir süreç karşımızda.

Guam’a yönelik Kuzey Kore tehdidi de artık son damla olabilecek bir sinyal olarak algılandı. Kuzey Kore’nin,Ağustos ayının ortasında ABD’nin yaklaşık 6 bin askerinin bulunduğu Guam Adası’nı nükleer füzelerle vurabileceği tehdidi, tansiyonu daha da artırırken, Japonya ve Güney Kore’nin de ABD’nin müttefiki konumunda duruş sergilediği görülüyor. Bu durumda ekonomik yaptırımlarla bile kolay ikna olmayacak gibi görünen Kuzey Kore’nin, Dünya’ya adeta kafa tutar nitelikte tavırları ile tepkileri çekmeye devam ediyor.

ABD’de ise seçim sonrası Trump’ın zaferinin sorgulanma süreci daha da derinleşti. İddiaların sorgulanma sürecinde Trump’ın seçim kampanyasını yürüten Paul Manafort’un evi arandı. Bu sürecin sonucunda Trump’a dair herhangi bir yaptırım kararı alınacağını düşünmesem de, bir itibar kaybına yol açtığını söylemek gerekiyor. Bu da elbette Trump’ın tarihteki en kötü ABD başkanı olabileceğine yönelik düşünceyi artırmaya devam ediyor.
Fiyatlamalara baktığımızda ise, ons altının bu hafta yüzde 2’nin üzerinde değer kazandığını ve yıl başından bu yana olan kazançlarını genişleterek dolara karşı yüzde 12’ye yakın primli bir tablo sergilediini görüyoruz. Dolar’ın Japon Yen’ine karşı yüzde 1.5, İsviçre Frank’ına karşı da yüzde 1.1 değer kaybı yaşadığını görüyoruz. Tahvil faizleri cephesinde de aşağı yönlü bir fiyatlama hakim. ABD 10 yıllık faizleri de 2.25’lerden 2.19’lara kadar geri çekilme gösterdi. Altın ise, hem güvenli liman talebi hem de, 10 yıllık faizleinderdeki geri çekilme ile birlikte yukarı yönlü hareketini güçlendirdi.Gümüş ise haftanın kazananı. Bu hafta aynı etkinin, Dolar’a karşı gümüşü yüzde 5.27primlendirdiğini görüyoruz. Kaybedenler tarafında ise, EM para birimlerini ve endeksleri söylemek mümkün. Hafta içerisinde 110 bin puanın üzerini test eden BİST 100, ABD endekslerindeki satış dalgasına paralel bir şekilde yüzde 2’ye varan değer kaybı yaşıyor.

Bundan sonraki süreçte, krizin derinleşmesi ve her ne kadar beklemesem de, Kuzey Kore’nin ABD üssünün bulunduğu Guam’a yönelik olası bir saldırısı, piyasaların gidişatını elbette bozacaktır. Ancak bu ihtimalin şuan için sadece karşılıklı tehdit şeklinde kalacak gibi görünüyor. Umarım da öyle kalır!  Bu nedenle her ne kadar korku endeksi olarak tabir edilen VIX, ani bir sıçrama yapsa da, tarihin dip seviyelerindekizayıf seyrini bozdu diyemeyiz. Eylül ayına kadar da gelecek ABD verileri önemli bir kırılmaya işaret etmeyecek gibi göründüğünden dolayı, piyasa da henüz FED’e karşı neredeyse tüm planlarını yapmış durumda hareketini sürdürüyor. Bu durumda da risk iştahının bozulma ihtimali zayıf görünüyor. Öncelikli olarak 24-26 Ağustos’taki Jackson Hole Sempozyumu’nda Draghi’nin mesajlarını bekleyecek piyasalar, eğer beklenen para politikası değişikliğine dair sinyalleri de alamazsa bu iştahın 20 Eylül FED toplantısına kadar sürmesi beklenebilir. Ondan sonrası ise gelişmekte olan ülkeler için sürecin bir miktar değişebileceğini gösteriyor. Güçlenen Euro’nun etkilerinin enflasyonda beklenen yükselişi sınırlayabileceği düşüncesi de Draghi’nin herhangi bir para politikası değişikliğine gitmeyeceğine yönelik beklentileri şuan için artırıyor.

Ons altın:


Gram altın:


Fiyatlamalara baktığımızda ise, ons altın cephesinde 1295 seviyesinin ilk önemli direnç olabileceğini 1295-1310 arası satışların gelebileceğini düşünüyorum. Piyasa özellikle bugün açıklanacak ABD enflasyonu cephesinde bir nebze kıpırdanma görebilirse, Dolar cephesinde fiyatlama kısa vadede bir nebze pozitife dönebilir. Enflasyondaki stabil seyir korunursa, bu gergin ortam altında 1295-1310 arasının test edilmesine neden olabilir. Olası bir daha yüksek tansiyon artışı, güvenli liman talebini daha da derinleştirirse, 1380-1400 seviyesine doğru bir trend izleyebiliriz. Ancak bu ihtimali şuan için zayıf buluyorum. Geri çekilmelerde ise, kırmızı trende doğru kar realizasyonları 1255 seviyesini işaret ediyor. Geri çekilmelerde düzeltmelerde bu seviyeye doğru bir hareket gelme ihtimali izlenebilir. Gram altın cephesinde ise, 147.5-150.00 lira gibi seviyelerin önemli direnç olacağını düşünüyorum. Her ne kadar uzun vadeli bir trendin üzerine atma çabası içerisinde olsa da, kapanışı gerçekleştireceği seviye önemli.

Gökhan Özkan
STRATEJİST