Yunanistan, Avrupa`nın Geleceği ve Türkiye`ye etkileri

09.07.2015 12:06

Yunanistan belirsizliği devam ederken yatırımcılar birkaç yönden baskı altında kalmaya devam ediyor.Asya piyasalarındaki hızlı düşüşler yatırımcıları zorlarken, Yunanistan sorununun çözülememesi problemleri kolaylaştırmıyor. Biz bu yazıyı yazarken Yunanistan'ın 2 yıllık bir yardım planını bugün sunmak üzere hazırlamış bulunuyor. Yarın da yapmayı düşündüğü reformları ayrıntılı bir şekilde paylaşacak. Eğer Yunan teklifleri ilk aşamayı geçebilirse Merkel parlemento onayı alarak görüşmelere başlamak için gerekli adımları atacak ve Cumartesi Avrupa Birliği Finans Bakanları toplanacak. Pazar günü de ülke başkanları bir araya gelerek Yunanisyan üzerine bir sonuçta birleşmeye çalışacaklar.

Yunanistan krizinin bir süredir ertelenerek devam ettiği düşünülürse birçok yatırımcının muhtemelen bu haftasonu da görüşmelerin uzayabileceğini düşüyor. Fakat Temmuz ayı ortası itibariyle Yunanistan'ın ciddi miktardaki borç ödemeleri kapısını çalmaya başlıyor. İlk özel sektör borç ödemeleri Temmuz ortası olduğundan ilk defa şimdi gerçek bir batma temerrüt riski 20 temmuz'a kadar var. Avrupa Merkez Bankası bugünkü toplantısında ELA yani bankaları indirekt olarak fonlama yöntemi ile verdiği paranın tutarını ve şartlarını tekrar görüşecek. Yunan Bankaları'nın haftasonuna kadar Avrupa Merkez Bankası desteğine sahip.

Yunanistan'ın masadaki seçenekleri aslında sınırlı, Yunanistan Birliğin içinde de dışında da kalsa sonuç olarak yaşam standartlarının düştüğü bir ortam olacak. Euro'dan ayrılıp kendi para birimini kullanmaya başlamak şu an Birlikte kalmanın fırsat vermediği devaluasyonu yapmak için bir fırsat olabilir.Tabii böyle bri durumda piyasa gözünü bir sonraki adıma çevirecek. Yani diğer sorunlu ülkeler Portekiz, İspanya, Italya tekrar göz önüne çıkacak ve onların rekabet gücü düştükçe büyümede yaşayacakları zorluklar bütçelerinde gittikçe daha açık görülmeye başlayacak.

Amerikan Merkez Bankasın'dan beklentiler dünkü Amerikan Merkez Bankası toplantı tutanaklarının açıklanması ile briaz daha netleşti. Bir önceki tutanaklar ve kuvvetli İşsizlik ve enflasyon rakamları ile güçlenen Dolar, Merkez Bankası üyelerinin global ekonomilerdeki zorluklardan dolayı duydukları çekinceler ile bir miktar dengelenmiş oldu. Dün akşam itibari ile piyasa bu sene için sadece bir faiz arttırımı fiyatlar hale geldi ve faiz arttırımlarını daha da ileriye neredeyse 2016'ya itmiş oldu.

Euro'da 1,1250 civarındaki direnç de Yunanistan sorunları ile bir miktar kırılmış gibi görünse de aslında Euro hala güçünü nispeten koruyor. Düşük büyüme ile ithalatı zayıflayan Euro bölgesinde dışarıdan tüketim azaldıkça Euro'daki değerlenme eğilimi azalmıyor. Bu da Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa ülkelerini zorlayan başka bir neden. Önümüzdeki dönemde iki seçenek var gibi görünüyor. Ya Avrupa Bölgesi üye ülkelerin risklerini bir yere kadar kabul ederek güçlü ülkelerin bütçelerinin zarar görmesine izin verecek ve bu Euro'da bir düşüşe neden olarak Avrupa'yı tekrar uluslararası olarak rekabet edebilir bir hale getirecek. Ya da Avrupa Birliği her ülkenin kendi sorunlarıyla mecburen kendi boğuştuğu ve zorlukların ve tartışmaların aralıksız devam ettiği bir birlik olarak devam edecek.

Bizim beklentimiz diğer ülkelere sıçramayı önlemek için Avrupa Birliği'nin Yunanistan'ı içeride tutmak için gereken çabayı sarf etmesi. Bu durumda Euro'da düşüş trendi devam edecek ve zayıf ekonominin canlanması için Avrupa Merkez Bankası Japonya gibi zayıf kur politikasına dönebilecektir. Türkiye de aslında bir süredir zayıf kur poltikasını dolaylı yoldan izliyor. Düşük faiz zayıf kur politikası ile ekonomiyi canlı tutmaya çalışırken aslında Avrupa ve Rusya'daki daralmadan ciddi şekilde ekonomi etkilendi. Önümüzdeki dönemde Avrupa'nın bir birlik olarak kalması Euro'nun değerini düşürürken ekonomiyi canlandıracağından bir miktar talepte toparlanma yaratabilir fakat yine de kısa vadede Avrupa'dan çok güzlü bir büyüme ve ciddi bir talep beklemek çok gerçekçi olmayacaktır.

Avrupa'nın ciddi bir büyüme için ihtiyacı olan köklü yapısal reformlar kuvvetle ihtimal ciddi sarsıntı olmadan bu günkü politik şartlar ile yapılabilecek şeyler değil. Dolayısı ile Türkiye'nin gelecek büyüme potansiyeli için geçtiğimiz 5 senede olduğu gibi Rusya, Ortadoğu ve Afrika gibi alternatif yönlere bakması gerekecek gibi duruyor. Avrupa ile şu an iş yapanlar için ise en iyi seçenek, ekonomik küçülmeye karşı hazırlıklı olmak. Euro 'da görülebilecek dalgalanmaları bu seneryolar dahilinde tahmin etmek çok da kolaydeğil fakat Yunanistan'ın birlik dışında kalması durumunda kısa vadeli bir kuvvetlenme Euro'a tahmin edilemeyen bri sonuç olarak karşımıza çıkabilir fakat orat ve uzun vadede Euro ekonomik gerçeklerin bir sonucu olarak düşüşünü sürdürecektir.

Batur Asmazoğlu / http://www.investaz.com.tr/
InvestAZ Fon Yöneticisi