Sabancı Holding CEO’su Göçmen: Krizde maliyet yönetilmez, iyi zamanda yönetilir

26.04.2019 16:20
Sabancı Holding CEO’su Göçmen: Krizde maliyet yönetilmez, iyi zamanda yönetilir


Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD)
tarafından düzenlenen ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısı, ‘Fırtınalı
Havada Dümende Olmak’ başlığı altında gerçekleştirildi. Türkiye İMSAD
Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, sanayinin sürdürülebilir
büyümesini sağlamak için topyekûn bir çözüm planlanmalı. Arz dengesi,
sadece kamu yönetiminin değil, topyekûn iş dünyasının ortak aklı ile
sağlanmalı. Risklerin sigortalandığı, fırsatların finanse edildiği
sanayi, kalkınmanın kaldıracıdır” dedi.
Türkiye İMSAD’ın geleneksel hale getirdiği, 2019’un ilk ‘Gündem
Buluşmaları’ toplantısı, 26 Nisan Cuma günü İstanbul Sanayi Odası
Odakule’de düzenlendi. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi
Erdoğan’ın açılış konuşmasını yaptığı ‘Gündem Buluşmaları’nda, TİM
Genel Sekreteri Prof. Dr. Kerem Alkin ile Türkiye İMSAD Ekonomi
Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, ekonomi ve sektöre ilişkin
değerlendirmelerini aktardı. Türkiye İMSAD Geçmiş Dönem Başkanı ve
Mevcut Dönem Yönetim Kurulu Doğal Üyesi Fethi Hinginar’ın
moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Fırtınalı Havada Dümende Olmak’ başlıklı
oturumun konuk konuşmacısı ise Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen
oldu.
Arz dengesi sadece kamunun değil, iş dünyasının ortak aklı ile
sağlanmalı
İnşaat malzemesi sanayicileri ve iş dünyasından isimlerin büyük
ilgi gösterdiği Gündem Buluşmaları’nda, sektördeki son gelişmeleri
aktaran Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, 2018
yılında üretim, yatırım ve istihdamda yaşanan düşüşlerin en önemli
nedeninin kur artışı olduğunu belirterek, “Arz dengesinin bir
tarafında kur, diğer taraflarında maliyet ve fiyat var. Kurlar Ağustos
2018’den itibaren çok artınca girdi maliyetleri arttı. Maliyetler
fiyatları yükseltti. Sonuç olarak, yükselen fiyatlar enflasyonu,
enflasyon faizleri artırdı. Faizlerin artması talebi, üretimi ve
yatırımı düşürdü. Yatırımın düşmesi de işsizliği artırdı. Bir anda
yüzde 14,5’lere çıkan bir işsizlik oranı oldu” diye konuştu.
Ferdi Erdoğan, 2023 vizyonuna göre inşaat sektörünü
değerlendirerek, şunları söyledi: “Beklentilerimizin yüksek olduğu ama
hedefin de çok gerisinde kaldığı bir sektörü konuşuyoruz. 2 trilyon
dolar GSMH, yaklaşık 25 bin dolar kişi başı gelir, 500 milyar dolar
ihracat, 7,5 milyon adet yeni konut ve bunun altında devam eden birçok
hedef söz konusu... Özellikle çevre ile ilgili 2012 yılına göre enerji
tasarrufunun yüzde 20 olması, sera gazı salınımının yüzde 20 düşmesi,
yenilenebilir enerjide de kaynaklarımızın yüzde 30’unun yenilenebilir
enerjiye ayrılması hedefleniyor. İnşaat sektörünün durumuna
baktığımızda, Türkiye 5 ve üstü büyüdüğünde inşaat sektörü bunun
katları şeklinde büyür gibi bir ezberimiz vardı. Ancak 2013-2014’ten
sonra bunun değiştiğini görüyoruz. Türkiye’nin büyümesi ile inşaat
sektörünün büyümesi Kentsel Dönüşüm ile sanki birbirinden koptu. Biri
büyürken diğeri küçülebiliyor. Bunun gerekçelerini biraz araştırdık.
98 milyar dolarlık büyük bir inşaat sektörü varken kentsel dönüşüm
süreciyle birlikte 2013 yılında bu rakam bir anda 160 milyar dolara
çıktı. Bakıyoruz, 50 milyar dolarlık artış konuttan geliyor. En
sonunda 2018 yılında inşaat sektöründe konut, 30 milyar dolarlık
küçülmenin ana sebebi oldu. Kentsel dönüşümün plansız esas amacından
kopuk başlamasıyla beraber konut sektöründe bir anda 30 milyar
dolarlık düşüş yaşanması bütün malzeme sektörünü ciddi şekilde
etkiledi.”

Enflasyon, faiz ve işsizlik seviyesi tek haneli olmalı

İç talebin geçmişte olduğu gibi canlanması için enflasyon, faiz ve
işsizliğin tek haneli olması gerektiğinin altını çizen Ferdi Erdoğan,
“Faiz 2010 yılından, işsizlik 2014 yılından bu yana, enflasyon ise
2016 yılından bu yana çift haneli. Her üçünde aynı anda çift haneli
durum 2016 yılı son çeyrekten itibaren yaşanıyor. 2018 yılında kur
etkisiyle enflasyon ve faizler ciddi şekilde arttı. Bunlar tek haneli
olmadan piyasada güven sağlanamaz. 2023 Vizyonu’nda enflasyon hedefi
%5, işsizlik oranı hedefi de %5’tir. Gerek paranın yüksek maliyeti,
gerek fiyatlar, gerekse işsizlik korkusu insanları gayrimenkul
yatırımı gibi yatırımlardan, ihtiyaç duysalar dahi uzak tutuyor” diye
konuştu.

Ferdi Erdoğan, “Müteahhitlik, sanayicilik, turizmcilik...
Ülkemizde, bir iş insanı çok kolay bir şekilde bu üç iş koluna
girebilir. Bir vasıfsız işçi çok kolay bir şekilde bu üç sektörde
çalışabilir. İşveren ve işçinin buluştuğu tek nokta var: ‘ne iş olsa
yaparız.’ Cesur girişimci sayısı yüksek ama iyi işletmeci sayısı düşük
bir ülkeyiz. Dolayısıyla ne iş olsa yaparız yaklaşımından çıkmamız
gerekiyor. Kapasiteyi doğru yönetmemiz, ihtiyacı doğru belirlememiz,
insanları doğru eğitmemiz ve doğru yönlendirmemiz gerekiyor. Sonra
kaynak yönetimi geliyor. Zaman, mekan ve insan kaynağının doğru
planlanması, doğru yönlendirilmesi ve doğru yere doğru yatırım
yapılması son derece önemli. Bu kamunun teşvik sistemini çalıştırırken
bu yöndeki planlamayı öngörmesi gerekiyor. Türkiye’de 51 bin tane KOBİ
ölçeğinde küçük sanayi kuruluşu, Organize Sanayi Bölgelerinde iş
yapmak için bekliyorlar. Dolayısıyla biz bölgesel ya da kümelenme adı
altında belki yanlış teşvikler kullanıyoruz. Yatırım için teşvik
vermek yerine teşvik için yatırım yapıyoruz. Altyapısı olmayan yere
teşvikler veriyoruz. 2023 hedefimizdeki büyük dış ticaret büyüklüğüne
ulaşmak için üretime dayalı büyümenin sürdürülebilir olması gerekiyor.
Sanayinin sürdürülebilir büyümesini sağlamak için topyekûn çözüm
planlanmalı. Arz dengesi, sadece kamu yönetiminin değil, topyekûn iş
dünyasının ortak aklı ile sağlanmalı. Fırsat öngören risklerin tümünün
sigortalandığı, fırsatların ucuz ve uzun vadeli finanse edildiği
sanayi, kalkınmanın kaldıracıdır.”

Fırsatların ülke ekonomisine kazandırılması desteklenmeli

Finansal sorunlara dikkat çeken Ferdi Erdoğan, “Alacak
sigortasının riskli alanlarda her tarafa yayılması lazım. Yatırım
bitmeden kredinin kapatıldığı bir ülkeyiz. Üretim başlamadan kredi
ödemesi olmamalı, yatırım amortismanı dolmadan kredi kapatılmış
olmamalıdır. Dolayısıyla 195 milyar dolar net döviz açığımız var. İlk
1000 şirketin büyüklüğü zaten 210 milyar dolar. 65 milyar dolar
ihracat yapan ilk 500, 9 milyar dolar ihracat yapan ikinci 500,
topladığınızda 74 milyar dolar yapar. Dış ticaret açığı 77 milyar
dolar. Biz hedeflerin, finansmanın ve sigortanın her alanı kapsamasını
özellikle istiyoruz. Fırsatlar kadar riskleri de değerlendirmeye
alarak, fırsatların ülke ekonomisine kazandırılmasını desteklemelidir”
şeklinde konuştu.

Dünyadaki ticari kutuplaşmanın Türkiye'ye sağlayacağı çok avantaj
var

Katılımcılarla deneyim ve görüşlerini paylaşan konuk konuşmacı
Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen, Türkiye ekonomisinin
makro-ekonomik gerekçeler ve enerjide dışa bağımlılık, düşük katma
değer üretimi gibi yapısal sıkıntılar nedeniyle zorlu dönemler
yaşadığını belirterek, işletmelerin bu zorlu dönemden çıkabilmesi için
birleşmesi gerektiğini vurguladı. Mehmet Göçmen, şunları söyledi:
"Bütün sektörlerde, özellikle inşaat malzemeleri sektöründe bence
yapılması gereken şey konsolidasyon... Birleşerek daha büyük güçler
yaratıp bunları fonlamaya çalışmak, kısa vadede daha doğru hareket
olur. Orta ve uzun vadede dünyanın bu yeni kutuplaşmasını okumak
lazım. Dünyadaki ticari kutuplaşmanın Türkiye'ye sağlayacağı çok fazla
avantaj var. Nasıl Sabancı Holding, rahmetli Sakıp Bey zamanında
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesiyle bir sürü Japon şirketini
Türkiye'ye çekip ortak yatırım yapıp onların Avrupa'ya girmesini
kolaylaştırdıysa, buna benzer proaktif planlamalar yapabiliriz. Ben
ona 'know-how, know-who ortaklığı' diyorum. Biz ortaya 'know-who'yu
koyduk, yani kimi tanıdığımızı koyduk. Onlar da işi biliyorlardı. Bu
ikisini bir araya getirdik bir sürü başarılı ortaklıklar yaptık.
Bunların bir kısmı hala devam ediyor."

“Krizde maliyet yönetilmez, iyi zamanda yönetilir”

Türk ekonomisinin içinde bulunduğu krizi doğru okuması halinde
geleceğe daha sağlam adımlarla yürünebileceğini savunan Mehmet Göçmen,
“Bu dünya konjonktüründe bizim tekrar 2013 yılı benzeri bir yapıya
varmamız tahminlerimizden biraz daha uzun sürebilir. Bu da gocunulacak
bir şey değildir. Aslında bu da sağlık belirtisidir. Çünkü son
yıllarda yaşadıklarımız çok sağlıklı değil. Önlemlerin, finansal
krizlerden önce alınması gerekir. Krizde maliyet yönetilmez, iyi
zamanda yönetilir. Eğer krizde maliyet yönetimine girdiyseniz çok geç”
dedi. Mehmet Göçmen, şöyle devam etti: “Sermayesiz iş yapılan bir
ortamda, değer yaratılmayan alanlarda da yatırım yapıldıysa bugün
yaşadığımız sorunların yaşanması kaçınılmazdır. Türkiye'de özel
sektörün yabancı borçlarının ihracatı karşılama oranı yüzde 185. Yani
yaptığımız ihracattan yüzde 85 daha fazla yabancı para cinsinden özel
sektörün borcu var."

Küresel ticaret savaşlarında Türkiye öne çıkabilir

Göçmen, Türkiye'nin, ABD ve Çin arasında devam eden "Küresel
ticaret savaşları" karşısında akılcı stratejilerle öne çıkacağını
ifade ederek, yabancı yatırımın gerekliliğine dikkat çekti. Ülkeye
yabancı yatırımcı çekebilmenin koşullarını sağlamak için reform
ajandasına dönülmesi gerektiğini belirten Göçmen, şöyle konuştu: "35
yıldır iş hayatının içindeyim. Çalı



'
14:139.459
Değişim :  -0,69% |  -65,42
Açılış :  9.431  
Önceki Kapanış :  9.525  
En Düşük
9.421
En Yüksek
9.488
imkb grafik
BIST En Aktif Hisseler14:09
KONKA 54,00 84.855.053 % 9,93  
CONSE 6,87 344.282.753 % 9,92  
MOBTL 6,88 201.318.052 % 9,90  
MAGEN 19,36 278.947.159 % 8,76  
SNICA 45,38 396.979.274 % 8,56  
14:09 Alış Satış %  
Dolar 32,5979 32,6033 % 0,40  
Euro 34,7941 34,8055 % 0,21  
Sterlin 40,2615 40,4633 % 0,09  
Frank 35,6301 35,8087 % 0,49  
Riyal 8,6359 8,6791 % 0,14  
14:09 Alış Satış %  
Gümüş ONS 28,16 28,20 % 0,66  
Platin 931,73 933,61 % 0,66  
Paladyum 1.000,67 1.003,31 % 0,66  
Brent Pet. 86,45 86,45 % 0,66  
Altın Ons 2.374,32 2.374,65 % 0,66