Uluslararası Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Topluluğu'nun (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication) kısaltması olan SWIFT; bankacılık işlemlerinde “özellikle uluslararası işlemlerde” döviz cinsinden elektronik fon transferi standardını sağlayan bir kod sistemi. Bu sistem sayesinde tüm dünyadaki bankalar arasında “elektronik fon transferi standardı” sağlanıyor. SWIFT, bankalar arasındaki ödeme transferlerinin oldukça kısa bir sürede gerçekleşmesini sağlıyor.
Yurtdışında veya yurtiçinde yabancı para cinsinden yapılan transferlerde yurtdışı hesap muhabirlerinin devreye girdiği SWIFT ödeme sistemi kullanılıyor. Sistem ayrıca BIC (Bank Identifier Codes) kodu yani banka tanımlama kodu sayesinde her bankayı tanımlıyor.
ABD TARAFINDAN İZLENİYOR
1973 yılında Brüksel'de kurulunan SWIFT topluluğu ABD'deki ilk faaliyetlerine ise 1979 yılında başladı. SWIFT sisteminde
dolar ile işlemler yapıldığında bu işlemler otomatik olarak ABD sisteminden geçmek zorunda kalıyor. Bu durum da ABD'nin işlemleri izlemesinin ve para transferlerine müdahale etmesinin önünü açıyor.
Örneğin 2012 yılında bir Danimarka gazetesinde yer alan haberde ABD'li yetkililerin Danimarkalı bir iş adamının bir Alman bankasına SWIFT üzerinden yaptığı para transferinde 26 bin dolarına el koyduğu belirtiliyordu.
Günümüzde ülkelerin milli para ile ticaret yapmaya yönelmelerinin nedenlerinden birisi de ABD'nin bu gibi müdahalelerinin önünü kesmek istemeleri olarak gösteriliyor.
ABD'nin İran'a yönelik daha önceki ambargoları sırasında İran bankalarının SWIFT ile bağlantısı kesilmiş ancak 2016 yılında bu bankalar yeninden SWIFT ağına bağlanmıştı.
Trump'ın yeni yaptırımları sonucu İran bankalarının SWIFT ağı ile bağlantılarının yeniden kesilmesi durumunda Avrupalı şirketlerin İran ile iş yapması da zora girecek.
Almanya Dışişleri Bakanı Maas'ın SWIFT'ten bağımsız yeni ağ kurulmasını istemesi de bu neden ötürü oldukça önem taşıyor.