Dünya Bankası`ndan Türkiye tahmini
09.04.2020 13:41Son güncelleme : 10.04.2020 09:37
Dünya Bankası, Türkiye ekonomisinin bu yıl sonunda baz senaryoya göre yüzde 0,5, gelecek iki yılın sonunda ise yüzde 4 büyüme kaydedeceği tahmininde bulundu.
AA
Dünya Bankası’nın İlkbahar 2020 Avrupa ve Orta Asya Ekonomik Güncelleme raporunda Türkiye’nin 2020’de yüzde 0,5, 2021 ve 2022 yıllarında ise yüzde 4 büyüme kaydedeceÄŸi öngörüsüne yer verildi.
Raporda, Türkiye'de enflasyonun bu yılın sonunda yüzde 11, gelecek yılın sonunda yüzde 9, 2022 yılında ise yüzde 8,5 seviyesinde olmasının beklendiÄŸi belirtildi.
Dünya Bankası raporunda, Türkiye’de cari açığın GSYH’ye oranının 2020'de yüzde 2, 2021'de yüzde 3,2, 2022'de yüzde 3,4 olarak gerçekleÅŸmesinin öngörüldüÄŸü ifade edildi.
Türkiye’nin geçen yıl özel tüketimdeki ivmelenme ile pozitif bir büyüme kaydettiÄŸi ifade edilen raporda, yeni tip corona virüs (Kovid-19) salgınının büyümede istikrarı ve hanehalkının gelir beklentilerini tehlikeye düÅŸürdüÄŸü öngörüldü.
Raporda, Kovid-19 salgınının kötüleÅŸmesini ve devam eden jeopolitik gerilimleri Türk ekonomisi için büyük riskler olarak sıralanırken, düÅŸük petrol fiyatlarının ülkenin ithalat faturasındaki düÅŸüÅŸü destekleyeceÄŸi belirtildi.
Bununla birlikte, Türk ekonomisinin büyümesinde önemli rol oynayan ihracat ve turizmin Kovid-19 salgını yüzünden ÅŸoklara karşı savunmasız kaldığının belirtildiÄŸi raporda, Türk hükümetinin risklerin bazılarını azaltmak için ÅŸirketlere kısa dönemli likidite saÄŸlayan 21 Maddelik Ekonomik Tedbir Paketi açıkladığı belirtildi.
KOVİD-19’UN EKONOMİK ETKİLERİ İLE İLGİLİ PROJEKSİYONLARDA ÖNEMLİ BELİRSİZLİKLER MEVCUT
Dünya Bankası'nın raporunda, saÄŸlık sistemlerine yapılacak yatırımlara öncelik veren ve özellikle en kırılgan gruplar olmak üzere insanlar için güvenlik aÄŸları saÄŸlayan kararlı politika önlemlerinin bölgede Kovid-19 pandemisinin etkilerini azaltmada kritik önem taşıdığı kaydedildi.
Bölge ülkelerinin geçici iÅŸletme kredileri, vergi indirimleri veya vergi ödemelerindeki ertelemeler yoluyla özel sektörü destekleyerek ekonomik faaliyetin sürdürülmesine yardımcı olabileceÄŸi vurgulanan raporda, etkilenen KOBİ’lerin hedefli kamu sübvansiyonlarından önemli ölçüde yararlanabileceÄŸi ifade edildi.
Raporda, Kovid-19’un ekonomik etkileri ile ilgili projeksiyonlarda önemli belirsizliklerin mevcut olduÄŸunun altı çizilerek, ÅŸu deÄŸerlendirmelere yer verildi:
“Rapor kapsamında, pandemi sonucunda ortaya çıkabilecek büyüme sonuçlarının hangi aralıklarda olabileceÄŸini göstermek için simülasyon uygulamaları hazırlanmıştır.Senaryolar koronavirüs pandemisinin etkisiyle bölgesel büyümenin 2020 yılında resesyona girerek yüzde eksi 4,4 ile yüzde eksi 2,8 arasında daralacağını, sonrasında ise politika önlemlerinin uygulamaya konulması, küresel emtia fiyatlarının kademeli olarak toparlanması ve ticaretin güçlenmesi ile birlikte 2021 yılında yükseliÅŸe geçeceÄŸini göstermektedir."
Kovid-19 pandemisinin Avrupa ve Orta Asya bölgesinin kırılganlıklar yaÅŸadığı bir dönemde ortaya çıktığına yer verilen raporda, “ Avrupa ve Orta Asya bölgesinin yükselen piyasalarında ve geliÅŸmekte olan ekonomilerinde 2019 yılında büyüme hızı yavaÅŸlayarak yüzde 2,2’ye inmiÅŸti. Åubat ayından bu yana bölge hem acil saÄŸlık krizi hem de küresel pandeminin getirdiÄŸi uzun vadeli zorluklar ile baÅŸ edebilmek için giderek yoÄŸunlaÅŸan bir mücadele yürütüyor.” ifadesine yer verildi.
Rapora göre, ihtiyaç sahibi kiÅŸilere, ailelere yardımcı olmaya yönelik nakit transferleri ve iÅŸletmelere saÄŸlanacak geçici iÅŸletme kredileri ve vergi indirimleri gibi destekleyici önlemler krizin etkilerini hafifletmede ve iÅŸlerin korunmasında kritik önem taşıyacak.
Raporda görüÅŸlerine yer verilen Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Bölgesi BaÅŸekonomisti Aslı Demirgüç Kunt, sosyal mesafe ve gerekli olmayan iÅŸletmelerin ve okulların kapatılmasının pandeminin kontrol altına alınması ve hayatların kurtarılması için gerekli önlemler olduÄŸunu vurgulayarak, “Aynı zamanda, uygulanacak politikaların bu önlemlerin ekonomik maliyetlerini düÅŸürmeyi ve pandemi sona erdikten sonra uzun bir toparlanma süreci yerine hızlı bir toparlanma saÄŸlaması hedeflemesi gerekiyor.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.