Hazırgiyim ve teksitl sektöründe tartışma yeniden başladı

Yüksek ithalat vergilerinin uygulandığı Çin’den dahilde işleme rejimi kapsamında getirdikleri tekstil ürünlerini ihracatta kullanmayarak iç piyasaya veren ve 750 milyon liralık vurgun yapan çete, hazırgiyimle tekstil sektörü arasında krize neden oldu.

Habertürk'ten Seçkin Ürey'in haberine göre, İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhcatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, ek vergilerle birlikte hakkında antidamping ve korunma önlemi kararı olan tekstil ürünlerinde toplam vergi yükünün yüzde 70-80’i geçtiğini, bu sayede bu tür yollara başvuranların önünü açtığını söyledi.

Tanrıverdi, “Yüzde 30’un üzerinde vergi çağdışı kaldı. Türkiye’nin, yüzde 30’un üzerinde vergi ile rekabet edemiyorsa o ürünü üretmemesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. İHKİB’in desteğiyle Marmara Grubu Vakfı’nın 7 Nisan’da düzenleyeceği 18. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin tanıtım toplantısında konuşan Tanrıverdi, şunları söyledi:

3 MİLYAR $ TOPLANDI

“Türkiye’nin rekabet gücünü iyi görmemiz lazım. Her yerde rekabetçiyiz diyoruz ama bunu gümrük duvarları ile yapamayız. Gümrük duvarları ne kadar çok yüksek olursa, kaçakçılığın önünü o kadar çok açmış oluruz. Anti-damping vergilerinin kalkması gerek. İhracatçılar hammaddeye çok daha rahat ulaşabilse, ihracatta yüzde 20’nin üzerinde bir ekstra artış olabilir.

Ekonomi yönetiminin 2023 hedeflerinin altındaki kırılımları çok iyi çalışması gerekiyor, zaman daralıyor. Ek vergilerle birlikte 3 milyar dolar civarında bir para toplandı, bu paraların sektöre tekrar teşvik olarak dönmesi gerekiyor.”

‘HAKSIZ KAZANÇ ELDE EDENLE AYNI KAREDE OLMAK ZORUMUZA GİDİYOR’

Tanrıverdi, sektöre yönelik çıkan olumsuz haberlerin kendilerini üzdüğünü belirterek “Elma ile armudu ayırt etmemiz lazım. Hazırgiyimci dahi olmayan, haksız kazancı kendine helal gören insanlarla bugüne kadar namusuyla çalışmış ihracatçıyı aynı kefede değerlendirmek, aynı kare içinde göstermek bizim zorumuza gidiyor” diye konuştu.
 
Yüzde 70-80’e çıkan vergi yükünün KDV ile birlikte yüzde 110-120 bandına ulaştığına dikkat çeken Tanrıverdi, “Yüzde 20-30’luk bir vergi, Türkiye’deki tüketiciyi korumak için kabul edilebilir. Biraz da çuvaldızı kendimize batırmamız lazım. Bu tür olaylardan dolayı da ihracatçının kullanmış olduğu dahilde işleme sistemi maalesef delik deşik edilmek durumunda kalınıyor” ifadesini kullandı.

"KOPYA ÇEKİLDİ DİYE MEKTEP Mİ KAPATILIR?"

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi’nin açıklamalarına hazırgiyimin tedarikçisi ve ithal ürünlerin üzerinde ek verginin yanı sıra en fazla antidamping ve korunma önlemi bulunan tekstil sektörü aktörlerinden sert tepki geldi. Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası Başkanı Muharrem Kayhan, “Vergiler ve korunma önlemleri ihracat açısından tehlike yaratmıyor.

Tehlike olmadığı defalarca rakamlarla ortaya kondu. Bu vergilerin faydası var. Sahtekârlık başka şey. Kopya çekildi diye mektep mi kapatılır?” dedi. Hazırgiyim ve tekstil sektörü 3 yıl kadar önce ek vergiler nedeniyle karşı karşıya kalmış ve arada sert tartışmalar yaşanmıştı. Tanrıverdi’nin sözleri ile ikinci büyük tartışmanın da fitili ateşlenmiş oldu.

“Yüzde 30’un üzerinde vergi çağdışı kaldı. Gümrük duvarları ne kadar yüksek olursa kaçakçılığın önü o kadar açılmış olur”

Türkiye’de üretimi desteklemek amacıyla gündeme gelen ek vergi ve sübvansiyonlarda tekstil başı çekiyor. 2014 sonu itibarıyla tekstil sektöründe devam eden damping önlemlerinin sayısı 45 düzeyinde. Ona en yakın bir diğer sektör ise 38 adet ile maden ve metal. Toplamda ise 136 adet yürürlükte sübvansiyon ve koruma önlemi bulunuyor.

İSMAİL GÜLLE, İst. Teks. ve Hammadde İhracatçıları Birliği Başk:

YANLIŞI SAVUNMAK DAHA BÜYÜK YANLIŞTIR

“Bu tür koruma vergileri dünyanın her yerinde var. Hem Avrupa hem Uzakdoğu kendi üreticilerini koruyor. İhracatçıyı korumak adına yürürlükte olan dahilde işleme rejiminde yaşanan bu gelişmenin korunma önlemlerinin kaldırılması için savunulması büyük bir hatadır. Böyle söylemler dürüst ihracat yapan binlerce firmayı da zan altında bırakır. Vergi yüksek diye kaçağın olduğunu söylemek ihracatçının emeğine saygısızlıktır. Yanlışı savunmak daha büyük yanlıştır.”

ZEKİ KIVANÇ, Adana Sanayi Odası Başkanı:

YOLSUZLUK VAR DİYE KORUMA OLMASIN MI?

“Dahilde işlem belgesinde yolsuzluk yapılıyor diye sektör korunmasın mı? Antidamping ve sübvansiyon vergi oranları Dünya Ticaret Örgütü kurallarına göre hesaplanır. Ülkelere ve firmaların yaptığı damping oranına göre damping marjı belirlenir. Bu yüzden aynı ülkede kimi firmalar için sıfır damping marjı hesaplanırken diğerleri için çok daha yüksek oranlar uygulanabilir. ‘Yüzde 30’un üstünü korumayalım’ demek yapılan yatırımları, yaratılan istihdamı yok saymak, bu sektörü yok edelim demektir.