Para politikalarının etkinliğini artırmada maliye politikaları desteği şart
09.04.2020 11:10Son güncelleme : 09.04.2020 16:56
Çin`de ortaya çıkan ve dünya genelinde hızla yayılmaya devam eden yeni tip corona virüs (Kovid-19) salgını, küresel anlamda merkez bankaları ve hükümetleri genişleyici politikalara sürüklerken, atılan adımların finansal büyüklüğü trilyonlarca doları buldu. Para politikalarında yapılan ciddi gevşemenin ardından salgınla mücadelede, kamu maliyesi cephesinden de destek gelmesi gerekiyor.
AA
BaÅŸta ABD ve
Euro Bölgesi ekonomileri olmak üzere, Kovid-19'un ekonomik etkisini azaltmak için neredeyse bütün ülkeler para ve maliye politikalarını imkanları dahilinde uygulamaya alıyor.
Buna göre, ABD 2,2 trilyon dolarlık teÅŸvik paketiyle başı çekerken, Almanya 156 milyar euroluk kurtarma paketinin ardından 500 milyar euroluk yeni bir plan üzerinde çalışıyor. Fransa, ÅŸirketlere sınırsız destek vereceklerini açıklarken, İtalya ise 25 milyar euroluk yardım paketini uygulamaya koydu.
ARTAN BORÇLULUK ORANLARI KREDİ GÖRÜNÜMLERİNİ ETKİLEYEBİLİR
Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek, AA muhabirine, küresel piyasalarda atılan adımlarla ilgili yaptığı deÄŸerlendirmede, bu denli bir finansal geniÅŸlemenin yüksek bütçe açıkları ve borçlanma gereksinimleriyle birlikte küresel bazda kredi notu indirimlerini tetikleyebileceÄŸini söyledi.
Para politikalarında yapılan ciddi gevÅŸemenin ardından kamu maliyesi cephesinden de destek gelmeden bu sürecin baÅŸarıyla sonlanmasının beklenmemesi gerektiÄŸini belirten Gödek, "Para politikalarında düÅŸük faiz döneminin 1-2 yıl daha süreceÄŸi perspektifte maliye politikaları da geniÅŸlemeci seyrini koruyacaktır." ifadelerini kullandı.
Gödek, atılan önemli adımlarda her zaman olduÄŸu üzere ABD'nin başı çektiÄŸini, dünya genelindeki taahhüt edilmiÅŸ 3-4 trilyon
dolar civarı teÅŸvikin yarısından fazlasının ABD tarafından alınan önlemlerden oluÅŸtuÄŸunu hatırlattı.
Uygulamaya alınan geniÅŸleyici maliye politikalarıyla birlikte yeni risklerin oluÅŸabileceÄŸine de dikkati çeken Gödek, "Daha yüksek bütçe açıkları ve borçlanma gereksinimleri küresel bazda kredi notu indirimlerini tetikleyebilir. Bu da bugün olasılıklar arasında oldukça düÅŸük olsa da daha yüksek borçlanma maliyetleri ile ülkelerin finansmana eriÅŸimi durumunu gündeme getirebilir." diye konuÅŸtu.
DEFLASYONİST YAPININ DEÄİÅME OLASILIÄI DÜÅÜK
Orkun Gödek, küresel bazda atılan adımların ardından tahvil piyasalarında maliyet artışlarının gündeme gelebileceÄŸini, kısa ve uzun vadeli
tahvil getirilerinde ise ayrışmanın derinleşebileceğini belirtti.
Uzun vadeli tahvil faizlerinin yükselebileceÄŸini söyleyen Gödek, "Ancak, tekrar belirtmek gerekir ki en uç senaryodan bahsediyoruz. Ayrıca, kimi ülkelerin kıymetleri güvenli liman arayışı kapsamında zaman zaman talep görebiliyor. Bu nedenle ülke bazlı da ayrışma olması deÄŸerlendirilmeli." ifadelerini kullandı.
Gödek, merkez bankalarının devasa parasal geniÅŸleme hamlelerinden sonra para politikasının görece zayıfladığına yönelik bir algı oluÅŸtuÄŸuna dikkati çekti.
"Merkez banklarının manevra alanları daralmış olabilir. Ancak rezerv para statüsünde olan paraları basma yetkisine sahip ülke merkez bankaları için hiçbir zaman cephanenin tamamının azaldığını söylememek gerekir. Bu, önemli bir ayrıntı." diye konuÅŸan Gödek, trilyonlarca doları bulan maliye politikalarının geliÅŸmiÅŸ ülkelerdeki deflasyonist yapıyı deÄŸiÅŸtirmesi olasılığını ise ÅŸu aÅŸamada düÅŸük gördüÄŸünü söyledi.
Gödek, benzer tartışmaların 2008 küresel krizi sonrasında da gündeme geldiÄŸini ancak deflasyonist yapının bozulmadığının altını çizdi.
GeliÅŸmiÅŸ ülkelerdeki düÅŸük enflasyonun ağırlıklı olarak yapısal sorunlardan kaynaklandığını belirten Gödek, arz ÅŸoku ya da talep patlaması gibi bir durum gözlemlenmedikçe bu yapının deÄŸiÅŸmesini beklemediÄŸini kaydetti.
"GELİÅMEKTE OLAN ÜLKELER HER DAİM KENDİ HİKAYELERİ İLE AYRIÅTI"
Deniz Yatırım Stratejisti Gödek, merkez bankaları ve hükümetlerce atılan adımların öncelikli olarak fonlama ve teminat problemlerini çözmek için yapıldığını belirtti.
Sonrasında ise risk algısının en azından daha kötüye gitmesinin engellendiÄŸini ve hala bu yönde çabaların söz konusu olduÄŸunu söyleyen Gödek, atılan adımların pay piyasalarına olası etkilerinin ilerleyen dönemde ortaya çıkmasının beklendiÄŸini ifade etti.
Gödek, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:
"Hisse senedi piyasalarındaki düzelme gelecek dönemdeki makro hikayelerin satın alınması ile daha temel bir hikaye ekseninde ÅŸekillenecektir. Henüz bir trend baÅŸlangıcından söz etmek mümkün deÄŸil. Listenin ilk sırasında farklı önceliklendirmeler yer almakta. GeliÅŸmekte olan ülke pay piyasaları için de benzer durum geçerli. Global risk algısı toparlamadan geliÅŸmekte olan ülke varlıklarının pozitif ayrışması beklenmemeli. Küresel yavaÅŸlama ortamından söz ederken geliÅŸmekte olan ülkeler sınıfının en ciddi yarayı alacağı ihtimalini de göz ardı etmemek gerekli. Bu ülkeler her daim kendi hikayeleri ile ayrıştı, yine benzer bir süreç yaÅŸanması olası."