`Ticaret savaşının yıkıcı etkiye sahip olması ihtimali düşük`
18.04.2018 11:31Son güncelleme : 18.04.2018 16:48
Berenberg ABD ve Asya Başekonomisti Mickey Levy, ticaret savaşının yıkıcı etkiye sahip olması ihtimalinin düşük olduğunu belirtti.
AA
ABD ile Çin ve Avrupa Birliği (AB) arasında yaşanan ticari gerilimler küresel piyasalarda önde gelen endişeler arasında yer alıyor. ABD Başkanı Donald Trump, geçen ay ithal çelik ve alüminyuma sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10 gümrük tarifesi uygulanması kararını imzalamıştı. ABD'nin bu kararı, küresel ticaretin gerileyeceğine dair öngörülere sebep olmuştu.
AB ve İngiltere'nin de tepki gösterdiği bu kararın ardından Çin de ABD’den ithal edilen 128 ürüne yüzde 15 ila 25 vergi uygulayacağını bildirmişti. Geçen hafta da Trump'ın geçen yıl çekilme kararı aldığı Trans-Pasifik Ortaklığı'na yeniden katılacağına dair iddialar yer almıştı.
Konuya ilişkin olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Berenberg ABD ve Asya Başekonomisti Mickey Levy, ticaret savaşının yıkıcı etkiye sahip olması ihtimalinin düşük olduğunu, bu riskin fazla abartıldığını aktardı.
Levy, Trump'ın kararsız ve belli olmayan taktiklerinin bir bedeli olabileceğini dile getirdi. Yükselen belirsizliklerin ve finansal piyasalardaki volatilitenin piyasalardaki güvene ve ekonomik güvene zarar verebileceğini anlatan Levy, şu anda Çin'in ticari hamlelerinin odak noktasında olduğunu vurguladı.
Mickey Levy, Trump'ın Çin, Japonya ve AB ile yaptığı görüşmelerin düşük ticari bariyerlerle sonuçlanacağı öngörüsünde bulundu.
"TİCARET SAVAŞININ YOL AÇTIĞI TANSİYONUN ZARARI SINIRLI OLACAK"
Berenberg Başekonomisti Holger Schmieding de ticaret savaşının yol açtığı tansiyonun zararının sınırlı olacağı öngörüsünde bulundu. ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının etkilerinin yumuşak olabileceğini kaydeden Schmieding, bu savaştan dolayı hisse senetlerindeki boğa piyasasının sona ereceğinin söylenemeyeceğini belirtti.
Schmieding, ABD ve Çin arasında hala bir çözüm olmadığına dikkati çekerek, ancak bunun küresel ekonomik iyileşmeyi raydan çıkarmayacağını ifade etti. AB'nin bu durumda hareket edebilecek en üst düzey güç olduğunu aktaran Schmieding, AB'nin dış ticaret konusunda geniş bir kabiliyet alanına sahip olduğunu dile getirdi.
AB'nin ABD ve Çin'e göre daha fazla ekonomi mantığıyla hareket edebileceğini söyleyen Schmieding, ABD ve AB arasındaki görüşmelerde daha yüksek fırsatlar bulunduğunu vurguladı.