Bir emtia olarak bakır...

05.01.2016 15:07

Bakır elementlerin periyodik tablosunda simgesi Cu ve atom numarası 29 olan 1B geçiş grubu elementtir. Dünya'nın hemen hemen tüm bölgelerinde bulunması nedeniyle geniş ölçüde üretimi yapılabilmektedir. Elektrik enerjisinin iletim ve dağıtımında, bakır, uygun özellikleri nedeni ile bu alandaki ana iletken malzemesidir. Elektriği diğer bütün metaller içinde gümüşten sonra en iyi ileten metaldir. Bakır, inşaatlarda beton, kiriş ve yüzeylerin güçlendirilmesinde kullanılır. Endüstriyel önemi yüksek olan pirinç ve bronz gibi alaşımların yapımında kullanılır. Ulaşımda, boya ve kimya sanayiinde de kullanılır. Bakır, dünyada çok bulunan bir madde olduğu için takı yapımında da kullanılır. Bakır, hidrotermal orijine sahip, emprenye olmuş maden yataklarında bulunur. Bu tip yataklara ABD, Şili, Peru ve Kanada'da rastlanmaktadır. Sedimenter yapıdaki maden yataklarında kalker veya dolomit mineralleri içinde bulunurlar. Daha ziyade orta Afrika’da rastlanır. Dünya bakır üretiminin %17 si bu yataklardan sağlanır. Sıvı magma asıllı maden yatakları Bakır ile birlikte çoğu zaman Nikel de taşırlar. Bunlara volkanik-sedimenter yataklar da denir. Dünya’nın birçok ülkesinde, özellikle Kanada, Avustralya ve pek çok Avrupa ülkesinde rastlanılır. Bakır fiyatları genel olarak enerji yatırımları, sanayideki ihtiyaç, hurda bakır miktarı gibi etkenlere bağlı olarak değişir.

Son yıllarda madenden üretilen bakırdaki tüketim artmasına rağmen rezervler artarak olgunlaşmış ve eskiye göre kullanılabilir daha çok bakır ortaya çıkmıştır. Şili hala dünyadaki en büyük üretici konumundadır. ABD payını az da olsa kaybetmiş, Çin ve Peru’nun üretimi ise yükselişe geçmiştir. Dünyadaki en büyük bakır tüketicisi konumunda ise %45’lik oranla Çin bulunmaktadır. Bu yüzdendir ki Çin’deki her türlü gelişmelerden bakır oldukça fazla etkilenmektedir. 2000’lerin başında metallere olan talep batıdaki gelişmiş ülkelerden doğudaki gelişmekte olan ülkelere doğru kaymıştır.
Bu nedenle metal fiyatlarının ağırlıklı olarak talep tarafından etkilenmesi de sürpriz sayılmamalı. Hindistan, Rusya ve Güney Kore metal tüketimlerini son dönemde artırsalar da, Çin’in epeyce uzağında kalmış durumdalar. Çin’in yatırımlarında son yıllarda yaşanan düşük büyüme hızı, buna ek olarak bu yaz uygulanan devalüasyon hamlesi de gelecekteki talebin düşeceği endişelerini alevlendirmiş durumda.

Dünya borsalarındaki dalgalanmaların durulması ile birlikte önümüzdeki dönemde bakıra olan talep tekrar artabilir. Bakır tüketim miktarlarının gün geçtikçe artması, bununla beraber Çin’in alımlarının tekrar artması bakır fiyatlarını etkileyecek kilit gelişmeler olabilir. Ayrıca önceki senelerde Güney Amerika’da yaşanan grevlerin ve dünyanın birçok bölgesinde gerçekleşen depremler sonrasında üretimde düşüşler yaşandığını da atlamamak gerekiyor. Bakır madenciliği de yakından takip edilmelidir. Bakır arzı, gelişmekte olan ülkelerin bakır talebi, Çin’deki talebin genel görünümü, bakır üretim maliyetlerinin seyri, FED’in faiz artırım süreci yakından izlenmesi gereken önemli gelişmeler olarak ön plana çıkacaktır.

Bakır fiyatlarının orta ve uzun vadede yükselebileceği yönünde tahminde bulunmuşken ICSG’nin hazırlamış olduğu bakır raporundaki 2016 tahminlerine de bakalım. Çin’in bakır tüketiminde 2016 yılında %49 oranında paya sahip olması bekleniyor. Bu da Çin’in önemini bir kat daha artırmış durumda. Diğer tarafta küresel çapta baktığımızda bakırda Asya’nın gücü azımsanmayacak türden. Bu nedenle bakır ile işlem yapmayı düşünen yatırımcıların özellikle Asya tarafındaki gelişmeleri yakından takip etmelerinde fayda görüyoruz.