Büyümede sanayi rakamları umutlandırıyor

01.06.2021 09:26
Türkiye ekonomisi 2021 yılı ilk çeyrekte yıllık bazda %7 büyüdü. Piyasa beklentilerine rağmen bu daha yüksek bir büyüme rakamını ifade ediyor. Aynı zamanda çeyreklik bazda son üç yılın da en yüksek büyümesi gerçekleşti. OECD Türkiye’nin 2021 yılı büyümesini 5,7 olarak tahmin etse de sene sonunda bu rakamın aşılacağı görülüyor. Diğer uluslararası kuruluşların Türkiye’ye ilişkin 2021 yılı büyüme tahminleri ise %3,6 ila %6,7 aralığında değişmektedir. Çin ekonomisi %18 ile 2021 yılı ilk çeyrekte en hızlı büyüyen ekonomi olurken, OECD ülkeleri içinde Türkiye, ilk çeyrekte %7 ile en hızlı büyüyen ülke oldu. OECD ülkelerinin tamamı için ilk çeyrekte negatif büyüme ortalama (-0,8) gerçekleşirken, Türkiye’nin pozitif ayrışması çok önemli bir gösterge oldu. Avrupa Birliği yaklaşık ortalama -1,7 daralırken Avrupa’nın güçlü ekonomileri Almanya ve Birleşik Krallık'ta rekor çeyreklik daralmalar yaşanıyor. Diğer taraftan OECD dünya ekonomisi için büyüme tahminini %5,6'dan %5,8'e yeniden revize etti.



Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın ilk çeyreğine (ocak-mart) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, yılın birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 29,1 artarak 1 trilyon 386 milyar 347 milyon lira olarak gerçekleşti. GSYH'nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla 188 milyar 65 milyon dolar oldu. Bu artış dolar bazında diğer çeyreklere de yansır ise sene sonunda 750 milyar dolar seviyelerini yeniden yakalamak sürpriz olmayacak. Bu rakamlarla GSYH tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artış göstermiş oldu.



GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, bilgi ve iletişim faaliyetleri alanında %18,1 ile en yüksek oranlı artış sağlanmıştır. Diğer hizmet faaliyetleri %14,4 ile ikinci sırada, sanayi ise %11,7 ile üçüncü sırada yer almıştır. Tarım %7,5, hizmetler %5,9, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %5,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %3,7, finans ve sigorta faaliyetleri %2,9, inşaat %2,8 ve gayrimenkul faaliyetleri %2,4 artmıştır.

TÜKETİM VE BÜYÜME

Birinci çeyrekte harcama kalemlerinin büyümeye katkısı en fazla 4.5 puan ile hane halkı tüketim harcamalarında gözüküyor. Türkiye’de hane halkı tüketimi pandemiye rağmen hız kesmiyor ve bir ölçüde piyasanın da canlı kalmasına neden oluyor. Tüketim olarak en büyük pozitif katkı buradan geliyor. Hane halkı tüketiminin hala artıyor olması aslında yüksek çıkan enflasyon rakamlarının da göstergesi. Tüketim talebinin canlılığı, kur ve maliyetleri de kattığımızda enflasyonun hala önümüzdeki dönem içinde bir risk unsuru olduğu ve ilave tedbirlere ihtiyaç olduğunun göstergesi. Tüketim harcamaları açısından pozitif bakacağımız taraf ise dayanıklı tüketim mallarından kaynaklı talep artışıdır. Hane halkı tüketimi içinde yaklaşık yüzde on ikilik pay alan ve çeyreklik bazda %58'lik artış gösteren otomotiv en önemli tüketim kaynaklı büyümeyi sağlamıştır. Diğer bir katkının da toptan ticaret ve perakende sektöründen geldiğini görmekteyiz. Gıdanın içinde olduğu dayanıksız tüketim malları harcamalarının tüketim kaynaklı büyümeye katkısı ise %35, hizmet sektörünün katkısı ise %42 düzeyindedir. Merkez Bankası'nın sıkı para politikası devam ettiği sürece ilerleyen aylarda (özellikle temmuzdan sonra) hane halkı kaynaklı tüketimin azalması muhtemel gözüküyor. Beklendiği gibi sıkı para duruşu kararlılıkla sürdürülürse hane halkı tüketimi azalacaktır. Ayrıca pandemi döneminde kapanmalarla birlikte hane halkı tüketimi yüksek seyretmiştir. Normalleşme ile birlikte hane halkı tüketimi azalacak ve eski seviyelerine gerileyecektir. Harcama yöntemiyle GSYH bileşenlerinin büyüme hızlarına baktığımızda I. çeyrekte %7,4’lük bir artış gösteren hane halkı tüketimleri büyümeye 4,5 puanlık katkı sağlamıştır. Nitekim 2020 yılı 3. ve 4. çeyrekte sırası ile 8.5 ve 8.2 puanlık hane halkı harcamaları katkısı şu an 7.4 puana gerilemiştir.

NET İHRACATIN BÜYÜMEYE KATKISI

Öte yandan 2020’nin tamamında negatif gerçekleşen ihracat artışı 2021 yılı ilk çeyrekte pozitife dönmüştür. İhracat ilk defa bu çeyrekte %3.3 büyümüş, pozitif katkı sağlamıştır. İhracatın bu süreçte pozitife dönmesi gelecek dönemle ilgili umutların canlı kalmasına sebep olmaktadır. 2020 ikinci çeyrekte %36.9 küçülen ihracat üç ve dördüncü çeyrekte de küçülmeye devam etmiş, 2021 yılı ilk çeyrekte ise %3.3 artarak harcama kalemlerinin büyümeye desteği anlamında net ihracatın katkısı 1.1 puan olarak gerçekleşmiştir. Artan dünya talebine bağlı olarak 2., 3. ve 4. çeyrekte ihracatın sürekli yukarı yönlü olması yılın tamamında ihracatın büyümeye net katkısının sürmesini sağlayacaktır. Büyümede ihracatın katkısının artıyor olması özellikle istihdama dönük beklentiyi de pozitife çevirmektedir. Bu net katkı yıl boyu devam ederse işsizlikte azalış ve istihdam da ise artış görülecektir. Sürdürülebilir nitelikli büyüme ihracat artısı ile ve ihracatta katma değeri yüksek ürün kalitesi ile ancak mümkündür. İhracat artışı kadar niteliği de artırılabilirse büyümeye daha yüksek oranlı net katkı sağlanacaktır.

YATIRIMLAR VE SANAYİNİN KATKISI YÜKSEK

Birinci çeyrekte harcama kalemlerinin büyümeye katkısı açısından stokların -1,5 puanla negatif katkısının olması işletmelerin stokta mal bulunduramadığını, ürünlerini hızlı şekilde ulaştırdığını göstermektedir. Makine yatırımları yolu ile kapasite artırmaya çalışılması da bunun göstergesidir. İşletmeler önümüzdeki dönem için üretim kapasitelerini artırmak zorundalar. Küresel çaplı talep artışı 2022 yılını da kapsayacak şekilde artırmaya devam edecektir. Hane halkı harcamaları dışında en büyük katkının 2.9 puan ile yatırımlarda gerçekleşmesi sanayi üretiminin, ekonomik büyümenin lokomotifi olduğunu göstermektedir. %11.4 oranında büyüyen sanayi faaliyetleri büyümeye anlamlı bir katkı sağlamıştır. Son 3 çeyrektir sürekli artan sanayi üretimi bundan sonraki süreçte de yatırım kanalıyla büyümeye katkı sağlamaya devam edecektir. %7'lik büyümenin %56'sı net dış talep ve yatırımlardan gelmiştir. Büyümenin yarıdan fazlası dış talep kaynaklıdır. Bu durum son derece sevindiricidir. Çünkü iç talepten ziyade dış talep kaynaklı büyüme her zaman tercih edilen büyüme modelidir. Bu modelin devamı istihdama katkıyı ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamaya destek olacaktır. Diğer taraftan yatırımlar içerisinde bir önceki yıla göre %30.5’lik makine teçhizat yatırımlardaki yükseliş önemli bir göstergedir.

İnşaat yatırımlarının ivme kaybetmesi de yaz aylarından itibaren yeniden gerçekleşecek artış ile büyümeye önümüzdeki aylarda katkı sağlayacak bir unsurdur. Diğer taraftan kamu harcamalarının büyümeye katkısının son derece düşük (0.2) puan olarak gerçekleşmesi enflasyon üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Kamu harcamaları %1.3 oranında artmasına rağmen büyüme üzerindeki etkisinin sınırlı olması sevindiricidir.

BÜYÜMEDE GELECEK BEKLENTİMİZ

2021 yılı 2. çeyreği ise öncelikle baz etkisi ile yüksek çıkacaktır. Çift haneler bile görülebilir. Geçen yıl 2. çeyrekte gerçekleşen %-10.3’lük daralmanın bu senenin 2. çeyrek büyümesine baz etkisi yüksek olacaktır. Üretim, imalat ve sanayi sektörü pozitif ivmesini devam ettirdiği sürece büyüme gelecek dönemde olumlu etkilenecektir. Geçen yıl olduğu gibi hammadde tedarikinde ve ihracatta dış kaynaklı sorunlar yaşanmaz ise daha sürdürülebilir ve katma değeri yüksek ürün ihracatına dayalı bir büyüme sağlamak olasıdır. Bu sene ihracata dönük risklerin daha az olması ve yatırımların hala artıyor olması şüphesiz büyümeyi olumlu etkileyecektir. Özellikle işletmelerin borç geri ödemeleri ve kredi dönüşlerine yönelik ek düzenleme kararları alınırsa ve yatırımcıya daha ucuz finansman sağlanırsa bu süreç hem sanayi sektörü hem de bu sektörün büyümeye katkısı açısından pozitif tamamlanacaktır. Diğer taraftan büyümeye etki edecek tarım, inşaat, finans gibi sektörlerde de yeni teşviklerin sağlanması gelecek dönem için umutları artıracaktır. Ayrıca tüketici güven endeksi, reel kesim güven endeksi, kapasite kullanım oranları ve PMI verilerindeki düşüş eğilimleri baz etkisinin yükseltici eğilimi ile birleştiğinde artışın sınırlı kalacağını söylemekte mümkündür.

Görüldüğü kadarı ile büyümeye pandemi sonrası dönemde hız kesmeyen tüketim harcamaları ve güçlü dış talep öncülük etmiştir. Uluslararası kurumlar daha düşük büyüme tahminlerine sahip olmasına rağmen Türkiye üretimde hız kesmeyerek büyümeye devam ediyor. Bu kurumlar sadece Türkiye değil diğer ülkelerle ilgili tahminlerini de revize etmektedirler. Eğer yaz aylarında turizm gelirleri yeniden artışa geçer ise buradan gelecek katkı ile birlikte büyümenin önümüzdeki dönemde daha da hız kazanması sürpriz olmayacaktır. Sürdürülebilir ve nitelikli büyüme istihdam ve ekonominin geneli için zorunludur. İhracat, yatırım, istihdam ve üretime dayalı büyüme modeli ekonominin olmazsa olmazıdır.