Piyasada kantarın topuzu nedir?

18.11.2015 15:00

Mevsim kışa yaklaşırken , soğuk hava yavaş yavaş sadece bizim içimize değil, piyasalarında derinlerine işlemeye başlamış. Geçen sene yaşadığımız Kasım–Ocak dönemini düşününce şimdilik beyaz-siyah kadar farklıyız. E kolay değil! Ne de olsa borsa tarihimizin ikinci zirvesini test ettiğimiz bir dönemdi. Neyse bırakalım geçmişi realiteye odaklanalım. Ne de olsa borsacıyız! Öyle ya, hele birde benim gibi bir VİOPçu iseniz yönün ne önemi varki! Tabi işin latifesi bu.

Eylül–Ekim döneminde televizyondan, Ata Finans Grubu VİOP bültenimizden hatta mikro sosyal sitemden/sitemizden takip edenler iyi bilir ki, o dönem için piyasalarda kısa vadeli bir ralli yaşanabileceğini , lakin Aralık ayına doğru bizi zorlu bir sürecin beklediğini sıkça yineliyordum. Fazla uzağa gitmeyelim bir önceki yazımın başlığı neydi ! ‘ Noel Baba erken mi geldi!’. Zaten tam da böyle oldu. Özellikle bizim borsamız seçim öncesindeki bu süreçte kısa vadeli de olsa, hafife alınmayacak kritik bir direnç bölgesinden yaşadı bu ralliyi. Kritik direnç seviyesi diyorum, çünkü yine bir önceki yazımda grafikle sizlere 2011’den gelen bu uzun vadeli trend desteklerini göstermiş, bu destekler kırılmadan piyasada orta-uzun vadeli bir bozulmanın imkansız olduğunu yazmıştım, sonuç ortada.

Bugün girizgahı biraz fazla uzattım sanırım. Aslında biraz da bilinçli yapıyorum desem yeridir. Açık konuşalım 1 Kasım seçimlerinden sonra tam bir hayalet piyasa var karşımızda. Öyle ki, seçim öncesinde ve yaz dönemlerinde yaşadığımız o depresif fiyatlamalardan çok daha kötüsü. Daha kötü diyorum çünkü, o dönem de yatırımcıların karşısında yönsüz olmasının yanında koca bir ‘Gap’ tehditi yoktu. Gerçi son günlerde ufak ufakta dolmaya başlasa da, bu boşluğun hala yatırımcıların büyük bir kısmını tedirgin ettiğini de tahmin ediyoruz.

Piyasanın bu sıkışık görüntüsünde elbette ki birçok olumlu/olumsuz nedenler var. Malum artık sabah akşam duymaktan ve olasılığını hesaplamaktan birer Stephen Hawking olduğumuz olası FED faiz artışı olumsuz olabilecek durumların lokomotifi halinde kabul. Fakat eski yazılarımda da sıkça yazdığım gibi bu sefer ki artırım süreci 2004–2006 arasında olduğu gibi her ay gerçekleşecek mekanik bir artırım olmayacak. Bundan dolayı bu durum bugün yarın fiyatları derinden etkileyebilecek bir durum teşkil etmeyecek kanaatimce. Oldu ki, her toplatıda artırmaya başladı. Bakınız, aşağıdaki grafikte sarı ile belirttiğim bölge FED’in o dönem faiz artırırken borsamızın 16.000 ’den 48.000 ‘e amansız yükselişini gösteriyor. Yalnız altını çizmeliyim ki, bu durum tam bir ceteris paribus. Yani o dönemin iç/dış ekonomik yapısının farklı olduğunu, her türlü değişkenin farklı olduğunu tabi ki de biliyorum. Sadece diğer değişkenlerin tamamen sabit olduğunu düşünerek o dönem benzer bir durumda nasıl bir fiyatlama olmuş hatırlatmak istedim.




Bunun dışında Çin, büyüme, enflasyon... desem! Tamam korkmayın girmiyorum bu konulara. Girersem bitmez sayfalar akar gider farkındayım. Sizlere bu eziyeti yaşatmak istemem. Latife tabi!

Peki biraz da içeriye bakalım. Bakalım ama ayrıntıya girmeden.Kısa ve öz! Seçim bitti kabine çalışmaları sürüyor. Ve umarız ki, çok daha istikrarlı bir yapı, çok daha güçlü bir ekonomi bizi bekliyor olacak. Bunlar temennilerim tabi hepimiz için. Yalnız bu bütünün gerçekleşmesi için çok ince bir nokta var ki, o da ne döviz nede başka bir enstrüman! Burada kantarın topuzu faiz! Borsanın kaderinin büyük bir kısmını faiz konusunda atılacak/atılamayacak adımlar veya altı çizili cümleler tayin edecek gibi. En azından geçmiş dönemler bize gösterdi ki, bu konunun altı ne kadar çok çizilirse döviz o kadar alevleniyor, borsa o kadar üzülüyor. Borsayı üzmeyelim!! Bireyler arasında tartışmaya açıkta olsa zaten yıllardır süregelen bir istikrar var ekonomimizde... Umud ediyorum ki, bunun devamında dostça çok daha güzel bir dönem bizi bekliyor olacak...

Borsa şansızınızın yanınızda olduğu sağlıklı günler dilerim.

Ergün TEKGÜL/ Ata Finans Grubu VİOP Müdürü etekgul@atayatirim.com.tr twitter:@erguntekgul