İSO/Bahçıvan: 3 yıldan beri istikrarlı bir şekilde orta-yüksek ve yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerin yaratılan katma değer içindeki payı artış gösteriyor

13.07.2020 10:58
İSO/Bahçıvan: 3 yıldan beri istikrarlı bir şekilde orta-yüksek ve yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerin yara


İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan,
İSO 500 Büyük sonuçlarına göre son 3 yıldan beri istikrarlı bir
şekilde gerek orta-yüksek gerekse yüksek teknoloji yoğunluklu
sanayilerin yaratılan katma değer içindeki payının artış gösterdiğini
belirtti.
Bahçıvan, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"İstanbul Sanayi Odası (İSO) olarak, 52 yıldır kesintisiz bir
şekilde kamuoyuna sunduğumuz "İSO-Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi
Kuruluşu Araştırması"nın 2019 yılı sonuçlarını paylaşmak üzere, siz
değerli basın mensupları ile maalesef hayatımızı olumsuz etkilemeye
devam eden Covid-19 pandemi koşullarında bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Ekonomimiz, sanayimiz, akademi dünyamız ve ekonomi basınımız için
değeri her geçen yıl biraz daha artan bu kıymetli araştırmamızı
açıklayacağımız basın toplantımıza hoş geldiniz. Sizleri İstanbul
Sanayi Odası adına, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılarımız Sayın İrfan
Özhamaratlı ve Sayın Sadık Ayhan Saruhan ile birlikte sevgi ve
saygıyla selamlıyorum.
Bu vesileyle iki gün sonra anacağımız 15 Temmuz Demokrasi ve Milli
Birlik Günü'nü ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Bundan
dört yıl önce yaşadıklarımız asla unutulmayacak, acılarla dolu bir
geceydi. Demokrasiye ve Milli İradeye saygı yolunda o gece Millet
olarak nasıl kenetlendiysek bugün ve yarın da öyle olacağımızı buradan
bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Bu ayın sonunda manevi dünyamızda çok anlamlı bir yere sahip
Kurban Bayramı'nı da hep birlikte idrak edeceğiz. Tüm gönüllere sevgi,
kardeşlik, barış, mutluluk ve özellikle insanlığa sağlık getirmesi
dileğiyle Kurban Bayramınızı da şimdiden tebrik ediyorum.
Her yıl açıkladığımız İSO 500 araştırmaları, ait oldukları
dönemlerin adeta check-up'ını ortaya koyuyor. Son yıllarda gelenek
hale getirdiğimiz, eski sayılarımızı basarak sizlerle paylaşmayı bu
yılda sürdürüyoruz. Bu yıl sizlere dağıttığımız 1970 yılına ait
araştırmamız da aynı bugünkü gibi ait olduğu döneme ilişkin çok
değerli bilgiler içeriyor.
Bu vesileyle böylesine kıymetli ve artık tarihsel bir anlam da
ifade eden İSO 500'ün ortaya çıkması için son derece değerli
bilgilerini yıllardır bizlerle paylaşarak, sanayimizin check-up'ını
yapma imkanını veren tüm şirketlerimize buradan şükranlarımı sunuyorum.
Ayrıca bu verilerin odamıza ulaşmasından itibaren gece gündüz
demeden hummalı bir çalışma temposuyla "İSO-Türkiye'nin 500 Büyük
Sanayi Kuruluşu Araştırması"nı ortaya çıkaran Ekonomik Araştırmalar ve
Kurumsal Finans Şubemize, danışmanlarımıza ve emeği geçen tüm
arkadaşlarımıza da teşekkür etmek istiyorum.
Dünyamız, insanlık çok zor günlerden geçiyor. Dünya Sağlık
Örgütü'nün Covid-19 için "pandemi" açıklaması yapmasından bu yana
hayatımızdaki hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını hep birlikte
görüyoruz, yaşıyoruz. Ve ne yazık ki bu sürecin daha ne kadar böyle
süreceğine ilişkin bir öngörü de yok.
Tabii bu süreç, İSO 500 araştırmasını en kısa sürede ekonomi
kamuoyu ile buluşturma çabamızı da olumsuz etkiledi. Hatırlarsanız
daha önce temmuz ayı sonlarında paylaşılan İSO 500 verilerini, her
geçen sene biraz daha erkene çekerek geçen yıl Mayıs ayının son
haftasında açıklamıştık. Ancak pandemi nedeniyle şirketlerimizin
vergisel dönemleri ertelenince, 500 Büyük için gerekli olan finansal
verileri toplamamız da doğal olarak gecikti.
Ve nihayet, şirketlerimizin değerli bilgilerini bizlerle
paylaşmaya başlamaları ile birlikte bizim için başlayan büyük maraton,
olabilecek en kısa sürede, işte bugün burada sizlerin karşısında mutlu
sona ulaşmış bulunuyor.
Araştırmamızın öne çıkan bazı sonuçlarını sizlerle paylaşmadan
önce, bu araştırmanın kapsadığı 2019 yılının dünya ve Türkiye ekonomik
konjonktürünü kısaca hatırlatmayı yararlı buluyorum.
2019, küresel ekonomide sıra dışı gelişmelerin yaşandığı bir
yıldı. Ticarette korumacılık yıl genelinde artarken, bu anlamda ticari
faaliyetler üzerinde en olumsuz etkiyi ABD-Çin ticaret savaşları
gösterdi. Brexit, bütün yıl boyunca Avrupa ekonomisinin üzerinde adeta
kara bir bulut gibi döndü durdu. Bu düğüm yılın son ayında çözülmüş
olsa da süreç, Euro Bölgesi ekonomik faaliyetlerine ağır bir damga
vurdu.
Bunun yanında siyasi kutuplaşmalar başta ABD-İran gerginliği
olmak üzere ülkeler arası karşılıklı yaptırımlar ve jeopolitik
gelişmeler, içinde bulunduğumuz bölge dahil olmak üzere birçok
coğrafyada iktisadi faaliyetleri olumsuz etkiledi.
Bütün bu negatif faktörlerin sonucu olarak 2019 yılında gelişmiş
ülkelerde büyümenin yüzde 1,7 ile son yılların en düşük seviyesine
indiğini gördük. ABD yüzde 2,3, Euro bölgesi ise yüzde 1,3 büyürken,
dünya ekonomisindeki büyüme yüzde 2,9 ile son 10 yılın en düşük
seviyesinde gerçekleşti.
Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmamızın sonuçlarına
bu çerçeveden baktığımızda, sonuçların dış faktörlerin de etkisiyle
yaşanan finansal türbülansın ve ardından gelen dengelenme sürecinin
etkilerini yansıttığını söyleyebiliriz.
Dünyada ivme kaybeden ekonomik aktivite, ülkemizde ise artan
maliyetler ve talepteki durağanlık gibi faktörlerin etkisiyle, 2019
yılını yüzde 0,9 büyüme ile kapattık. Sanayi sektörümüz de aynı yıl
ancak yüzde 0,2 büyüdü.
Geçen yılın ekonomik konjonktüründen söz ederken, 31 Mart'ta
yapılan yerel seçimler ve ardından tekrarlanan İstanbul seçimlerini de
unutmamamız gerekir. Yılın yarısına yayılan bu seçim atmosferinin
ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini özellikle vurgulamak isterim.
Bu bağlamda 500 Büyük sonuçları hakkında şunun altını çizmek
isterim: 500 Büyük sanayi kuruluşumuz, 2019 yılında önceki dönemlerden
devrolan finansal kırılganlıkların yarattığı zorluklara karşı verdiği
çetin mücadele ile, büyüme patikasına geri dönüş çabasının sancılarını
bir arada yaşamıştır.
İSO 500 araştırmamızın bazı temel verileri ile şirket
sıralamalarına geçmeden önce, araştırmanın ortaya koyduğu ve geçen yıl
da dikkatinizi çektiğim iki olumlu gelişmeye değinmek istiyorum.
İSO 500 Büyük sonuçlarına göre son 3 yıldan beri istikrarlı bir
şekilde gerek orta-yüksek gerekse yüksek teknoloji yoğunluklu
sanayilerin yaratılan katma değer içindeki payı artış gösteriyor.
2017'de yüzde 20,2 olan orta-yüksek teknoloji payı, 2018'de yüzde
22,2'ye, 2019'da ise yüzde 23,5'e yükselmiştir. Yine 2017'de yüzde 3,6
olan yüksek teknoloji payı da 2018'de yüzde 5,3'e, 2019'da da yüzde
6,9'a çıkmıştır. 2019 yılında ilk kez orta-yüksek ve yüksek
teknolojinin yaratılan katma değerdeki payı yüzde 30'u geçmiştir.
Bunlar hiç kuşkusuz gelecek adına umut verici iyileşmelerdir.
Sanayimizin teknoloji yoğunluklu katma değer üretmesinin önünü
açacak faktörlerden biri de şüphesiz, şirketlerin AR-GE'ye yaptıkları,
yapacakları harcamalardır. 2019 500 Büyük anket verileri bu konuda da
iyimser olmamızı sağlayacak sonuçlar sunuyor.
Buna göre, 2019 yılında AR-GE harcamalarının 9,7 milyar TL olarak
gerçekleştiğini görüyoruz. Bu bir önceki yıla göre yüzde 152 artışı
ifade etmektedir. Aynı dönemde AR-GE harcamalarının üretimden
satışlara oranının da yaklaşık binde 5'ten yüzde 1'e yükseldiğini
özellikle vurgulamak istiyorum.
Bu iyi göstergelerin yanında, İSO 500'ün sanayi kuruluşlarımız ile
ilgili ortaya koyduğu ve üzerinde çok düşünmemiz gereken veriler de
bulunmaktadır. Bunların başında, finansal göstergeler gelmektedir. Ne
yazık ki bu göstergelerle ilgili olarak, bu yıl da bir iyileşmenin
olduğunu söylemekte zorlanıyoruz. 2019 yılında yaşanan tüm
olumsuzluklara karşın sanayi kuruluşlarımızın esas faaliyetlerinden
elde ettikleri başarılarının, yine finansman maliyetlerinin gölgesinde
kaldığını görmekteyiz.
2019 yılında 500 Büyük'ün finansman giderleri yüzde 33,4 düşüşle
63,8 milyar TL'ye inerken, finansman giderlerinin faaliyet karı
içindeki payı yüzde 88,9'dan yüzde 69,3'e gerilemiştir. Bu rakamlara
bakarak 2019 yılında finansman giderlerinin faaliyet karı üzerindeki
baskısının azaldığını söyleyebilsek dahi bu giderler yine de yüksektir.
Finansal göstergeler içinde öncelikle dikkatinizi çekmek istediğim
bir başka konu da İSO 500'ün kaynak yapısındaki toplam borçların
payıdır. İSO 500'ün bu göstergesinde de son beş yıldır dikkat çeken
bozulmanın 2019'da devam ettiğini görmekteyiz.
2015 yılı ile birlikte ilk kez yüzde 60'ların üstüne çıkan toplam
borçların payı 1,4 puan daha artarak yüzde 68,4'e yükselmiştir.
Özkaynakların payı ise yüzde 31,6'ya gerilemiştir. 2019 itibarı ile
İSO 500'ün kaynak yapısındaki çarpıklığın en yüksek seviyelere
ulaştığını hatırlatmakta ve bu oranların dünya ortalamalarının üstünde
olduğunu vurgulamakta yarar görüyorum.
Bu borç ve finansal yük altında sanayicinin bugün en büyük
avantajı, faizlerin düşük seviyede seyretmesidir. İSO 500'ün temel
göstergeleri de göstermektedir ki sanayici kazandıklarıyla borç
kapatamıyor. Borçla yaşamak zorunda. Bu borcu çevirebilmek adına düşük
faizlere ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle yüksek faizle mücadeleyi hiç
hafife almamalıyız.
Şimdi herkesin büyük merakla beklediği "İstanbul Sanayi Odası 500
Büyük Sanayi Kuruluşu-2019 Araştırması" sonuçlarına, ilk tablomuzla
başlamak istiyorum.
500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2018 yılında 878 milyar lira olan
üretimden satışlarını, 2019 yılında yüzde 16,4 oranında artırarak 1
trilyon liranın üzerine çıkarmıştır.
2019 yılındaki artış, 2017'deki yüzde 33,2 ve 2018'deki yüzde
34,5'lik oranlar ile kıyaslandığında, üretimden satışlardaki büyüme
performansının yavaşladığı görülmektedir. Yüzde 16,4 son üç yılın en
düşük artışı olarak dikkat çekmektedir.
İSO 500'ün yıllara göre üretimden satışlar performansına
baktığımızda, 2012-2016 döneminde görülen zayıf büyümenin, 2017 ve
2018 yıllarında yerini yüzde 19 ve yüzde 11,8 ile güçlü reel
büyümelere bıraktığı görülmektedir. 2019 yılında da reel büyüme
eğiliminin sürdüğünü görüyoruz.
2019 yılında görülen bu yavaşlamada birçok unsur etkili olmuştur.
İlk olarak ekonomide uygulanan dengeleme politikaları sonucu, iç talep
ve dolayısıyla iç satışlar yavaşlamıştır. Diğer yandan enflasyondaki
gerileme, nominal olarak hesaplanan satış büyüklüğünü sınırlamıştır.
Ayrıca başta Euro Bölgesi olmak üzere dünya ticaretindeki daralmanın
etkisiyle yaşanan ihracattaki durağanlık da satışlardaki artışın
yavaşlamasında etkili olmuştur. Son olarak emtia fiyatlarındaki düşüş
eğilimini de bu nedenler arasında gösterebiliriz.
İSO 500'ü oluşturan şirketler 50'lik gruplar halinde
değerlendirildiğinde, sıralamanın ilk 50'sini oluşturan kuruluşların
toplam üretimden satışlar içinden aldığı payın yüzde 50'ler
mertebesini koruduğunu görmekteyiz.
İSO 500'ün en önemli göstergelerinin yer aldığı tablolardan biri
de bu. Baktığımızda, 2019 yılında İSO 500'ün faaliyet karı oranı 2,8
puan gerilemiş ve yüzde 10,9'dan yüzde 8,1'e inmiştir. Toplam faaliyet
karı büyüklüğü ise 2018 yılında 108 milyar lira iken, 2019 yılında
yüzde 14,6 azalarak 92 milyar liraya düşmüştür.
2019 yılında iç talebin daralması ve dış talep koşullarının
zorlaşması nedeniyle sanayi kuruluşları, maliyet artışlarını satış
fiyatlarına yeterince yansıtamamış, hatta fiyatlarda indirime
gitmiştir. Bu nedenle faaliyet karında da önemli bir gerileme ortaya
çıkmıştır.
Önemli bir finansal büyüklük olarak FAVÖK (Faiz, Amortisman ve
Vergi Öncesi Kar) bazlı sonuçlara baktığımızda, ölçülmeye başlandığı
2013 yılından itibaren sürekli artış gösteren FAVÖK büyüklüğünün 2019
yılında ilk kez yüzde 8,1 düşüşle 140 milyar liradan 129 milyar liraya
düştüğünü görmekteyiz.
İSO 500'ün 2019'da diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karları
154 milyar lira iken, gider ve zararları 117 milyar lira olarak
gerçekleşmiştir. Bu iki arasındaki fark alındığında, İSO 500'ün 37
milyar liralık üretim faaliyeti dışı net gelir elde ettiği
görülmektedir.
Konuşmamım başında da vurguladığım gibi finansman giderleri, İSO
500'ün karlılığında belirleyici olmayı 2019 yılında da sürdürmüştür.
2019 yılında finansal dalgalanmaların azalması, Türk lirasındaki
değer kaybının yavaşlaması, enflasyondaki düşüş ve faiz oranlarındaki
gerilemelerin sonucu olarak bir önceki yıla göre finansman maliyetleri
önemli ölçüde azalmıştır. 2019'un özellikle ikinci yarısında, faiz
oranlarındaki düşüşler ile Türk lirasındaki göreli istikrar, İSO 500
için 2018'e göre daha olumlu mali koşullar yaratmıştır.
2019 yılında finansman giderleri yüzde 33,4 düşüşle 96 milyar
liradan 64 milyar liraya inerken, finansman giderlerinin faaliyet karı
içindeki payı da yüzde 88,9'dan yüzde 69,3'e gerilemiştir.
Sanayi kuruluşları 2018 yılında elde ettikleri karın neredeyse
tamamını finansman giderlerine ayırmışken, 2019 yılında finansman
giderlerinin faaliyet karı üzerindeki baskısı daha azalmıştır.
Finansal göstergeler içinde borçlanma ile özkaynakların dağılımını
yansıtan kaynak yapısı, kuruluşların finansal yapılarını ortaya koyan
önemli göstergelerden biridir.
İSO 500'de 2015 yılı ile birlikte ilk kez yüzde 60'ların üstüne
çıkan toplam borçların payı, takip eden yıllarda da artış eğilimini
sürdürmüştür. Ve 2019'da bir önceki yıla göre 1,4 puan daha artarak
yüzde 68,4'e çıkmıştır.
İSO 500'ün mali borçları yüzde 23,7 artış göstererek 329 milyar
liradan 406 milyar liraya yükselmiştir. Mali borçlardaki artış hızı,
geçen yıla göre yavaşlasa da reel olarak büyüme eğilimini sürdürmüştür.
Ancak mali borçlardaki sevindirici bir gelişme, vade yapısındaki
iyileşmedir. 2017'de yüzde 41,9, 2018'de yüzde 45,3 olan kısa vadeli
mali borçların toplam mali borçlar içindeki payı, 2019'da yüzde 41,4'e
inmiştir. Uzun vadeli mali borçların payı da yüzde 58,6'ya çıkmıştır.
Bu durum, geçen yıl gerçekleştirilen borç yapılandırmaları ile birçok
kısa vadeli mali borcun uzun vadeli hale getirildiğini göstermektedir.
Son yıllarda sürekli olarak gündeme getirdiğimiz konulardan biri
de "Devreden KDV" miktarlarıdır. Rakamlara baktığımızda İSO 500'ün
devreden KDV yükü, uzun yıllardır sürdürdüğü yüksek oranlı artışların
ardından bu yıl sınırlı bir artış göstermiştir.
Fakat sanayicinin üzerindeki KDV yükü sürmektedir. İSO 500'ün
üzerindeki devreden KDV yükü bir önceki yıla göre yüzde 1,9 oranında
artarak 10,8 milyar TL olmuştur.
Sanayicilerimizin finansmana ihtiyacı bu kadar yüksekken,
kuruluşlarımızın önemli bir kaynağını sıfır faiz ile devlete borç
vermeye devam ettiğini maalesef söylemek durumundayız.
Sanayimizin içinde bulunduğu yatırım motivasyonunu ortaya koyan
çok önemli bir veri de dönen ve duran varlık ilişkisidir.
Toplam aktifler içinde yüksek dönen varlıklar, işletme sermayesi
yönetimi açısından olumludur. Bununla birlikte duran varlıkların
payının gerilemesi, firmaların sabit kıymetlere bir başka deyişle
üretken makine ve teçhizata yönelik yatırım yapma eğiliminin
zayıfladığını göstermektedir.
İSO 500'de duran varlıkların toplam aktifler içindeki payı 2015
yılında yüzde 46,3'e yükseldikten sonra gerilemeye başlamış ve 2018
yılında yüzde 38,8'e kadar inmiştir. 2019'da ise duran varlıkların
payı küçük bir oranda artarak yüzde 39,1'e yükselmiştir.
İSO 500'de kar eden kuruluş sayısı 381'den 411'e yükselmiştir.
Faiz, amortisman ve vergi öncesi kar elde eden kuruluş sayısı 2019
yılında beş adet azalarak 483 olarak gerçekleşmiştir.
İSO 500'de teknoloji yoğunluklarına göre yaratılan katma değer
dağılımına baktığımızda 2019 yılında yaratılan katma değer itibarıyla
en yüksek payı yüzde 40 ile düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin
aldığı görülmektedir.
Orta-düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı ise 2019 yılında
5,4 puan azalmış ve yüzde 29,6 olmuştur. Orta-yüksek teknoloji
yoğunluklu sanayiler grubunun payı 2018 yılında yüzde 22,2 iken
2019'da yüzde 23,5'e yükselmiştir. Yüksek teknoloji yoğunluklu
sanayiler grubunun payı ise 2018 yılında yüzde 5,3 iken 2019'da yüzde
6,9 olmuştur.
Türkiye'de sanayinin yüksek katma değerli ve yüksek teknoloji
yoğunluklu sektörlere dönüşüm ihtiyacı sürmektedir. İSO 500 sonuçları,
ölçüm yapılan son yedi yıllık dönem boyunca ilk kez 2018 ve 2019
yıllarında yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerin payında hissedilir
bir artışa işaret etmiştir.
Konuşmamın başında da belirttiğim üzere, İSO 500 içinde
orta-yüksek ve yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerin yaratılan katma
değer içindeki payı ilk kez 2019 yılında yüzde 30'u geçmiş ve yüzde
30,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu artışın özellikle son yıllarda büyük
bir atılım gösteren savunma ve havacılık sanayi sektörlerinden
kaynaklandığı düşünülmektedir.
İSO 500'de AR-GE harcaması yapan kuruluş sayısı, 2018'de 276 ile
bu veriyi ölçmeye başladığımız 2013 yılından bu yana en yüksek
seviyeye ulaşırken, 2019'da bu sayı 14 azalarak 262'ye gerilemiştir.
AR-GE yapan firma sayısı azalırken, yine konuşmamın başında
vurguladığım gibi, yapılan AR-GE harcamalarında önemli bir artış söz
konusudur. 2019 yılında İSO 500'ün AR-GE harcamaları yüzde 150'yi aşan
bir oranla 3,8 milyar liradan 9,7 milyar liraya çıkmıştır.
Her yıl olduğu gibi sanayi sektörü istihdam ve nitelikli insan
kaynakları için önemli alanların başında gelmeye devam etmektedir. Bu
çerçevede İSO 500'de çalışan sayısındaki gelişmeler ile çalışanlara
ödenen maaş ve ücretlerdeki artışlar önemli bir gösterge olmaktadır.
2019 yılında İSO 500'ün istihdamı yaklaşık yüzde 1 artmıştır. Yine
ödenen maaş ve ücretlerdeki artış da yüzde 20,5 olarak
gerçekleşmiştir. Bu da İSO 500'ün istihdama katkı yapmaya devam
ettiğini göstermesi açısından önemlidir.
İSO 500 içinde yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısı, 2019'da
bir önceki yıla göre değişmeyerek 117 olarak gerçekleşmiştir.
İSO 500 araştırması içinde 3 yıldır yer verdiğimiz bir veriyi,
halka açık kuruluşların sayısını da buradan sizlerle paylaşmak
istiyorum. İSO 500 içinde 2017'de 69, 2018'de 67 halka açık kuruluş
bulunurken, bu sayı 2019'da 66 olarak gerçekleşmiştir.
Halka açık kuruluşların sayısının sınırlı olması, sanayi sektörü
ve sermaye piyasaları arasındaki bağın kuvvetlendirilmesi gereğini bir
kez daha ortaya koymaktadır. Bu noktada, sanayi şirketlerimizin
sermaye piyasalarına açılma ve bu piyasalardan fon sağlama konusunda
desteklenmesi oldukça önemlidir.
Şimdi İSO 500 araştırmamızda sonucu en çok merak edilen bölüme
geldik. Tablomuzda 2019 yılının en büyük 10 şirketini görmekteyiz.
İSO Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışmasında üretimden
net satışlara baktığımızda, bir önceki yılın sıralamasına göre ilk
dört şirketin 2019'da da değişmediğini ve ilk 10 şirketin de şu
şekilde sıralandığını görmekteyiz.
2019 yılında üretimden net satışlara göre en büyük kuruluş, 87
milyar 949 milyon lira ile uzun yıllardır olduğu gibi yine "Tüpraş"
olmuştur.
Araştırmaya göre Türkiye'nin en büyük ikinci sanayi kuruluşu 37
milyar 71 milyon liralık üretimden satışlarıyla "Ford Otomotiv"
olurken, üçüncülükte ise 25 milyar 851 milyon lira ile "Toyota
Otomotiv" yer almaktadır.
Sıralamadaki dördüncü şirket, geçen yıl olduğu gibi, 24 milyar 635
milyon liralık üretimden satışlarıyla "Oyak-Renault" olmuştur.
2019 yılının ilk 10 şirketi arasında, İSO 500 listesine bu yıl ilk
kez katılan bir şirket var. Star Rafineri, 20 milyar 831 milyon
liralık üretimden satışları ile sıralamaya beşinci sıradan girdi.
Bu şirketimizi 2018 yılında da altıncı sırada yer alan "Arçelik"
18 milyar 618 milyon lira ile izliyor.
Yedinci sırada "Tofaş", 17 milyar 214 milyon lira ile bulunuyor.
Tofaş'ı, İskenderun Demir Çelik 16 milyar 392 milyon lira ile
sekizinci olarak izliyor.
Bu yıl dokuzuncu sırada isminin açıklanmasını istemeyen bir
şirketimiz yer alırken onuncu sıradaki sanayi şirketimiz, 14 milyar
146 milyon liralık üretimden satışları ile "Ereğli Demir ve Çelik"
olmuştur.
Eğer dosyalarınızın içinde bulunan ve az önce bahsettiğim 1970
yılına ait Türkiye'nin en büyük şirketleri araştırmamıza bakacak
olursanız, orada bulunan iki şirketin, Arçelik ve Ereğli Demir
Çelik'in bugün de en büyük 10 şirket arasında bulunduğuna dikkatinizi
çekmek istiyorum. Geçen yarım asra karşın bu şirketlerimiz hala en
büyükler arasında yerini koruyor.
İSO 500'ün ihracatına gelince 2019 yılında yüzde 2,4 artarak 73,5
milyar dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Aynı yılda Türkiye'nin
ihracat artışı yüzde 2,1, Türkiye sanayi ihracatı artışı yüzde 2,3
olmuştur. İSO 500'ün ihracatı, bu iki orana oldukça yakın bir büyüme
göstermiştir.
2019, kuşkusuz küresel konjonktürün de etkisiyle ihracat hızının
en düşük olduğu yıllardan biri olarak dikkat çekmektedir. Bu noktada
şunu vurgulamakta yarar görüyorum. Döviz kurlarında dalgalanmanın
yüksek olduğu 2019 yılındaki sınırlı ihracat performansı, ihracat
artışının tek başına kura bağlı olmadığını göstermektedir.
Bir yanda ticaret savaşları, diğer yanda dünya geneline yayılan
korumacılık önlemleri 2019 yılında dış pazarları oldukça zorlu bir
hale sokmuştur. Dünya mal ticareti daralmış ve ihracatta rekabet daha
da artmıştır. Türkiye'nin önemli ihraç kalemlerinden biri olan metal
ürünleri ihracatı da ABD ve AB'nin korunma önlemi uygulamaları ile
karşılaşmıştır.
Diğer yandan Türkiye'nin önemli ihracat pazarlarında özellikle
yılın ikinci yarısında yaşanan daralma da sanayi şirketlerinin ihracat
performansına olumsuz yansıyan faktörler olmuştur. Bu konjonktür
içinde İSO 500'ün Türkiye sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 42
olarak gerçekleşmiştir.
İSO 500 kapsamındaki sevindirici gelişmelerden biri de ihracat
yapan firma sayısıdır. Bundan 30 yıl önce ihracat yapan firma sayısı
409 iken, son yıllarda bu rakam 450'ler bandını aşarak 2019'da 463
olmuştur. Bu da bizlere İSO 500'de yer almak için ihracat yapmanın
adeta bir ön koşul olduğunu bir kez daha göstermektedir.
İSO-Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2019 raporu, bu
sonuçlarıyla, az önce de ifade ettiğim gibi bizlere sadece sanayimizin
değil ekonomimizin de dönemsel check-up'ını vermektedir.
Görüyoruz ki ekonomimiz için çok zorlu başlayan 2019 yılında
sanayi sektörümüz, tüm olumsuzlukları belli ölçüde aşarak ekonomimize
olan katkısını güçlü bir şekilde sürdürmüştür. Özellikle yılın
sonlarına doğru üçüncü çeyrekte ortaya koyduğu yüzde 6 civarındaki
güçlü büyüme performansı ile, ekonomimizin pozitif büyüme patikasında
kalmasında önemli bir rol oynamıştır. Sanayimizdeki büyüme, bu önemli
katkısıyla zor süreçlerin teminatı ve sigortası olduğunu bir kez daha
ispatlamıştır.
Yeri gelmişken bugün yaşamakta olduğumuz Covid-19 salgınına da
sanayimiz ve üretim hayatımız bağlamında birkaç cümle ile değinmek
istiyorum. Salgın 2020'nın hemen başında başladığı için, sanayi
sektörümüzün bu süreçten nasıl etkilendiğini 500 Büyük üzerinden ancak
gelecek yıl görebileceğiz.
Şunu söylemek gerekir ki dünya, tarihte eşine az rastlanan bir
kriz yaşamaktadır. İnsanları içeriye kapatan, petrolden, sanayi ve
tüketime kadar birçok alandaki talebi bıçak gibi kesen bir tablo ile
karşı karşıyayız. Ekonominin en önemli kuralının talebin oluşması
olduğunu adeta yaşayarak öğreniyoruz. Talep şalterini bir anda
indirdiğinizde neler olduğunu görüyoruz.
Yaşanmakta olan bu olağan dışı süreçten tüm sektörler etkilendi.
Bu zor günler yaşanırken, sanayimiz ile ilgili bir konuya dikkatinizi
çekmek istiyorum. Türkiye sanayisi bu süreçte bütün zorluklara rağmen
toplumsal sorumluluğunu yerine getiriyor ve üretimin ne kadar önemli
ve hayati olduğunu bu dönem bir kere daha ortaya koyuyor.
Ülkemizin sorunları olmakla birlikte krizlere rağmen güçlü bir
üretim yapısı ve üretmek arzusuna sahip sanayicileri olduğunu buradan
bir kez daha gururla söyleyebiliriz. Son beş aydan beri hayat belirli
ölçüde donmuş olsa dahi sağlıktan temel ihtiyaç malzemelerine, fedakar
çalışanlarımız ile birlikte üretimde bir başarı hikâyesi yazılıyor.
İhracatımız her şeye rağmen devam ediyor.
Nitekim İstanbul Sanayi Odası olarak her ay açıklamakta olduğumuz
Türkiye İmalat PMI ve Türkiye İhracat İklimi Endeksi, Haziran'da
sanayide güçlü bir toparlanmaya işaret etmektedir. Türkiye İmalat PMI
40,9'dan 53,9'a çıkarken, İhracat İklimi Endeksi 34,1'den 47,5'e
yükselerek sanayi çarklarının güçlü bir şekilde dönmeye başladığını
göstermiştir. Bunun yanında ihracat pazarlarında yaşanan olumlu
gelişmeler de önümüzdeki günler için umut vermektedir.
Tabii bu süreçte çalışan şirketlerimizin hepsi daha sağlıklı, daha
korunaklı çalışma koşulları oluşturma çabası içindeler. Biz de
İstanbul Sanayi Odası olarak bu anlamda üzerimize düşen görevi en iyi
şekilde yerine getirmenin gayreti içindeyiz. Oluşturduğumuz "Covid-19
Çalışma Standartları" ve daha birçok eğitim çalışmalarımızla bu sürece
kurumsal ve sosyal sorumluluğumuzun bir gereği olarak katkı sağlıyoruz.
Ülkemizin aydınlık yarınları için sanayimizi ve üretim gücümüzü
ayakta tutmak zorundayız. Sözlerime bu duygularla son verirken, bu
önemli araştırmayı kamuoyu ile paylaşmak üzere bizimle birlikte
olduğunuz için hepinize tekrar teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimi
sunuyorum."

Foreks Haber Merkezi ( haber@foreks.com )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey




'
18:059.722
Değişim :  0,00% |  0,00
Açılış :  9.716  
Önceki Kapanış :  9.722  
En Düşük
9.668
En Yüksek
9.767
imkb grafik
BIST En Aktif Hisseler18:05
BURCE 258,50 246.466.441 % 10,00  
EDIP 23,76 11.400.951 % 10,00  
VAKBN 18,59 2.543.228.297 % 10,00  
SNKRN 40,26 4.902.534 % 10,00  
KENT 1.408,00 21.600.128 % 10,00  
18:05 Alış Satış %  
Dolar 32,5392 32,5620 % 0,07  
Euro 34,9471 35,0547 % 0,65  
Sterlin 40,3142 40,5163 % 0,05  
Frank 35,3593 35,5365 % 0,09  
Riyal 8,6198 8,6630 % 0,00  
18:05 Alış Satış %  
Gümüş ONS 27,15 27,18 % 0,66  
Platin 904,14 906,63 % 0,66  
Paladyum 994,40 998,97 % 0,66  
Brent Pet. 88,20 88,20 % 0,66  
Altın Ons 2.318,13 2.318,51 % 0,66