Türkiye piyasaları ucuz filan değil
04.03.2014 00:00Son güncelleme : 04.03.2014 00:00
Son haftalarda TL’de devaluasyonun durması ile yatırım bankalarına bir cesaret geldi. Mesela Merrill Lynch ve HSBC BİST’in çok ucuz kaldığını müjdeleyerek, okurlarını alım yapmaya davet ettiler.
Adını vermeyeyim, bizim güzide yerli yatırım bankaları arasında da bu görüşü kısmen paylaşanlar var. TL’nin politikadan yayılan şoklara rağmen Şubat diplerinden uzak durması, BİST-100’ün ise bir türlü 61 bin puanın altına inememesi hep bu görüşe bağlanıyor: Fiyatlar o kadar ucuz ki, biraz düşünce hemen alıcı geliyor. Sakın bu teranelere kanmayın. Birincisi, Türkiye ucuz filan değil. İkincisi, bazı şeyler ucuzdur ve ebediyen de ucuz kalmaya mahkumdur. Benim gibi 25 yıldır bu piyasalarda ter dökenler, 1991-1992, ve 2011-2002’de piyasada nasıl aylarca yaprak kıpırdamadığını çok iyi hatırlar. Türkiye daha da ucuzlayacak ve çok uzun süre ucuz kalacak, çünkü hergün biraz daha derinine sürüklendiğimiz siyasi- ekonomik krizden çıkış yolu görünmüyor.
Ucuz göreceli bir kavram. Neye göre ucuz diye sormak lazım. Stratejistlere göre, BİST son 5 yılın ortalama ileriye dönük F/K’sı ve Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) borsalarına göre ucuz. Ehh, öyle olması da adildir zaten. Gezi Parkı olayları başlayıncaya kadar Türkiye GOP’un göz bebeğiydi. O zaman herkes TL cinsinden varlıkların GOP’a yüksek primle işlem görmesini alkışlıyordu. Ama şimdi biz dünyanın en kırılgan 5 ülkesi içinde bir ya da iki numarayız. Tabii ki değerlemeler iskontolu olacak. 2013’e kadar, Türkiye’nin ortalama büyüme kapasitesi %4-5 arasında tahmin ediliyordu. Bu sene belki %2.5 büyürüz, belki de resesyona gireriz. Gelecek sene de büyümenin toparlanacağına dair pek fazla bir işaret yok. Hatırlatayım, gelecek sene Fed faiz artırmaya başlayınca bizim cari açık yine göze batacak. Artan kredi maliyetleri ile hala 220 milyar dolar düzeyinde seyredecek dev bir dış borç ödeyeceğiz ve bir de genel seçimler var. BİST ucuz diyenler önce MSCI GOP Hisse Endeksi’nin sürdürülebilir bir ralliye geçmesini beklesin, sonra Türkiye’de büyümenin yeniden toprlanacağına diar işaretleri arasın. Aksi halde, BİST çok uzun süre ucuz kalmaya mahkum. Böyle durumlarda “kelepir hakettiği fiyatı bulur” değil, ”yerçekimi kanunu” devreye girer. Yani, millet ucuz diye almaz. Çıkamayan, düşer diye satışa geçer.
Bakın, Türkiye’de hiç bir şey ucuz değil. Mesela, TL hiç de öyle değerinin altında filan değil. Geçen hafta Brezilya merkez bankası, dün de Rusya MB mecburen faiz artırdılar. TL’nin Şubat’ın ikinci yarısında toparlanmasının tek nedeni var. O da TCMB’in şok faiz rejimi ile dövizimizi çabucak para kazanmayı seven “carry traderler” yani ülkelerarası faiz arbitrajı yapanlar için cazip hale getirmesi. Ama, bize benzer ülkelerde faizler yükseldikçe, TL’nin göreceli cazibesi azalacak.
TL’ye dönmek için bir gerekçe daha var ki ben de kısmen katılıyorum: TL’nin bugünkü değeri herhalde cari açığı GSYIH’nın %5.5’una kadar indirir 12 aylık dönemde, ama bu daralma yetmez ki? Size linkte Financial Times’dan bir makale sundum. Morgan Stanley’den Rushir Sharma, üşenmemiş araştırmış. 1960 yılından bu yana 5 yıl arka arkaya cari açığı GSYIH’ın %5’ni aşan ülkeler hem ilerleyen yıllarda yavaşlamış hem de döviz krizine girmişler. Sharma, bizimle aynı görünümü paylaşan 15 ülkeden 13’nün yavaşladığını, 11’nde ise döviz krizi yaşandığını tespit etmiş. Eğer istikrarlı bir ekonomiye geçiş amaçsa, TL’nin bugünkü değeri yanlış, bize daha zayıf bir TL, mesela dolar/TL 2.40 lazım ki cari açık %5’in altına insin.
DİBS’de bileşik faizler %11 civarında. Bu da ucuz değil. Dün açıklanan enflasyon rakamlarından sonra, ekonomistler baharda TÜFE’nin %9’u aşacağını yazmaya başladı. Türkiye, TCMB’nin kahramanca faiz artırımına rağmen 2014-2015’te yükske kronik enflasyon promleminin üstesinden gelecek dinamiklere sahip değil. Çözüm? Çok basit. Mart yerel seçimleri geçip elektrik ve doğal gaz zamları devreye girsin, piyasalar TCMB’dan ikinci tur faiz yükseltmesini talep edecek. Biraz uzun vadeli düşünelim. Eğer enflasyon 2015’de dahi yüksek seyredecek ve Fed de 2015 ortasında parasal sıkılaştırmaya başlayacaksa, TCMB’nin dün %12’ye çektiği fonlama faiz yeterli olmaz. Ama, fonlama faizi aylarca %11-12 veya üstünde kalacaksa, NİYE gidip %11 verimden 2 yıl vade riski olan DİBS’i alayım ki? TCMB’nin çok uzun süre faiz indirmeyeceği algısı yayılınca, DİBS’de getiri %12.5-13.5’a doğru tırmanacak.
En sonunda en başa döneyim: Eğer dolar/TL ve DİBS bileşik faizleri daha da yükselecekse, BİST-100’de tüm şirketlerin 2014-2015 kar tahminleri bir tur daha aşağı revize edilecek ve borsanın ucuz değil, pahalı olduğu ortaya çıkacak.
Tüm bu değerlemeleri filan bir kenara koyup kendinize sorun: Yarına güveniyor musunuz ? Güveniyorsanız, korkmayın alın hisseleri, DİBS’i. Sonuçta piyasa Türkiye’nin yarınını fiyatlar. Yok, bu politik kriz beni depresyona soktu diyorsanız riskli varlıklardan kaçın. Altın mevduat ve döviz bize şimdilik yeter.
Atilla Yesilada
Twitter: @AtillaYesilada1
Yazarın diğer makaleleri için ziyaret edin: www.paraanaliz.com