Türkiye’nin ekonomik gelişmeleri

18.02.2016 17:09

Küresel büyümeye dair oluşan endişeler ve ülke merkez bankalarının para politikalarına ilişkin belirsizlikler piyasalardaki oynaklığı arttırmaya devam ediyor. Amerika Merkez Bankası (Fed) yaklaşık 10 yıldır sürdürdüğü 0-0.25% faiz oranlarını 15-16 Aralık tarihinde gerçekleştirilen Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında oy birliğiyle alınan karar doğrultusunda 25 baz puan artırarak yüzde 0.25-0.50% oranına yükseltmişti. Fed’in 2016 yılında devam etmesi planlanan faiz artışının ılımlı ve kademeli olarak gerçekleştirileceği algısı piyasa oynaklıklarının hafiflemesine neden olmuştu. 26-27 Ocak’taki ayında yapılan FOMC toplantısının dün açıklanan tutanaklara göre yetkililer aşağı yönlü risklerin ve belirsizliklerin arttığına dikkat çekti ve durumun ABD ekonomisi üzerinde artan bir risk teşkil ettiğine dair endişelerini belirtti. Fed faiz artırım kararı alınması öncesi enflasyonda belirgin bir iyileşme görmek istedikleri ve faiz artırımlarının hızının ve zamanlamasının verilere bağımlı olacağını vurguladı. Tutanaklarda yer alan bilgilerin genel olarak piyasalarca beklenene paralel olması nedeniyle çok sert hareketlerin oluşmadığı izlendi.

Küresel iktisadi faaliyetlerin yavaşlama eğilimi global çapta büyüme tedirginliklerine sebep olmuştu. Avrupa Merkez Bankası 2015 yılının son çeyreğinde enflasyon görünümünde aşağı yönlü risklerin artmasıyla mevduat faiz oranlarında 10 baz puan indirim kararı aldı. Çin imalat sanayi verisinin olumsuz seyri piyasalarda yavaşlamanın derinleşeceği algısı oluşturarak Çin’in ticaret ortağı olan gelişmekte olan ülkelerin de iktisadi faaliyetlerini olumsuz etkiledi. Çin kaynaklı finansal risklerin etkisini artırması ve Çin’in yeni normal olarak adlandırdığı tüketime dayalı büyüme modeli çerçevesinde piyasalarda büyüme endişeleri etkisini derinleştirdi. Küresel arz fazlası nedeniyle petrol fiyatlarının düşük seyri küresel piyasalarda belirsizlik ortamının artmasını destekledi. Belirsizlik ortamının artmasıyla küresel risk iştahındaki azalma gelişmekte olan ülke hisse senedi ve borçlanma senedi piyasalarından çıkışları beraberinde getirdi.

Yurtiçi piyasalarda siyasi belirsizliğin giderilmesiyle kur hareketleri aşağı yönlü eğilim göstererek yurt içi risklerin azalmasına neden olsa da küresel piyasalardan kaynaklanan riskler finansal piyasaları olumsuz etkilemeye devam etti. Emtia fiyatlarındaki düşük seyrin devam etmesi iktisadi faaliyet ve cari dengeyi olumlu yönde etkiledi. Küresel piyasalarda oluşan oynaklıklar Türkiye ekonomisini de etkisi altına aldı. Enflasyon görünümü değerlendirildiğinde, enerji fiyatlarındaki gerileme enflasyonu olumlu etkilese de artan maliyetler çekirdek enflasyonun iyileşmesini sınırlandırdı. 2015 yılının son çeyreğinde tüketici enflasyonu bir önceki çeyreğe kıyasla 0,86 puan artış göstererek 8,81 beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Türk Lirası’nın 2015 yılının ilk üç çeyreğinde ABD Doları ve Euro karşısında yaşadığı birikimli değer kaybı son çeyrek enflasyonunu olumsuz etkiledi. Türk Lirası’nda gözlenen değer kaybı ve asgari ücret artışının gerçekleşmesi orta vadeli enflasyon beklentilerde bozulmalara neden oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5%’lik enflasyon hedefine ulaşabilmek için enflasyonu düşürmeye yönelik politika duruşunu sürdüreceğini bildirdi. TCMB enflasyon hedefine kademeli olarak ulaşacaklarını bildirirken 2016 yılında 7,5%, 2017 yılında 6% ve 2018 yılında %5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngördü.





2015 yılının ilk çeyreğinde güçlü seyreden istihdam artışı, ikinci çeyrekte yavaşlama göstermiştir. İşgücü katılım oranlarında gözlenen artış, işsizlik oranlarının artmasına neden olmuştu. İşgücü 2015 yılı Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 831 bin kişi artarak 29 milyon 801 bin kişi olurken, işgücüne katılma oranı 0,3 puan artışla 71,3% olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı ise 0,2% azalış göstererek 10,5% seviyesinde gerçekleşti.

Cari işlemler dengesi ise iyileşmeye devam etmektedir. Geçen yılın aynı döneminde 6,66 milyar dolar açık veren cari işlemler dengesi, 2015 Aralık ayında 5,07 milyar dolar açık vererek daralmaya devam etti. Cari işlemler açığının finansman tarafından inceleyecek olursak, doğrudan yabancı yatırımların ve uzun vadeli kaynakların katkısının arttığını görülmekte. Hisse senedi ve bono tarafında portföy çıkışlarının ve kısa vadeli fon akışlarının dış finansman içindeki payının giderek gerileme kaydetmiş.



USDTRY

Suriye sınırında yaşanan gerginliğin etkisiyle oluşan jeopolitik riskler ve Anayasa uzlaşma komisyonunu toplantısında başkanlık tartışmaları nedeniyle artan siyasi riskler USDTRY kurunun 2.9835 seviyesine yükselmesine neden olsa da gelişmekte olan para birimlerinin Dolar karşısında değer kazanmasıyla oluşan satış baskısı kurun 2.9430 seviyesine geri çekilmesine neden olmuştu. Dün açıklanan FOMC tutanaklarında Fed yetkililerinin ABD ekonomisinin ABD dışı ülkelerden kaynaklı büyüme endişelerindeki artışı göz önünde bulundurarak faiz artırımın erken olduğunu konusunda anlaşmaya vardıkları görüldü. Ayrıca yetkililer petrol fiyatlarının, hisse senetlerinin ve global ekonomik gelişmelerin izleneceğini söylemlerini yinelediler. Kur, tutanaklar sonrasında 55 saatlik hareketli ortalama üzerine çıkamadı. Dün akşam saatlerinde Ankara’da meydana gelen patlama sonrasında bugün Diyarbakır’da da askeri araca düzenlenen bombalı saldırı yurt içinde risklerin etkisini arttırarak güven ortamının bozulmasını destekledi. USDTRY kuru 2.9510 seviyesinden başlattığı yukarı yönlü fiyatlamasını 200 saatlik hareketli ortalama üzerine taşıdı. Teknik açıdan 4 saatlik grafik incelendiğinde, kurun yükseliş trendi içerisinde seyrini sürdürüyor. Yukarı yönlü fiyatlamanın oluşması durumunda 2.9825 direnç seviyesi takip edilebilir. İlgili seviye üzerinde alımların etkinlik kazanması durumunda psikolojik teknik seviye olan 3.00 direnç seviyesi hedeflenebilir. Satış baskısının oluşması durumunda ise 2.9425 destek seviyesinin aşılması durumunda 2.9210 ve 2.9030 destek seviyelerine geri çekilmeler gösterebilir

Destekler:2.9425-2.9210-2.9030
Dirençler:2.9825-3.0000-3.0220

Müge Kula/ Venbey Yatırım
Menkul Değerler Araştırma Uzmanı