TÜSİAD toplantısı açılış konuşması

17.09.2014 08:57

“Sayın Büyüklerim... Zahmet buyurarak TÜSİAD’ın bu toplantısına teşrif ettiğinize göre, ekonomimizin ve de ‘Türk Sanayici ve İşadamları’nın durumunu merak edersiniz. Ekonomide üretimin yarıdan fazlasını gerçekleştiren TÜSİAD üyeleri ne yapıyor, ne ediyor öğrenmek isterseniz. Her ne kadar TÜSİAD kırk yıl önce ilgilenenlere ekonomide olup biteni anlatmak amacıyla kurulduysa da... Zamanla yurtiçinde, yurtdışında önemli meselelerle uğraşmaktan ekonominin ve de üyelerinin durumunu ve sorunlarını sergileyecek bilgi ve rakamları derlemeye ve açıklamaya vakit bulamaz oldu...
İşte bunun içindir ki bendeniz sizlerin merakını giderebilmek için İSO’nun 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasına ve TÜİK rakamlarına dayalı olarak arz-ı malumat eyleyeceğim. Bu iki kaynağın yayımladığı bilgi ve rakamlar ekonominin ve de TÜSİAD üyelerinin durumunu ortaya koyuyor.”
***
Buraya kadar yazdıklarım, TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi toplantısı için, “mesela” diye hazırladığım konuşmanın girişidir... Malum-u aliniz bendeniz kırk yıl önce TÜSİAD’ın “kâtib-i umumi”siydim. Her toplantı öncesi, ekonominin ve de TÜSİAD üyelerinin durumunu anlatmak için bir konuşma yapardım... Mesela... Mesela dedim ya... Gene aynı işte çalışsaydım, mesela, gene TÜSİAD üyesi iş adamlarının durumunu anlatmak görevi bana verilseydi... Konuşmama, yukarıdaki gibi başlar, sonra devam ederdim.

Mesela dedik...
“Sayın Büyüklerim... derdim, o kadar önemli değil ama nasıl anlatsam bilemiyorum... Ekonomide tarımda, sanayide bir acayiplik ortaya çıktı. On yıl önce milli gelirin oluşumunda tarımın payı yüzde 9.7 idi, şimdi yüzde 7.2... On yıl önce sanayi üretimi, milli gelir oluşumuna yüzde 17.7 katkı yapıyordu. Şimdi sanayinin katkısı yüzde 15.4’e düştü...
Tabii ki dert etmeye değmez. Nitekim, rezidans, AVM, TOKİ evleri falan filan..... Yani bunları görmezden gelemeyiz... İnsanlar tarlada, sanayide üretmek için çalışırlarsa, bu rezidanslarda oturmaya, AVM’lerden alışverişe zamanları mı kalır?
Sayın Büyüklerim (sizin anlatımınızla) kişi başı milli gelir 3.494 dolar iken 6 yılda 3’e katlanıp 2008’de 10.444 dolar olmuştu... Derken nazar değdi.. Son 6 yılda 10 bin dolara oturdu, kaldı. 2008’den bu yana 11 bin dolara çıkamıyoruz. 2013 yılında 10.807 dolar oldu. Dolar fiyatı arttıkça kişi başı gelir azarlıyor..... Bu yıl 10.401 dolara geriledi. Suç bizim değil. Küresel krizi çıkaranların... Ama dert etmeye değmez, mühim olan insanlık...
TCMB açıkladı. Özel sektörün yurtdışından sağladığı döviz kredileri 2003 yılında 30 milyar dolarken, 2013 yılında 157 milyar dolar, 2014 yılının haziran ayında 166 milyar dolar oldu. Allaha şükür, borçlanmada hızımız kesilmiyor. Yurtdışında itibarımız sağlam...


Satışlar değil borç artıyor

Sanayide 500 büyüğün 2013 yılı net satışları yüzde 7.4 artarken, toplam borçları yüzde 25.4 arttı. Tabii ki artacak... Borç yiğidin kamçısıdır.
Faiz ucuz, borçlanmak kolay olduğu için girişimcilerimiz sanayi kuruluşları üzerinden borçlarını büyütüyor. Parayı sanayide kullanamazsa, inşaatta kullanıyor. Yüksek borçlanma, kur farkı yüküne ek olarak verimin ve üretimin artırılamaması 500 büyükte ortalama kâr oranının yüzde 4.9’a gerilemesine yol açtı diyorlar. Desinler. İlla da kâr olacak diye bir kaide yok. Kaldı ki ne kadar az kâr, şirketlere o kadar az vergi yükü getirir.
Sayın Büyüklerim, son günlerde yayımlanan rakamları bizler şüpheyle karşılıyoruz. Ekonomide bu kadar başarılar sergilenirken bunlar tabii ki doğru olamaz. Güya 2014 yılının ilk yarısında TL ile ekonomi yüzde 3.3 büyürken, dolar ile yüzde 6 küçülmüş. Güya mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı geçen haziran 8.9 oranında iken bu haziran yüzde 9.9’a tırmanmış. Bunlar önemli...
Sayın Büyüklerim, sizleri daha fazla rahatsız etmek istemiyorum. Yatırım, yatırım, yatırım... Üretim, üretim, üretim... İyi de köprüler, tüneller, dağda taşta yükselen binalar ne oluyor... Bunlar yatırım değil mi?
Türkiye’de 2002’deki 2 milyar dolarlık Ford yatırımından bu yana, ihracata dönük büyük sanayi yatırımı yapılmadığını söyleyenler, göğe tırmanan gökdelenleri göremeyen körlerdir, halkın mutluluğuna kulak tıkayan sağırlardır. Ekonomimiz doğru yoldadır. Saygılarımla...” der kürsüden inerdim...

(Bu yazılanları sakın ciddiye almayınız... Mesela diyerek yazdım...)