ANALİZ-Piyasalarda Haftalık Gelişmeler/Beklentiler(T-BANK)

26.05.2017 16:33
ANALİZ-Piyasalarda Haftalık Gelişmeler/Beklentiler(T-BANK)


T-BANK ( http://www.tbank.com.tr ) Tarafından Hazırlanan Haftalık
Bülten:
"Küresel piyasalar bu hafta oldukça dalgalı seyretti. ABD doları
genel olarak zayıf eğilimini sürdürdü. Trump yönetimiyle ilgili siyasi
endişeler ve ABD ekonomisine ilişkin makro verilerin istihdam dışında
zayıf seyretmesi dolarda güçlenmeyi engellemekte. Fed’in son
toplantısına ilişkin tutanaklar da Fed üyelerinin faiz artırımını
desteklemekle birlikte ABD ekonomisindeki yavaş seyir konusunda
kuşkulu olduklarını göstermekte. Buna göre, Haziran’da bir faiz
artırımı yapılsa bile bundan sonraki dönem için belirsizlik daha
fazla. Bu arada Fed üyelerinin merkez bankasının bilançosunun
küçültülmesi için hazırlanan bir tasarıyı da görüştükleri ifade
edilmekte. Bu gelişmelerin ışığında dolar endeksi bu hafta 96
seviyesine kadar geriledi. Bugün ise ABD’de büyüme verisinin
beklentilerden yüksek gelmesiyle dolar hafif toparlandı. Öte yandan,
euro hem Euro Bölgesi’ne ilişkin büyüme ve enflasyon verilerinin
olumlu olması, hem de ECB’nin Haziran toplantısında parasal
normalleşme konusunda adım atacağı beklentileriyle dolar karşısında
güçlü seyrini sürdürdü. Japon yeninin de dolar karşısında değer
kazandığını görmekteyiz. İngiliz sterlini ise Manchester’daki terör
saldırısı ve yaklaşan seçimler öncesi May hükümetine desteğin azalması
sonucu değer kaybetti. Bu arada, bu hafta gelişmekte olan para
birimleri dolar karşısında nisbeten güçlü konumunu sürdürmekte. Ancak
OPEC toplantısında petrol üretiminin azaltılması kararının çıkmasına
rağmen petrol kesintisi miktarının aynı kalması ve süre uzatımının 9
ayda kalması piyasalarda petrol fiyatının düşmesine neden oldu. Bu da
emtiaya bağlı gelişmekte olan para birimlerini olumsuz etkiledi.
Ayrıca Brezilya’daki siyasi kriz ve Çin’in kredi notunun düşmesi gibi
unsurlar bu ülke para birimlerinin de değer kaybına yol açtı.
ABD doları, haftalık bazda euro ve yene karşı değer kaybetti.
Euro/dolar paritesi 1.1185 dolar/yen ise 111.15 civarında seyrediyor.
Petrol fiyatları, OPEC toplantısındaki karara rağmen petrol
üretimi kısıntısının aynı kalmasıyla değer kaybetti. Vadeli Brent ham
petrolünün varili 51.10 dolar, ABD hafif ham petrolünün varili 48.60
dolar civarında.
Altın fiyatları dolardaki düşüş ve küresel siyasi endişelerle
yükseldi. Altının onsu 1265 dolar civarında seyrediyor.
Türkiye’de bu hafta önemli bir veri açıklaması yoktu. İmalat
sanayi kapasite kullanım oranı Mayıs ayında yatay seyretti. Ekonomik
güven endeksi yükselirken, reel kesim güven endeksi hafif geriledi. Bu
da ekonomik faaliyetlerde genel olarak artışa işaret etmekte. Öncü
göstergelere göre ihracatın da Mayıs ayında iyi gittiği bildirilmekte.
Haftaya Nisan ayı dış ticaret verileri açıklanacak.
Türkiye piyasaları bu hafta daha çok küresel piyasalara ve
dolardaki gelişmelere göre hareket etti. Dolar/TL paritesi 3.56-3.58
arasında dalgalandı. Dolardaki zayıflık Türk Lirası’nı da olumlu
etkilerken, Fed’in tutanaklarından sonra gelişmekte olan para
birimlerinin dolara karşı güçlenmesinden ise Türk Lirası’nın fazla
yararlanamadığını görmekteyiz. Euro/TL paritesi ise 4.00 civarında
hareket etti. Faizlerde ise gerileme oldu. Özellikle yeni gösterge
olan iki yıllık tahvil faizleri %11’e doğru geriledi.
Cumhurbaşkanı’nın Brüksel ziyareti ise AB konusunda somut bir gelime
kaydedilmediği için piyasaları fazla etkilemedi.
Gelecek hafta ABD’de aylık ve yıllık PCE fiyat endeksi ve
tarımdışı istihdam ile işsizlik verisi açıklamaları önem taşıyor. Bu
veriler Haziran ortasındaki Fed toplantısı öncesinde faiz artırımına
dönük önemli ipuçları verebilir. Bu arada Trump yönetimine ilişkin
soruşturma süreci de izlenmekte. Türkiye piyasalarında ise haftaya dış
piyasaların yansıra özellikle olası bir kabine değişikliği ve kabinede
ekonomi yönetimine ilişkin yapılanmalar izlenecek. Ekonomi yönetiminin
yeniden tek elde toplanabileceği belirtilmekte. Bu gelişme
gerçekleşirse piyasalar tarafından olumlu karşılanabilir. Bu arada
tabii ki olası yeni kabinenin ekonomi konusunda atacağı adımlar ve
reform gündemi de piyasalar tarafından merakla bekleniyor. Mevcut
durumda küresel piyasalarda dolardaki nisbeten zayıf seyrin süreceği
varsayımıyla dolar/TL paritesinin 3.55-3.60 arasındaki hareketini
sürdüreceğini tahmin ediyoruz. ABD’de beklentilerden daha yüksek
verilerin gelmesi ise doları tekrar güçlendirebilir. İki yıllık
bileşik tahvil faizlerinin ise %11-%11.25 arasında dalgalanmasını
bekliyoruz.

TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son ekonomik gelişmeler...
Merkez Bankası (TCMB), imalat sanayinde kapasite kullanım oranının
(KKO) Mayıs ayında bir önceki aya göre 0.4 puan artarak yüzde 78.8
seviyesinde gerçekleştiğini açıkladı. İmalat sanayi genelinde
mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı bir önceki
aya göre 0.1 puan artarak yüzde 78.9 seviyesinde gerçekleşti.
Merkezi yönetim brüt borç stoku Ocak sonu itibarıyla 794.5 milyar
TL olarak gerçekleşti. Borç stokunun 486.9 milyar TL tutarındaki kısmı
Türk Lirası cinsi, 307.6 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi
borçlardan oluştu.
Ekonomik güven endeksi Mayıs’ta bir önceki aya göre yüzde 1,1
oranında artarak 99,5 değerinden 100,5 değerine yükseldi. Endeks
yükselişini 5'inci aya taşımış oldu. Ekonomik güven endeksindeki
artış, tüketici, hizmet sektörü, perakende ticaret sektörü ve inşaat
sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı. Mayıs ayında
tüketici güven endeksi 72,8 değerine, hizmet sektörü güven endeksi 102
değerine, perakende ticaret sektörü güven endeksi 102,8 değerine ve
inşaat sektörü güven endeksi 86,3 değerine yükseldi. Mayıs ayında reel
kesim (imalat sanayi) güven endeksi 104,8 değerine geriledi.
Reel kesim güven endeksi Mayıs ayında bir önceki aya göre 2 puan
azalarak 109.2 oldu. Merkez Bankası verilerine göre mevsimsellikten
arındırılmış reel kesim güven endeksi ise bir önceki aya göre 1.5 puan
azalarak 104.8 oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden parti başkanı seçildi…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2.5 yıl aradan sonra yeniden genel
başkan seçildiği Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) olağanüstü
kongresinde, partinin kongreden sonraki en üst karar organı olan
Merkez Karar ve Yürütme Kurulu'nun (MKYK) üçte birinden fazlası
değiştirildi. Kongrede yapılan tüzük değişikliği ile MKYK'nın
yetkileri de önemli ölçüde artırıldı. Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanı
seçildikten sonra o dönem yürürlükte olan anayasa nedeniyle AKP ile
ilişiği kesilen Erdoğan'dan sonra, AKP genel başkanlığına Ahmet
Davutoğlu seçilmişti. Davutoğlu da geçtiğimiz yıl 22 Mayıs'ta yapılan
olağanüstü kongre ile koltuğunu Yıldırım'a bırakmıştı. AKP kongresinde
Erdoğan 1,414 oyla yeniden genel başkan seçildi. Anayasa
değişikliğinin 16 Nisan referandumunda kabulü ile cumhurbaşkanının bir
partiye üyeliği önündeki engel kalkmış, bunun ardından Erdoğan, 2
Mayıs'ta kurucusu olduğu AKP'ye yeniden üye olmuştu. Genel başkan
seçimi sonrasında yapılan MKYK seciminde ise 50 kişilik partinin en
üst karar organında 19 yönetici yeni listenin dışında kaldı. Kongrede
AKP tüzüğünde yapılan bir değişiklikle genel başkanvekilliği makamı
ihdas edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan AB yetkilileri ile görüştü…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Avrupa Birliği (AB) Konseyi
Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile
görüşmesinde, Türkiye ile AB arasındaki mülteci anlaşmasının hayata
geçirilmesi ele alındı. Erdoğan'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel
Macron'la yaptığı görüşmede ise, Türkiye-AB ilişkilerine ivme
kazandırılmasının konuşulduğu vurgulandı. Cumhurbaşkanlığı
kaynaklarının NATO zirvesi için Brüksel'de bulunan Erdoğan'ın Juncker
ve Tusk'la yaptığı görüşmeye ilişkin değerlendirmesinde, "Görüşmede
Türkiye-AB ilişkileri konuşuldu. Türkiye ile AB arasında Mart 2016'da
imzalanan mülteci anlaşmasının hayata geçirilmesi gerektiği
vurgulandı" denildi. Cumhurbaşkanlığı kaynakları Erdoğan-Macron
arasındaki görüşmeye ilişkin de, "Olumlu atmosferdeki görüşmede siyasi
ve ekonomik ilişkiler başta olmak üzere ikili konular ele alındı"
değerlendirmesinde bulundular. Kaynaklar görüşmeyle ilgili olarak
ayrıca, "Türkiye-Fransa ilişkilerini daha da güçlendirme konusunda
kararlılıklarını vurgulayan iki lider, savunma sanayinde işbirliğinin
yanı sıra karşılıklı ticaret hacmini 20 milyar euroya yükseltme
hususunda da mutabık kaldılar" ifadelerini kullandılar.

Türkiye ile Rusya arasında anlaşma imzalandı…
Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasındaki ticari
ilişkilerin önündeki engel ve kısıtlamaların kaldırılması amacıyla
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile Rusya Federasyonu Başbakan
Yardımcısı Arkady Dvırkoviç arasında ortak bildiri imzalandı. Başbakan
Binali Yıldırım ile Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatının (KEİ)
25. Kuruluş Yıldönümü Zirvesi için İstanbulda bulunan Rusya Başbakanı
Dimitri Medvedev’in ikili görüşmesinin ardından imza töreni
düzenlendi. İki ülke başbakanının eşliğinde imzalanan ortak bildiri,
ticari ve ekonomik ilişkilerin normalleştirilmesi ve geliştirilmesi,
mevcut ticaret ve iş hacminin artırılması yönünde önemli bir adım
olarak görülüyor.

DÜNYA EKONOMİSİ
OPEC anlaşmayı uzattı...
Bu hafta 25 Mayıs’ta Viyana'da 172. olağan OPEC toplantısı
gerçekleştirildi. Suudi Arabistan Petrol Bakanı ve OPEC Konferansı
Başkanı Halid el-Falih, toplantının ardından alınan kararları
açıkladı. El Falih, petrol kesintisi süresine dair 6, 9 veya 12 ay
seçenekleri üzerine durduklarını ancak 9 ay uzatmanın ideal olduğu
kanaatine vardıklarını aktardı. Mart 2018'e kadar uzatılan yıllık
petrol üretim seviyesinin kısma kararı ile son 5 yıllık ortalama
seviyeye ulaşılabileceğinin umulduğunu ifade eden el-Falih, bir
sonraki OPEC toplantısının 30 Kasım'da yapılacağını vurguladı. Öte
yandan, OPEC kararına rağmen petrol fiyatlarında yaklaşık yüzde 5
düşüş görüldü. Bu durum OPEC'in petrol üretim kısma miktarının daha
fazla olmaması ve anlaşma süresinin 12 aya uzatılmamasının
yatırımcılarda hayal kırıklığı yaratması ile açıklanmakta.
ABD ekonomisinde gelişmeler...
Fed yetkilileri, Mayıs başında yaptıkları toplantıda ABD
ekonomisinde yakın dönemde görülen yavaşlamanın geçici olduğu net bir
şekilde belli olana kadar faizlerin artırılmaması konusunda görüş
birliğine varırken, yetkililerden çoğu faiz artırımının yakında
yapılabileceğini ifade etti. Fed tarafından 2-3 Mayıs'ta yapılan para
politikası toplantısının yayımlanan tutanaklarına göre toplantıya
katılan yetkililerin neredeyse tamamı merkez bankasının elinde değeri
birkaç trilyon doları bulan tahvillerin bu yıl içinde azaltılmaya
başlamasını istiyor. Tutanaklar merkez bankasının para politikasını
belirleyen kurulun "genel olarak" ekonominin ilk çeyrekte kaydettiği
yavaşlamadan ne hızda çıkabileceğine bağlı olarak faiz
artırılabileceği görüşünde olduğunu gösterdi. Tutanakta, "Kurul
üyeleri genel olarak para politikasının ekonomiye verdiği desteği
kaldırmadan önce ekonomik aktivitede son dönemde görülen yavaşlamanın
geçici olduğuna işaret eden kanıtlar görmenin ihtiyatlı olacağını
değerlendirmiştir" denildi. İfade, merkez bankasının para politikasını
sıkılaştırma konusunda temkinli olduğuna işaret ediyor.Bu ifadeye
karşılık Fed yetkilileri ekonominin ivme kazanmasını beklediklerini de
açıkça ifade etti. Fed yetkilileri ayrıca ilk çeyrekte ekonominin
neden yavaşladığı ve fiyat göstergelerinin neden yüzde 2 olan
enflasyon hedefinden daha da uzaklaşıldığına işaret ettiğini
değerlendirdi. Hem Fed'in para politikasını belirleyen Federal Açık
Piyasa Kurulu'nda (FOMC) oy sahibi olan hem de FOMC'de bu yıl oy
kullanmayan yetkililerden oluşan geniş bir grup yakında faizlerin
artırılmasının gerekeceğini ifade ederken, merkez bankasının
bilançosunun küçültülmesi için hazırlanan bir tasarıyı da görüştü.
Fed, 2007-2009 finansal krizinin ardından ekonomiyi ayağa kaldırmak
için faizleri neredeyse sıfıra indirmenin yanı sıra 4 trilyon dolardan
daha fazla Hazine tahvili ve konut kredisine dayalı menkul kıymet
satın almıştı. Fed çalışanlarının hazırladığı ve "olası operasyonel
yaklaşım" olarak adlandırılan tasarı, itfası gelen tahvillerden
sağlanan gelirle yeniden tahvil alınmasına son verilmesine dayanıyor.
Tasarıya göre itfası gelen tahvillerden her ay belirli bir tutarın
bilançodan çıkmasına izin verilecek. Başlangıçta bu tutar düşük
düzeyde tutulacak, üç ayda bir ise artırılacak.Tutanaklarda,
"Neredeyse her politika yapıcı bu genel yaklaşım lehine görüş
belirtti" denildi.
ABD Başkanı Donald Trump ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin
Abdulaziz'in huzurunda iki ülke arasında 280 milyar dolarlık iş
birliği anlaşması imzalandı. Resmi ziyaret kapsamında Riyad'da
temaslarıda bulunan Trump ile Selman arasında Yemame Sarayı'nda ikili
görüşme ve heyetlerarası görüşme gerçekleştirildi. Görüşmelerde ABD
ile stratejik ve köklü ilişkilerinin çeşitlendirilerek tüm alanlara
yayılması ve geliştirilmesi, bölgesel konular, Ortadoğu'daki ve
uluslararası gelişmelerin yanı sıra bölgede barış ve istikrarın
artırılması için atılması gereken adımlar ele alındı. Görüşme
sonrasında Kral Selman bin Abdulaziz ile ABD Başkanı Donald Trump
arasında "ortak stratejik vizyon anlaşması" imzalandı. İkili ve
heyetlerarası görüşmelerden sonra Selman ile Trump'ın huzurunda 280
milyar dolar tutarında bir dizi iş birliği ve mutabakat zaptı
imzalandı. Birinci Veliaht Prens ve İçişleri Bakanı Muhammed bin
Selman ile ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson arasında Suudi Arabistan
Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonu ve güçlendirilmesi ile "Kara
Şahin" olarak bilinen BlackHawk tipi Sikorsky tipi helikopterlerin
Suudi Arabistan'da üretilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Suudi
Arabistan bilişim şirketi ile Apple firması arasında mutabakat zaptı
imzalanırken, iki ülke yetkilileri arasında hava taşımacılığı, sağlık,
altyapı ve teknoloji, petrol ve doğalgaz, uçak satın alma, dijital ve
gayrimenkul, madencilik ve insan deneyiminin geliştirilmesi, katma
değeri yüksek teknolojik ürünlerin üretilmesi, ortak enerji üretimi ve
savunma sanayisi alanlarında iş birliği anlaşmaları da imzalandı.
Beyaz Saray'ın Donald Trump başkanlığında hazırlanan ilk bütçe
tasarısı, açıkların kapatılması için düşük gelirlilere verilen sağlık
ve gıda desteklerinin azaltılmasını öngörüyor. Bütçe tasarısı kamu
harcamalarının 10 yıl içinde 3.6 trilyon dolar azaltılarak bu dönem
sonunda bütçe dengesinin yakalanmasını hedefliyor. Beyaz Saray'ın
yayımladığı belgelere göre harcama kesintilerinin, 800 milyar doları
sağlık programı Medicaid ve 192 milyar doları gıda yardımlarından
olmak üzere yaklaşık 1 trilyon dolarlık en büyük bölümü düşük
gelirlilere yapılan yardımlardan oluşacak. Federal bütçenin
hazırlanması sürecinde ABD Kongresi'nin Beyaz Saray'a kıyasla daha
fazla gücü bulunuyor. Kongre üyeleri seçmenin benimsemeyeceği bazı
bütçe kesintilerini veto edebilir. Beyaz Saray, Kongre'ye iletilecek
olan bütçe tasarısıyla eş zamanlı olarak, özel şirketlere fayda
sağlayacak bir dizi tasarı için de Kongre'den destek sağlamaya
çalışıyor. Beyaz Saray'ın tasarısı ülkenin stratejik petrol rezervinin
yarısının satışından 16.5 milyar dolar, Alaska'daki yaban hayatı
koruma alanlarının petrol arama faaliyetlerine açılarak da 1.8 milyar
dolar kaynak sağlanmasını öngörüyor. Beyaz Saray önerileri arasında
tarımsal desteklerin 10 yılda 38 milyar dolar azaltılması ve ürün
sigortası primlerine üst sınır getirilmesi de yer alıyor. Bütçe
tasarısındaki harcamada artış kalemleri arasında eyalet ve yerel
yönetimlere yol, köprü ve hava alanı gibi altyapı yatırımlarına destek
için 200 milyar dolar ayrılması yer alıyor. Altyapı harcamalarında
teklif edilen bu artışa karşılık otoyol harcamalarında 95 milyar dolar
kesinti öngörülüyor. Trump'ın bütçe tasarısı, ekonominin başkanlığının
ilk dönemi sonu itibariyle her yıl yüzde 3 büyüyeceği varsayımına
dayanıyor. Ekonomistler ve ABD Merkez Bankası (Fed) ekonominin bu
derecede büyüyemeyeceğini tahmin ediyor. Fed tahminleri ABD
ekonomisinin uzun vadede yılda ortalama yüzde 1.8 büyüyeceğini
öngörürken, ekonomistler Trump'ın vaat ettiği vergi indirimlerini
hayata geçirmesi halinde 2020 yılında yüzde 2.3 büyümenin
yakalanabileceğini tahmin ediyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, ülkesinin stratejik petrol
rezervlerinin yarısını satma planı, OPEC'in fiyatları desteklemek için
üretimi kısma kararına ters düştüğü için petrol piyasasında şaşkınlık
yarattı. Beyaz Saray'ın açıkladığı bütçe tasarısında, ABD'nin
Stratejik Petrol Rezervi'nden (SPR) 2018 Ekim ayından itibaren
yapılacak satışlarla 16.5 milyar dolar gelir sağlanması öngörülüyor.
SPR elinde 688 milyon varillik bir rezerv tutuyor. Dünyanın en büyük
rezervi olan bu miktarın yarısından fazlasının 10 yıl içinde satılması
günlük 95,000 varil petrole ya da ABD'nin yıllık üretiminin yüzde
1'ine tekabül ediyor. Rezerv petrol, Louisiana ve Texas eyaletlerinde
sıkı korumalı yeraltı mağaralarında saklanıyor. Rezervlerle ilgili
bütçe önerisi, Trump'ın Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC)
fiili başkanı olan Suudi Arabistan'a yaptığı resmi ziyaretin ertesi
günü açıklandı .Son beş yılda petrol üretimi yüzde 49 artan ABD, SPR
ham petrolünü rahatlıkla satabilecek durumda. Ancak bu adım OPEC'in bu
yıl ve muhtemelen 2018'de de kendi üretimini kısarak global petrol
piyasalarında fiyatı yükseltme çabalarına zarar verebilir. Bütçe
önerisinde ayrıca ABD'nin koruma altındaki en büyük yaban yaşamı
koruma bölgesi olan Kuzey Kutup Ulusal Yaban Yaşamı Rezervi'nde de
petrol arama izni verilmesi öngörülüyor.
ABD temyiz mahkemesi, Başkan Donald Trump'ın Müslüman ülkelerden
ABD'ye seyahat yasağını durduran federal mahkeme kararının iptali ve
uygulamanın devamı yolundaki hükümet talebini reddetti. Temyiz
mahkemesinin "ayırımcı" olarak nitelediği yasak için Trump yönetiminin
şimdi Yüksek Mahkeme'ye başvurması bekleniyor. Adalet Bakanı Jeff
Sessions, yaptığı yazılı açıklamada, altı Müslüman ülkeden gelenlere
uygulanacak geçici yasaklamanın terör saldırılarına karşı bir koruma
olduğunu savunan hükümetin, temyiz mahkemesinin kararını Yüksek
Mahkeme'ye taşıyacağını söyledi. Beyaz Saray sözcülerinden Michael
Short da, Beyaz Saray'ın, yasağın sonunda yargının onayını alacağından
emin olduğunu belirtti. Temyiz mahkemesi üçe karşı 10 oyla aldığı
kararda, yasağa karşı çıkan mülteci grupları ve bireylerin,
kararnamenin ABD anayasasının dinler arasında farklı muameleyi
yasaklayan hükmünü ihlal ettiği iddiasıyla haklılıklarını
kanıtlayabileceklerini belirtti.
Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari, ABD ekonomisinin tam
istihdama Mart ayına kıyasla daha yakın olmasına rağmen henüz bu
seviyeye ulaşmadığını, ayrıca çekirdek enflasyonda son dönemde
gözlenen gerilemenin "endişe verici" olduğunu belirtti. Para
politikasını belirleyen Federal Açık Piyasa Kurulu'nda (FOMC) bu yıl
oy sahibi olan ve para politikasında sıkılaşmaya karşı tavrı ile
tanınan Kashkari, istihdam piyasasının durumu hakkında Fed yönetim
kurulu üyesi Lael Brainard'ın yaptığına benzer uyarılarda bulundu.
Kashkari, Haziran ayında faiz artırımına karar vermeden önce ekonomi
hakkında daha çok veri görmek istediğini belirtti. Fed'in Ocak
ayındaki toplantısında faiz artırımı aleyhine tek oyu kullanan kurul
üyesi olan Kashkari ABD'nin nüfus yapısı nedeniyle yüzde 3 büyümeyi
yakalamanın zor olduğunu da ifade etti.
Chicago Fed Başkanı Charles Evans, ABD halkının enflasyon
beklentilerinin azaldığını çünkü “muhafazakar” merkez bankacılarının
ekonomiyi teşvik etmek için yeterli çaba harcamadığını belirtti.
Evans, belirli bir ismi işaret etmeden, politika yapıcıların
enflasyonun hedeflerinin üzerine çıkmasına -Fed'in hedefinin gerisinde
kalmasından yıllar sonra bile- izin verme konusunda fazla isteksiz
olduğunu belirtti. Fed'in politika belirleyici organı olan Federal
Açık Piyasa Komitesi (FOMC) içinde faiz artırımı temposunun yavaş
olması gerektiğini savunan isimlerin başında gelen Evans,
muhafazakarlığın geiçtiğimiz yıllarda enflasyon beklentilerindeki
azalmaya katkı sağlayan bir unsur olduğunu ifade etti.
Dallas Fed Başkanı Robert Kaplan, Fed'in 2017 yılında iki kez daha
faiz artırımı yapması gerektiğini düşündüğünü ve bu artırımların
yapılması halinde bile para politikasının halen genişlemeci kalacağını
söyledi. Kaplan, ekonominin tam istihdamda oldukça yakın olduğunu ve
işgücü piyasasında çok fazla atıl kapasite kalmadığını kaydetti.Ancak
halen enflasyonist baskıların yavaş ve düzensiz kaldığı uyarısında
bulunan Kaplan, bu nedenle, para politikası teşviğini kaldırırken,
politika yapıcıların yavaş ilerlemesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaplan öte yandan, Fed'in 4 trilyon doların üzerine çıkmış
bilançosunun küçültmesi gerektiğine de dikkat çekti.
Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker, ABD merkez bankasının
2017 yılının ikinci faiz artırımına gitmesi için Haziran ayının "yakın
bir ihtimal" olduğunu söyledi. Harker'a göre, yatırımcıların düşüncesi
şöyle Fed fonları vadeli kontratları fiyatlaması, Fed'in 14
Haziran'da sonuçlanacak toplantıda harekete geçmesinin beklendiğini
işaret ediyor. Harker, "2017 yılında üç faiz artırımının uygun olduğu
yolundaki düşüncemi sürdürüyorum," dedi. Harker, aynı zamanda, Fed'in
bilanço küçültmesinin muhtemelen bu yıl başlayacağını ve bu sürecin
kademeli ve tahmin edilebilir olacağını da tekrarladı.
ABD'de ikinci el konut satışları Nisan'da beklentilerden fazla
geriledi. National Association of Realtors (NAR) verilerine göre konut
satışları %2.3 düşüşle 5.57 milyon oldu. Stoklardaki azalmanın
fiyatları yükseltmesi satışların düşmesinde etkili oldu. Beklenti %1.1
düşüş olmasıydı. Satışlar yıllık bazda ise %1.6 yükseldi. 5.71
milyonla 2007'den beri en yüksek seviyeye çıkan Mart ayı konut
satışları ise 5.70 milyona revize edildi.
Ortalama konut satış fiyatı geçen yıla kıyasla %6 yükselerek 344
bin 800 dolar oldu.
ABD'de yeni konut satışları Mart ayında yaklaşık 10 yılın
zirvesine çıkmasının ardından Nisan'da sert düştü. Yeni konut
satışları Nisan'da yıllık %11.4 düşüşle 569 bin oldu. Beklenti %1.8
düşüştü. Ortalama konut fiyatları aynı dönemde geçen yıla kıyasla %3.8
düşerek 309 bin 200 dolar oldu. Mart ayı konut satışları verisi 621
binden 642 bine revize edildi, bu Ekim 2007'den beri görülen en güçlü
seviye.
ABD'de açıklanan PMI verileri ekonomide büyümenin istikrarlı
biçimde sürdüğünü gösterdi. İmalat PMI Endeksi Mayıs'ta 52.5'e
geriledi. Bu, 8 ayın en düşük seviyesi oldu. Beklenti 53'tü. Hizmet
Sektörü PMI verisi 53.1'den 54'e çıkarak 4 ayın zirvesine çıktı.
Bileşik PMI ise 53.2'den 53.9'a yükseldi. Bileşik PMI böylece
Şubat'tan beri en yüksek seviyeye çıktı.
ABD Çalışma Bakanlığı işsizlik maaşı başvuru sonuçlarını açıkladı.
20 Mayıs ile sona eren haftada işsizlik maaşı başvuruları bin artışla
234 bin oldu. Piyasa beklentisi başvuruların 5 bin artışla 237 bin
olacağı yönündeydi. Geçen haftanın başvuruları 232 binden 233 bine
revize edildi. 4 haftalık ortalama işsizlik maaşı başvuruları 5 bin
750 artışla 235 bin 250 oldu. İşsizlik maaşından yararlanmaya devam
edenlerin sayısı 24 bin artışla 1 milyon 923 bin olarak gerçekleşti.
İşsizlik maaşı başvurusundan yararlananların 4 haftalık ortalama
sayısı 16 bin düşüşle 1 milyon 930 bin 250 olarak kaydedildi.
ABD ekonomisi yılın ilk çeyreğinde hizmet sektörü ve yatırımların
etkisiyle beklentilerin üzerinde büyüdü. ABD Ticaret Bakanlığı'nın
verilerine göre ilk çeyrek büyümesi %0.7'den %1.2'ye revize edildi.
Beklenti %0.9'du. Ekonominin en büyük kısmını oluşturan tüketici
harcamaları ise %0.3'ten %0.6'ya revize edldi. Beklenti %0.4'tü. PCE
Fiyat Endeksi değişmeyerek %2.4'te kalırken çekirdek PCE %2'den %2.1
artışa revize edildi. Revizyonlar beklenenden daha olumlu olsa da
ekonominin yıla göreceli zayıf başladığı görülüyor.

AB ekonomilerinde gelişmeler...
AB:

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi makro ekonomik
ortamın iyileştiğini buna rağmen ECB'nin 'temkinli' kalmaya devam
ettiğini ifade etti. Başkan para politikasından sapmak için bir neden
olmadığını dile getirdi. ECB bir sonraki para politikası kararını 8
Haziran'da açıklayacak. Euro Bölgesi'ne dair ekonomik tahminler de bu
toplantıda yayımlanacak.
ECB’den iki üst düzey politika yapıcı, teşvik programlarını
uygulama konusunda yavaş davranacaklarını belirterek, piyasa
volatilitesinden kaçınmak istediklerinin sinyalini verdiler. ECB
Başkan Yardımcısı Vitor Constancio ve İcra Kurulu Üyesi Peter Praet,
Euro Bölgesi enflasyonunda görülen son artışın büyük ölçüde geçici
unsurlara bağlı olduğunu ve para politikası desteğine bağımlı
olduğunu, ekonomideki bu durgunluğun 2019'a kadar süreceğini ifade
etti. Constancio, ECB'nin faizleri artırmaya başlamadan önce parasal
genişlemeyi sonlandırma niyetine bağlı kalması gerektiğini dile
getirirken, Praet, ECB'nin harekete geçmek için henüz kesinlikle hazır
olmadığını belirtti.
Avrupa Birliği'nin (AB) Brexit müzakerecisi Michel Barnier,
İngiltere'nin birlikten çıkışını düzenleyen bir anlaşmanın
yapılamaması gibi bir seçeneği AB'nin düşünmediğini söyledi.
Brüksel'de toplanan bakanlar, Barnier'ye verilen talimatla ilgili son
yasal prosedürü de tamamladılar. Barnier'nin 19 Haziran haftasında
İngiltere'nin Brexit müzakerecileriyle ilk kez masaya oturması
bekleniyor. Barnier ilk toplantının ardından 23 Haziran'da yapılacak
AB zirvesinde 27 ülkenin liderlerine bilgi verecek. İngiltere'nin
Brexit Bakanı David Davis hafta sonunda yaptığı açıklamada, Başbakan
Theresa May hükümetinin bir anlaşmaya varılamaması ihtimaline
hazırlıklı olduğunu söylemişti. İngiltere'nin anlaşma olsa da olmasa
da, 2019 Mart ayında AB'den ayrılmasını öngören süreci Mart'ta
başlatan May, ülkesi için kötü bir anlaşmaya razı olmaktansa, yasal ve
finansal bazı sorunların çözümlenmeden bırakılması durumunu tercih
edeceğini söylemişti. AB liderlerinin Barnier'ye verdikleri yetki,
ayrılıkla ilgili konularda "kayda değer ilerleme" sağlanmadıkça, May
için önemli olan serbest ticaret anlaşması konusunda görüşmelere
başlamasına izin vermiyor. Barnier'nin serbest ticaret görüşmelerine
başlayabilmesi için 27 liderin de onayı gerekiyor. Çoğunluğu AB
yardımına muhtaç olan eski komünist üye ülkeler, Barnier'nin
müzakerelerde İngiltere'den alabileceği en yüksek tazminatı alması
için baskı yapıyorlar.
Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble ve Fransa Maliye Bakanı
Bruno Le Maire, makro-ekonomik dengesizlikler ve çekirdek enflasyonun
düşük kalması yüzünden euro bölgesinin kırılganlığının sürdüğünü
söylediler.Berlin'de görüşen iki bakan, gerçek ekonomik bütünleşmeyi
sağlayabilmek için daha derin bir işbirliği ve ekonomik politikada
uyum sağlanmasının gerekli olduğu görüşünü de paylaştılar. Schaeuble
ve Le Maire, "Bu amaçla, euro bölgesi ekonomi ve maliye bakanları
konseyinin (Ecofin) 2016 yol haritasında belirtilen bankacılık
birliğinin tamamlanması öncelik taşımaktadır" dediler.
Euro bölgesinde imalat sanayi ve hizmet sektörleri satın alma
yöneticileri endeksleri (PMI) Mayıs ayında bir önceki ayki güçlü
büyümenin sürdüğüne işaret etti. IHS Markit tarafından derlenen euro
bölgesi Mayıs ayı öncü imalat PMI 57 ile Nisan 2011'den bu yana en
yüksek seviyeye çıkarken 56.5 olan beklentileri aştı. Hizmetler PMI
ise 56.2'ye gerileyerek 56.4 olan beklentilerin hafif altında kaldı.
Euro bölgesi imalat ve hizmetler PMI Nisan'da sırasıyla nihai 56.7 ve
56.4 değerlerini almıştı. Euro bölgesi resmi verilere göre ilk
çeyrekte yüzde 0.5 büyürken, ikinci çeyrekte büyümenin yüzde 0.4
olacağı tahmin edilmekte.

Almanya:
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa Merkez Bankası'nın
(ECB)politikaları yüzünden euronun fazla zayıf kaldığını söyledi.
Merkel bu durumun, Almanya'nın görece olarak yüksek bulunan ticaret
fazlasının nedeni olduğunu belirtti. Merkel, Almanya'nın ticaret
fazlasının iki nedenle yüksek olduğunu ve hükümetin bu nedenlerden
ikisine de müdahale edemediğini söyledi.Merkel bu nedenlerin euro kuru
ve petrol fiyatları olduğunu söyledi. Başbakan Merkel euronun şu anda
"görece olarak" zayıf olduğunu belirtti ve "Euro çok zayıf. ECB'nin
politikası yüzünden ve böylece Alman malları nispeten ucuz oluyor"
diye konuştu. Merkel, düşük petrol fiyatlarının Almanya'nın ticaret
fazlasına katkı yaptığını söyledi. Merkel enerji fiyatları daha yüksek
olsaydı, ithal petrole dayalı olan Alman ekonomisinin ticaret
dengesinin daha farklı olacağını belirtti.
Almanya ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla
yüzde 0,6 büyüme kaydetti. Almanya'da mevsim ve takvim etkilerinden
arındırılmış Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) bu yılın ilk çeyreğinde
yüzde 0,6 yükseldi. Çeyrek bazda ele alındığında, büyümeye olumlu
katkı yurt içi ve yurt dışı talepten geldi. Özellikle sabit sermaye
oluşumu yılın başında belirgin biçimde arttı. Yıllık bazda ise ilk
çeyrekte düzeltilmemiş GSYH artışı yüzde 2,9 olurken, mevsim ve takvim
etkisinden arındırılmış yıllık GSYH ise yüzde 1,7 seviyesinde
gerçekleşti. Ayrıca, yıllık bazda da 2017 yılının ilk çeyreğinde iç ve
dış talep büyümeye önemli oranda katkıda bulundu.
Almanya'da iş dünyası güven endeksi 1991 yılından bu yana görülen
en yüksek seviyesinde gerçekleşti. IFO enstitüsü tarafından yapılan
açıklamaya göre iş dünyası güven endeksi Mayıs ayında 114.6 seviyesine
tırmanarak 1991 yılından bu yana görülen en yüksek seviyesinde
gerçekleşti.
Almanya'da öncü imalat PMI Mayıs ayında 59.4'e yükselerek 58 olan
beklentileri aşarken, hizmetler PMI 55.2'ye gerileyerek 55.5 olan
beklentilerin hafif altında kaldı. Almanya imalat ve hizmetler PMI
Nisan'da sırasıyla nihai 58.2 ve 55.4 değerlerini almıştı.

İngiltere:
İngiliz polisi Manchester'daki bir konser alanında 22 kişinin
hayatını kaybettiği patlamanın bombalı intihar saldırısı sonucu
meydana geldiğini ve ölenler arasında çocukların da olduğunu açıkladı.
Manchester kentinde bir konser alanında meydana gelen patlamada ayrıca
59 kişi de yaralandı. İngiltere'deki siyasi partiler, Manchester
kentindeki patlamanın ardından seçim çalışmalarını askıya aldı.
Muhalefetteki İşçi Partisi'nin başkanı Jeremy Corbyn, yaptığı yazılı
açıklamada, Başbakan Theresa May ile görüştüğünü ve 8 Haziran
parlamento seçimleri için yapılacak çalışmaları askıya almayı
kararlaştırdıklarını söyledi. May daha önce Manchester'deki patlamayı
polisin terör saldırısı olarak gördüğünü ifade etmişti.
İngiltere İçişleri Bakanı Amber Rudd, Manchester kentinde 22
kişinin öldüğü bombalı saldırının failinin muhtemelen tek başına
hareket etmediğini söyledi. Ülkede 3,800 askerin, yeni bir saldırıyı
önlemek için daha önce polis tarafından korunan önemli noktalarda
konuşlanmasına başlandı. Hükümet, terör tehdit düzeyini en yüksek
nokta olan "kritik" aşamasına çıkarmıştı. Polis yaptığı açıklamada,
saldırının sorumlusunun 22 yaşında, İngiltere doğumlu Salman Abedi
olduğunu açıkladı. Abedi'nin olaydan önce güvenlik örgütlerince
tanındığını söyleyen Rudd, ülke genelinde 3,800 askerin güvenlik
görevi aldığını, böylece daha çok sayıda polis memurunun devriye ve
soruşturma görevlerine dönebileceğini söyledi. Manchester saldırısı,
2005 yılında İngiliz uyruklu dört Müslüman gencin Londra'da kamu
ulaşım araçlarında yaptıkları eş zamanlı saldırılarda 52 kişiyi
öldürdükleri bombalı eylemlerden bu yana, İngiltere'nin en çok can
kaybı yaşadığı ikinci saldırı oldu. Terör tehdidini en yüksek aşama
olan "kritik" düzeyine çıkartan Başbakan Theresa May, her an yeni bir
saldırı olabileceğini söylemişti. İslam Devleti örgütü, saldırıyı
üstlendiği duyurusunda, eylemin "Haçlılara" karşı yapılmış bir intikam
saldırısı olduğunu söyledi.
İngiltere ekonomisi, tüketicilerin ve dış ticaretin etkisiyle ilk
çeyrekte ilk tahminden daha yavaş büyüdü. İngiltere ekonomisi, birinci
çeyrekte yüzde 0.2 büyüyerek, geçtiğimiz ay yayınlanan yüzde 0.3'lük
tahminin altında kaldı. İngiltere ekonomisinin en büyük kısmını
oluşturan hizmet sektörü, ve üretim ilk tahminlere göre aşağı revize
edildi. Yapılan açıklamaya göre ihracat yüzde 1.6 geriledi ve tüketici
harcamaları zayıflayarak, ekonomiye 2014'ten beri görülen en düşük
katkıyı sağladı.

Yunanistan:
Euro para birimini kullanan 19 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkenin
maliye bakanları görüşmek üzere "Euro Grubu Toplantısı" için
Belçika'nın başkenti Brüksel'de bir araya geldi. Euro Grubu Başkanı ve
Hollanda Maliye Bakanı Jeroen Dijsselbloem yaklaşık 8 saat süren
görüşmelerin ardından basın toplantısı düzenledi. Dijsselbloem,
bakanların borç sürdürülebilirliği konusunu derinlemesine
tartıştıklarına dikkati çekerek, bir anlaşmaya varılmasına yakın
olduklarını söyledi. Yunan hükümetinin çok ciddi çalışmalar yaptığını
ve anlaşma sağlanması için ilerleme kaydettiğini belirten
Dijsselbloem, "Bir sonraki kredi diliminin yaz öncesi serbest
bırakılabilmesi için çalışmalar devam edecek. İkinci değerlendirme
sürecini resmen tamamlamaya yakınız" değerlendirmesinde bulundu.
Dijsselbloem, bu konuları gelecek haftalarda çalışmaya devam
edeceklerini bildirerek, bu noktada Yunanistan'la bir anlaşma
sağlayamadıklarını aktardı. Yunanistan'ın borçlarının hafifletilmesi
konusunun kurtarma programı tamamlanınca ele alınacağını vurgulayan
Dijsselbloem, kurtarma programına IMF'nin katılımının önemine işaret
etti. Yunanistan kurtarma programının ikinci değerlendirme süreci
tamamlanamadığı için yeni kredi dilimleri serbest bırakılamıyor.
Yunanistan'ın Temmuz ayında kreditörlere 7 milyar euro geri ödemesi
gerekiyor. Kreditörler, Yunanistan'dan toplam 86 milyar euroluk
kurtarma programı çerçevesinde gerekli reformları yapmasını istiyor.
Yunanistan'ın toplam borç yükünün bu yıl 300 milyar euroyu aşması ve
borçların milli gelirinin yüzde 180'ini ulaşması öngörülüyor. 2010
yılından bu yana üç kurtarma programı uygulanan Yunanistan, euro
bölgesinde milli gelirine oranla en yüksek borca sahip ülke durumda
bulunuyor. Yunan tarafı 300 milyar euroyu geçen borcun hafifletilmesi
konusunda kreditörlerle bir anlaşma sağlamaya çalışıyor. Atina'da 2
Mayıs'ta yapılan görüşmelerde Yunanistan ve uluslararası kreditörleri
üçüncü kurtarma programı kapsamında yeni kredi diliminin serbest
bırakılması için gerekli kemer sıkma tedbirleri üzerinde ön anlaşma
sağlamıştı. Yunan Parlamentosu 18 Mayıs'ta kurtarma programı
kapsamında ek kemer sıkma tedbirleri içeren yeni torba yasa tasarısını
onaylamıştı.
Yunanistan'da bütçe açığı Mart ayında yıllık bazda yüzde 71 artış
gösterdi. Yunanistan Merkez Bankası tarafından açıklanan verilere
göre, geçen Mart’ta 772 milyon euro olan açık 1 milyar 324 milyon
euroya yükseldi. Bütçe açığında 203 milyon euroya gerileyen turizm
gelirlerinin etkisi oldu. Kurtarma paketi programında olan ve yüksek
kamu borcu bulunan Yunanistan için bütçe verisi büyük önem arz ediyor.

Diğer ekonomilerde gelişmeler...
Çin:
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Çin'in kredi notunu, ülkenin
finansal direncinin gelecek yıllarda güç kaybedeceği beklentisini
gerekçe göstererek bir kademe indirdi ve Aa3'e çekti. Görünümü ise
negatiften durağana çevirdi. Çin hükümeti bir süredir ekonomideki
yavaşlama ve hızlı artan kredilerin getirdiği finansal risklerle baş
etmeye çalışıyor. Moody's tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Not
indirimi ekonomi genelinde borçluluğun artması ve potansiyel büyümenin
yavaşlamasıyla birlikte Çin'in finansal direncinin gelecek yıllarda
bir miktar güç kaybedeceği şeklindeki Moody's beklentisini
yansıtmaktadır" denildi.
Çin, kredi notunu düşüren uluslararası reyting kuruluşu Moody’s’i,
"ülkenin karşılaştığı ekonomik zorlukları abartmak, reform çabalarını
küçümsemek ve uygun olmayan metodoloji kullanmakla" suçladı. Çin
Maliye Bakanlığı’nın sitesinden yapılan açıklamada, Moody’s’in, Çin'in
yerli ve yabancı para cinsinden kredi notunu "Aa3"ten "A1" seviyesine
düşürmesi ve görünümünü de negatiften durağana çekmesine, "Ülke
ekonomisinin karşılaştığı zorluklar fazla büyütülüyor. Arz yönlü
reform çabaları hafife alınıyor” ifadeleriyle tepki gösterildi.
Açıklamada, Moody’s’in 1989’dan bu yana ilk defa Çin’in kredi notunu
düşürmesine ilişkin, Çin’in kredi derecelendirmesinde uygun olmayan
bir metodoloji kullandığı kaydedilirken, bu yıl başında ülke
ekonomisinin iyi bir başlangıç yakaladığı ve ekonomik reformların işe
yaradığı belirtildi. Yılın ilk çeyreğinde gayrisafi yurt içi hasılanın
yüzde 6,9 büyüyerek, ekonominin genişleme hızının geçen senenin aynı
dönemine göre yüzde 0,2 arttığı ifade edildi.
Moody's Ülke Risk Grubu Direktörü Marie Diron, Çin'in yapısal
reformlarının, borçlarındaki artışı durdurmaya yetmeyeceğini söyledi.
Diron, buna rağmen ekonomik büyümenin güçlü olacağını ve bir sert iniş
ihtimalinin zayıf olduğunu söyledi. Moody's'in kredi stratejisi ve
standartlarından sorumlu başkan yardımcısı Li Xiujun da, borçların
Moody's'in beklentisini aşan bir hızda artmakta olduğunu ve bu nedenle
Çin'in artık A1 derecesi almasının mümkün olamayabileceğini söyledi.

BU HAFTA PİYASALAR

Kur ve faiz hafif geriledi...
ABD'de artan siyasi belirsizliklerin küresel risk iştahını
azaltmasıyla gelişmekte olan ülke para birimleri baskı altında kalsa
da bir diğer taraftan da aynı etkenin doların küresel bazda sert değer
kaybına neden olması hafta başında dolar/TL gibi gelişmekte olan ülke
kurlarında aşağı yönlü eğilime yol açtı. Dolar/TL haftanın ilk gününü
3.56’den kapattı. Sepet bazında TL 3.78, euro/TL ise 4.00
seviyesindeydi. Tahvil bono piyasasında ise 24 Şubat 2027 itfalı yeni
10 yıllık gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi %10.71 oldu. İki
yıllık gösterge olan 11 Temmuz 2018 tahvilinin ortalama bileşik faizi
de %11.53 düzeyindeydi. Salı günü de kurlarda yatay bir seyir vardı.
Öte yandan, iki yıllık yeni gösterge olan 15 Mayıs 2019 itfalı
tahvilin ortalama bileşik faizi ise %11.31 düzeyine geriledi. Çarşamba
günü dolar/TL paritesi dolardaki değer kazanımı nedeniyle dalgalansa
da günün sonunda tekrar 3.56’ya indi. Perşembe günü ise dolar/TL ABD
Merkez Bankası (Fed) tutanakları sonrasında gerilediği 3.55'in
altındaki seviyelerde tutunamadı.
Piyasa, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Brüksel’de yaptığı
temasları izledi. Faizlerde ise gerileme vardı. İki yıllık tahvil
faizleri %11.10’a, on yıllık tahvil faizleri de %10.57’ye geriledi.
Haftanın son gününde kurlarda hafif yukarı yönlü bir eğilim vardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Brüksel görüşmeleri piyasaları fazla
etkilemedi. Faizlerde ise yatay bir seyir hakimdi. Piyasalar bundan
sonra kabinede yapılacak olası bir revizyonu ve bunun ekonomiyle
ilgili bakanları etkileyip etkilemeyeceğini izleyecekler.
Bu arada Hazine'nin Mayıs ayı borçlanma programı çerçevesinde
gerçekleştirdiği 13 Aralık 2017 itfalı kuponsuz bononun yeniden
ihracında ortalama bileşik faiz yüzde 11.65 oldu. Kuponsuz bonoda net
satış 113.8 milyon TL, nominal teklif 689 milyon TL olarak gerçekleşti.
Sonuçta, 18 Mayıs’da Merkez Bankası kurlarıyla 3.6193 olan
dolar/TL paritesi, 26 Mayıs’da 3.5715 TL’ye indi 4.0275 TL düzeyinde
olan euro/TL paritesi ise 4.0052 TL’ye geriledi. 18 Mayıs’da %11.45
olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu haftanın son günü
%11.10 düzeyine geriledi.

Döviz, petrol ve altın fiyatları... Döviz: Dolar ABD'deki siyasi
çalkantı ve euronun güçlü seyrini sürdürmesi nedeniyle hafta başında
altı ayın dip seviyelerinden toparlanmakta zorlandı. Dolar endeksi
haftaya 97.235 düzeyinde başladı. Euro/dolar paritesi haftaya 1.1210
düzeyinde başlarken dolar/yen paritesi 11.50 düzeyindeydi.
Yatırımcıların euronun değer kazanacağını öngörerek aldıkları net uzun
pozisyon sayısı 16 Mayıs'ta sona eren haftada üç yıldan uzun bir
sürenin en yüksek seviyesine çıktı. Euro bölgesi ekonomisinin son
dönemde kaydettiği toparlanmanın yanı sıra Avrupa Merkez Bankası'nın
(ECB) gelecek ayki politika toplantısında aşırı gevşek para politikası
duruşunu bir miktar sıkılaştıracağı beklentisi euroyu destekliyor.
Yatırımcılar ABD tarafında ise, Washington'daki siyasi çalkantı
nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump'ın vergi reformu ve ekonomiyi
destekleyici harcamaları içeren vaatlerini hayata geçirme ihtimalinin
azaldığından endişe ediyor. Salı günü Euro, Almanya başbakanı
tarafından yapılan "çok zayıf" nitelemesinin ardından dolar karşısında
altı ayın zirvelerine yakın seyrederken, sterlin İngiltere'nin
Manchester kentinde meydana gelen patlamanın ardından değer kaybetti.
Euro 1.1268 dolara kadar çıkarak 9 Kasım'dan bu yana en yüksek
seviyeyi gördükten sonra 1.1247 dolardan işlem gördü. Sterlin dolar
karşısında 1.29’un altına indi. Yatırımcıların güvenli liman olarak
gördükleri yen, euro ve dolar gibi başlıca para birimleri karşısında
değer kazansa da, kazanımları sınırlı kaldı. Hafta içinde dolar biraz
yükselirken, Çin para birimi yuan Moody's not indiriminin ardından
değer yitirdi. Dolar endeksi Çarşamba günü 97.321 düzeyindeydi.
ABD'nin 10 yıl vadeli Hazine tahvillerinin getirisi, geçen hafta
güvenli liman talebinden kaynaklanan alımlarla bir ayın en düşük
seviyesini gördükten sonra bu hafta 3 baz puan yükseldi. Euro ise
dolar karşısında gördüğü altı buçuk ayın zirvesi 1.1268'den az da olsa
gerileyerek 1.12’nin altına indi. Ancak daha sonra durum tekrar
değişti. Dolar, Çarşamba günü Fed'in para politikasını bazı
yatırımcıların beklentilerinden daha yavaş sıkılaştıracağına işaret
eden toplantı tutanaklarının ardından değer kaybına karşı koymaya
çalışırken, euro tekrar dolar karşısında altı buçuk ayın zirvelerine
çıktı. Tutanaklar Fed'in faiz artırımına biraz daha temkinle
yaklaştığına işaret ederken, ABD'de Başkan Donald Trump kaynaklı
siyasi endişelerle değer yitiren dolar üzerinde baskıyı artırdı.
Doların başlıca para birimleri karşısındaki seyrini izleyen endeks
96.972’e geriledi. Euro/dolar paritesi ise 1.1240'a yükseldi. Haftanın
son gününde emtia ihracatçısı ülkelerin para birimleri, bazı
yatırımcıların daha yüksek hacimli üretim kesintisi beklentisine
rağmen OPEC'in sınırlanan üretimin hacmini değiştirmemesi ardından
petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle baskı altına kaldı. Dolar
endeksi ise biraz toparlandı ve 97.370’e yükseldi. Euro/dolar paritesi
sabah saatlerinde 1.12’nin üstünde kalırken, ABD’de büyüme verisinin
beklenenden yüksek gelmesiyle tekrar 1.12’nin altına indi. Cuma günü
itibariyle euro/dolar paritesi 1.1185 dolar/yen paritesi 111.15
düzeyindedir. Petrol: Petrol fiyatları Petrol İhraç Eden Ülkeler
Örgütü (OPEC) öncülüğünde sene başında başlayan geçici üretim
kesintisinin süresinin uzatılacağı, ayrıca kesinti miktarının
artırılacağı beklentisiyle yükseldi. Hafta başına Brent petrolünün
varili 54 doların üstünde başlarken, ABD hafif petrolünün varili 50
dolar düzeyindeydi. Ancak daha sonra fiyatlar, ABD Başkanı Donald
Trump'ın bütçe teklifinde yer alan stratejik petrol rezervlerinin
yarısının satılması tasarısı sonrası, petrol üreten ülkeler örgütünün
üretim kesintisi çalışmalarına rağmen biraz geriledi. Yine de 25
Mayıs’taki petrol üretici ülkeler toplantısı öncesinde bu gerileme
sınırlı kaldı. Petrol fiyatları üretim kesintisinin gelecek yıla kadar
uzatılma kararının alınmasının beklendiği OPEC toplantısının hemen
öncesinde de tekrar yükseldi. Brent petrolünün varili 55 dolara
yaklaşırken, ABD petrolü 51 doların üstündeydi. Ancak fiyatlar daha
büyük üretim kısıntısı beklentilerine rağmen Perşembe günü OPEC'in
üretim kısıntısının süresini uzatma ancak büyüklüğünü sabit tutma
kararı sonrası %5 oranında değer kaybetti. OPEC ve OPEC üyesi olmayan
bazı üreticiler bu yılın ilk yarısı için geçerli olan üretimin günde
1.8 milyon varil azaltma kararını gelecek yılın ilk çeyrek sonuna
kadar uzattı. Cuma günü itibariyle Haziran vadeli Brent ham petrolünün
varili 51.10 dolar düzeyinde ABD hafif ham petrolünün varili 48.60
dolar civarında seyretmektedir. Altın: Altın fiyatları, hafta başında
Asya borsalarındaki yükselişe paralel olarak gerilese de, Beyaz
Saray'daki siyasi çalkantı nedeniyle altına yönelik güvenli liman
talebi canlı kaldı. Altının spot piyasadaki ons fiyatı hafta başında
1252 dolar düzeyindeydi. Fiyatlar, İngiltere'nin Manchester kentinde
22 kişinin öldüğü patlama sonrasında ise 1260 doları aştı. Ancak daha
sonra fiyatlar tekrar 1250 düzeyine indi. Hafta ortasında ise altın
doların değer kaybetmesi ve Fed'in bazı yatırımcıların beklediği kadar
hızlı faiz artırmayacağına işaret etmesinin ardından tekrar yükseldi
ve 1258 dolara çıktı. Altın fiyatları üretim kısıntısını artıracağı
beklentisine karşılık OPEC'in petrol üretim kısıntısının süresini
uzatma ancak miktarında değişiklik yapmama kararı sonrası petroldeki
düşüşe paralel olarak Perşembe günü geriledikten sonra haftanın son
gününde tekrar 1260 dolar eşiğinin üstüne yükseldi. Cuma günü
itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1265 dolar civarındadır."


******

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım
danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti,
aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen
bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı
sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve
tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine
dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk getiri
tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer
alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize
uygun sonuçlar doğurmayabilir.

*******

Foreks Haber Merkezi ( haber@foreks.com )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey




'
17:599.916
Değişim :  2,05% |  198,85
Açılış :  9.763  
Önceki Kapanış :  9.717  
En Düşük
9.751
En Yüksek
9.956
imkb grafik
BIST En Aktif Hisseler17:59
AKMGY 363,00 75.530.655 % 10,00  
YGYO 8,25 17.190.368 % 10,00  
BALAT 25,52 6.263.545 % 10,00  
MEGAP 5,72 28.990.127 % 10,00  
MEGAP 5,72 28.990.127 % 10,00  
17:59 Alış Satış %  
Dolar 32,4383 32,4468 % -0,12  
Euro 34,7274 34,7626 % -0,60  
Sterlin 40,2841 40,4860 % -0,58  
Frank 35,2816 35,4585 % -0,60  
Riyal 8,5987 8,6418 % -0,40  
17:59 Alış Satış %  
Gümüş ONS 27,29 27,31 % 0,66  
Platin 915,48 916,72 % 0,66  
Paladyum 957,03 959,20 % 0,66  
Brent Pet. 89,45 89,45 % 0,66  
Altın Ons 2.338,64 2.339,04 % 0,66